Ayanoğlu, Cumhurbaşkanının konutunun önünde olan oğlunun kendisini aradığını ve veda ettiğini belirterek, Oğlu Onur’un şehit olduğunu, diğer oğlunun ise gazi olarak hastaneye kaldırıldığını söyledi. Hakkım helal olsun
Ayanoğlu, 15 Temmuz’da bir baba olarak bir oğlunu şehit bir oğlunu da gazi verdiğini söyledi. Yaşadığı acıyı dile getiren Ayanoğlu, “15 Temmuz gecesi, şehit ve gazi olan oğlum 10 gibi Cumhurbaşkanımızın konutuna çıkıyorlar. 11:45’te rahmetli oğlum bana telefon etti. Ben onları aradım, mahalleye çağırdım. Ben onları mahallede bilirken, beni aradı, "Şarjlarımız bitiyor, bize şarj cihazı getirir misiniz?" dedi. Bana veda etmişti. "Neredesiniz?" dediğimde, "Cumhurbaşkanımızın evinin önündeyiz." dedi.” Şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanımızın arkasındayız
Ayanoğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü; “ Ben de 12’de rahmetli oğlumun evinin önünde canlı olarak gördüm. Bir saate yakın meydanda, Cumhurbaşkanımızın arkasında durma noktasında sahip çıkmak ve alçaklara teslim etmemek fikriyle yola çıktık. Köprüde insanları vuruyorlarmış, köprüde durum vahimdi, köprüye gidelim dediler ve köprüye indik. Köprüye indikten sonra, tutuk sesli bir silahla ateş edildi. Herkes yerlere yattı, ben yatmadım. O'nun cevabını neden olarak veremiyorum. Oğlumu aradım. "Baba, gişelerin altındayız." dedi. Dilim tutuldu, bir şey söyleyemedim. En son "Bunlar ateş ediyor. Ne olduğunu bilmiyorum. Havaya mı ateş ediyorlar bilmiyoruz. İnsanlardan o tarafa gelemiyorum, siz geri gelin." dedi. "Tamam." dedikten sonra, 10 dakika içerisinde bir kıyamet ateşi başladı ki, hepimiz canımızın derdine düştük. Yerde kaç dakika yattığımı bilemiyorum. Böyle silkelenip kendime geldiğimde, arabanın siperine aldım. Oğlumu aradığımda ona başkası baktı. "Onur" dedim. "Amca ben Onur değilim, telefonun sahibi vuruldu, ben açtım." dedi. "Babasıyım" dedim, "Oğlum nerede?" dedim. "Polisler hastaneye götürdü, nereyle gittiğini bilmiyorum." dedi. Ağabeyini taşıyor, açamıyor diye diğer oğluma ulaşamadım. 27 yaşındaki oğlumu morgta, 25 yaşındaki evladımı da ameliyathanede buldum. Gazi olan oğlum, "Abimin durumu nasıl?" dedi. Doktorlar da, "Sakın söyleme." diye sıkı sıkıya uyardılar. G3 mermisi yemişti. "Abim de iyi, yoğun bakımda." dedim. "Abim de iyi olacak." diye o gece bu durumu yaşadık. Vatan sağ olsun dedik.”
Ataş düştüğü yeri yakar
Bu vatana bir evladı şehit bir evladı da gazi verdiğini söyleyen Ayanoğlu, “15 Temmuz’da bu ülkeye, bir baba olarak bir şehit ve bir gazi olarak görevimizi yerine getirdik diyoruz. Ateş düştüğü yeri yakar. Her taraftan taziyemize gelip acımızı paylaştılar. Bir can, bir kan vererek bu ülkeye emeğim geçtiyse, bilenlere kanımda, canım da helal olsun. Ama bilmeyenlere hakkımı helal etmiyorum” ifadelerine yer verdi.