Acılı dünya…

Akıl baliğ olmayı beklerdik çocuk dünyamızda.

Bir çocuk toplumun kabul ettiği akil baliğ dönemine kadar günahsız ve habersizdi.

Dünyadan, sorunlarından, acılarından ve en önemlisi gerçeklerden.

Bugün yaşadığımız dünyada, çocuk doğduğu gün teknoloji ile tanışıyor ve onun nimeti (!) olan bilgi denizinde başlıyor sörfe.

Misal;

Benim 30 yaşında vakıf olduğum, haberdar olduğum konulara günümüz çocukları 10 yaşına kadar sahip oluyor/olabiliyor.

Bilgili çocuklar, zehir gibi beyin, her şeyden anlayan yapı.

Sonuç, çocuk olmadan, akıl baliğ olmayı beklemeden büyüyen, artık birey oldum ruhundaki çocuk görünümlü adamlar, kadınlar türettik.

Çabuk büyüdüler de ne oldu?

Hayatı olması gerekenden erken tanıdılar.

Çocuk olmanın; saflığını, habersizliğini, heyecanını, yorgunluklarını, mutluluklarını yaşayamadılar.

O yüzden doyumsuz bir dünyaya sahip çocuklarımız.

Çabuk büyüttük, hormonlu meyve misali.

Hayatın gerçekleri onlara mutluluk değil kısa yoldan stresini, sorunlarını da yükledi.

Ve bu gün strese bağlı rahatsızlıklar yaşayan çocuklarımız var!

Hiç büyümeseydik dediğimiz bir dünyanın içine hormonla büyüttüğümüz çocukları attık vesselam.

Acılı dünyanın tatlı çocukları maalesef ruhlarına ağır gelecek gerçeklerle yaşıyorlar.

Bartın’da yaşanan maden faciası yüreklerimizi dağladı.

Acıların peş peşe geldiği dünyada azıcık habersiz olsak yaşananlardan diyorum çoğu zaman.

Kiminin eşi kiminin evladı ya da babası.

O karanlık dünyaya bir daha çıkmamak üzere girdiklerinin farkına varmadan başladılar mesaiye.

Evlerinden bir daha geri dönmemek üzere çıktılar.

Kim bilir son diyebileceğimiz zamanda neler neler yaşadılar sevdiklerine, dostlarına ve akrabalarına dair.

Maden faciaları maalesef ülkemizin bitmek tükenmek bilmeyen gerçeği.

Bu gerçekle yaşamayı öğrenmek için ölme ya da bir yakınımızın ölmesini beklemek mi gerekiyor.

Bartın’da yaşanan maden faciasının sebepleri kamuoyuna yansıyacak, tartışılacak, yargılanacak ama sonuç alınmayacak.

Acıların tekrarında sonuçların da tekrarını yaşıyoruz maalesef.

Çok değil 15 güne kalmaz unutacağız bunu da.

Acılar, ateş düştüğü yeri yakacak.

Ölen öldüğü ile kalacak.

Acıların dünyasında her yaşanmışlık yürekleri dağlıyor, derin izler bırakıyor.

Bartın’daki maden ocağı faciası da bunlardan bir tanesiydi.

Çocukça bakabilsek diyeceğim ama sanırım zor be dünya.

Gel de öyle bak acılara, ve gözyaşları akmasın içine.