Ah o koltuklar

Hiç bir kavgayı hiç bir olayı iki taraflı dinlemeden yazmam Tarık abim hep der ki öfkenide mutluluğunuda hemen yazma biraz bekle der.
Artık beklemeyi öğrendim ama uzun zamandır vatandaşlardan duyduğum ve çok üzüldüğüm bir konu var bir kurumda çalışan bayan memurlar vatandaşların işlemini yapmak bilgi vermek yerine sürekli azarlıyorlarmış düzgün bir şekilde soru soran bilgi almak isteyen vatandaş hep ters tepkiyle karşılaşıyormuş.
Babamda tahammül edemezdi saygısızlığa hadsizliğe hele ki o koltuklarda oturup maaşını yiyip vatandaşa yardımcı olmayan aldığı maaşın hakkını vermeyen kişilere.
Hele ki ikinci bir şey sormaya çekiniyoruz diyorlar alacağımız tepkiden korkuyoruz diyorlar nasıl ya neden.
Bu kadar mı korku salıyorlar bu kadar mı sıkılmışlar bıkmışlar oturdukları yerden para kazanmaktan..
Mutlu değillerse memnun değillerse mutlu oldukları işi yapsınlar.
Etraflarına mutsuzluklarını kötü enerjilerini saçmasınlar.
Bilgi sahibi değilizdir bilgi almaya gelmiş olabiliriz, cahil olabiliriz yardıma ihtiyacımız vardır, anlamamış olabiliriz bir daha anlatılmasına gerek duyarız bunları yapmak zorundasınız.
Kimse kimseye bağıramaz azarlayamaz ama tam tersi oluyor vatandaş bu duruma maruz kalıyor ve ordan bir Allah’ın kulu müdür olsun diğer görevliler olsun memur bayanları uyarmıyor ne olduğunu bile sormuyor.
Her yer o kadar laçka ki herkes günü kurtarmaya günü bitirmeye çalışıyor kimse görevini yapmıyor kimse güler yüz göstermiyor kimse anlayışlı olamıyor neden peki.
O koltuklarda oturmak isteyen sırtını devlete dayamak isteyen bir sürü insan var o zaman onlara yer verin layığıyla yapsınlar.
Ama sımsıkı yapıştığınız o koltukları asla bırakmazsınız hatta ayaklarınızı uzatıp oturacak kadar bağlısınız.
Biri geldiğinde asla toparlanmazsınız çünkü orası babanızın yeri olmuştur saygınız kalmamıştır artık.
Size kimse işimi takip et yürüt demiyor bilgi almak istiyor bütün mesele bu..
Ama bilgi vermek bile yoruyor zor geliyor size.
Çünkü ora için döktüğünüz hiç bir alın teri yok.
Bunu sadece o kişiler için yazmıyorum devletin her kurumunu birimini böyle parselleyen asık suratlı hadsiz çalışanlar için diyorum. Her zaman gülmek şen şakrak olmak zorunda değil kimse Fakat küçük bir tebessüm bir kaç dakika için yeter bence.
Önümüze kemik gibi fırlatılan kağıtlar dosyalar cabası diyorlar. Hani eskiden TRT de bizimkiler dizisi vardı o dizide katil Yavuz bey vardı yönetici Sabri beye vatandaşa cart curt yok derdi.
Şimdi vatandaşa her türlü kötü muamele var saygısızlık var bağırıp çağırma var hatta işini halletmeyip ordan oraya gönderen sürükleyen vatandaşın yüzüne bakmayan koca bir topluluk var..

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI


Bu yıl Cumhuriyetimizin 98.yılını kutladık ..ülkenin dört bir yanında çoşkuyla kutlandı özlediğimiz görüntülerdi bunlar..Yozgat’ta akşam fener alayı vardı en son ben lisedeyken izlemiştim fener alayını.
Cumhuriyetimizin 100.yaşına doğru evriliyoruz Yaşasın Cumhuriyet Yaşa Mustafa Kemal Paşa. Ne Mutlu Türküm Diyene.
Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmetle minnetle saygıyla anıyorum ruhları şad olsun.