Efsaneye göre Yozgat Çamlığı, Kerem’in Aslı’nın peşinden giderken uğradığı bir su başında beş çam ağacı dikmesi ile oluşmuştur. Dolayısı ile Yozgat Çamlığı Hıdrellez kutlama yeri olduğu gibi, çok büyük bir sevda aşk ayrılık hikayesini de içinde yaşatıyor.
… Hıdrellez ismindeki Hızır boz atlı bir evliyadır. Boz atlı Hızır bolluk, bereket, mutluluk, sağlık gibi güzelliklerin vücut bulmasını sağlar, yokluk, kıtlık, soğuk, karanlığı da götürür. Çoğunluk Hıdrellez‘in bahar bayramı olduğuna inansa da bu bir
“ yeni yıl “kutlamasıdır. Dünya üzerinde mevsime dayalı takvimlerin hakim olduğu kültürlerde yeni yıl her zaman bahar mevsimine denk gelir. Hıdrellez kutlamaları Selçuklu zamanına dayanmaktadır. Kars’ta bulunan “Ani harabelerinden” “Arpaç’a açılan kapılardan biri “Hıdrellez kapısı” ismini taşımaktadır. Bir çok kültür karların eriyip, doğanın canlanmasını yeni yıl olarak kabul eder. Buna göre 5 Mayıs günü kış mevsimi biter ve 6 Mayıs günü bahar mevsimine merhaba denir.
….. Yozgat halkı Hıdrelleze eğrice kelimesinin Yozgat ağzındaki söylenişi ile “Ağrice”demektedir. Yozgat kültüründe “ağrice”gelin kızlar için de büyük önem taşır. Söz, nişan, düğün merasimleri arasında genellikle altı ay bir yıl kadar bir zaman dilimi geçer. Bu süre zarfında gelin kızlara bayramlarda, kültürümüzde özel anlam taşıyan günlerde bohçalar, hediyeler hazırlanır. Bu bohçaların içinde, giyim kuşam, yeme içme kınasından, çerezinden tutun da tatlısı, meyvesine kadar ne ararsanız bulunur.
…. Çocukluğumuzda “Ağrice “bizim için çok büyük önem taşırdı.. Yozgat’ın yerlisi evi Çamlığa yakın olan insanlar mesire yeri olarak Çamlığı tercih eder, evleri halk arasında gelin kayası olarak da bilinen Cehrilik lalelerin bulunduğu bölgede olanlar o bölgeyi tercih eder, kimileri köylerde, dere kenarlarında , göl, vs. gibi piknik alanlarında yerlerini alırlardı..
…. Ağrice günü Çamlıkta yer bulabilmek tabiri caizse bir mucizeydi. Aileden biri Çamlık‘ta yer tutmak için erkenden yola koyulur. Tabi bu görev rahmetli babama düşerdi. Biz gidene kadar zaten orada bir mahalle oluşmuş olurdu. Öyle Çamlık‘a arabalarla gitmek yoktu tabii. Sepetler, çantalar içerisine hazırlanmış yiyecek, içecek, küçük tüp üzerinde her rengi bulunduran el dokuması yolluk adı verilen kilimler, minderler, öyle bir ya da iki çocuk yapıp tamam denilmediği için evde bu yükleri taşıyacak yeteri kadar taşıyıcı personel mevcuttu. Babaannemin anlattığına göre daha önceleri gelin kızlar için faytonlar kiralanır, kemanlar, cümbüşler, defler çalınıp, türküler,maniler eşliğinde çamlığın yolu tutulurmuş.
…. Patika yollardan ellerimizde yükümüz topladığımız kır çiçekleri, kum döken çeşmesine doğru, çamlığın eteğinde soluklanıp, çamlığın içi adı verdiğimiz bölgeye varırdık. Çamlığın içinde yer bulamayanlar çamlığın eteklerinde ağaçların altına kurdukları piknik alanında bu yeni yıl coşkusunu konu komşu,eş dost akraba ile birlikte kutlardı. Çamlıkta topladığımız çam Kozalakları, gazeller, çalı, çırpılarla yaktığımız ateşlerin üzerinde güveçler yapılır, mevsim meyveleri, kuruyemişler, tatlılar, Yozgat yöresine ait çarşı ekmeği dediğimiz ekmek çeşitleri, parmak çörek alınır Allah ne verdiyse masaların üzerine dizilir. Yenir , içilir, oynayıp gülünür, kurulan masalarda unutulmayacak muhteşem bir gün geçirilirdi.
.. Bütün dinlerin, gelenek görenekler inanış şekillerine saygım sonsuzdur. Yılbaşı olduğunda Noel baba kültürünü benimseyip çam ağacı süsleyenler nedense boz Atlı hızırı, gül ağacının dibine Çanak Çömlek gömeyi, dilek ağacına çaput bağlamayı küçümser oldular.. oysaki her kültürün, her dinin kendine göre güzellikleri vardır. Bilmediğimiz kültürlerin dinlerin gelenek, göreneklerine uymak yerine kendi kültürümüzü yaşatmak, böyle özel günlerde gelin kızlarımızı yine mutlu edip hatırlamak gönüllerini almak. Sevdanın aşkın sembolü olan Çamlıkta ailecek eş dost hep birlikte veya dere kenarlarında göl kenarlarında mesire yerlerinde gelenek göreneklerimizin arasında yer alan “Hıdırellez” “yeni yılı “kutlayıp gelecek nesillere taşımak hepimizin görevi olmalıdır..
Yeni yılınız kutlu olsun sevgili Bozoklu hemşerilerim..