Akif 1908’ de açılan fikir ve sanat hareketinin içinde yer alarak daha önceleri yayımlayamadığı şiirleri Sebilürreşat’ta yayınlamaya başlar. Bu ilk şiirlerinde İstanbul’daki sefaleti gerçekçi bir biçimde betimler. İlk kitabı 1911’ de Safahat adıyla yayımlanan Akif’in ikinci kitabı olan “Süleymaniye Kürsüsünde 1912 de üçüncüsü “Hakkın Sesleri” 1913’ te , dördüncüsü “Fatih Kürsüsünde aynı yıl, beşincisi “ Hatıralar” 1917’ de yayımlanmıştır. İstiklal marşını yazdığı sıralarda altıncı kitabı olan “ Asım” üzerinde çalışmaktadır.
     Şiirlerinde, imparatorluğun kaybettiği topraklar için gözyaşı döken Akif, milleti birleşmeye, hayasız saldırılara karşı koymaya çağırır. Akif 1912 yılı sonlarında askerleri şevke getirmek için bir marş yazar: Cenk Şarkısı.
     10 dörtlükten oluşan bu manzume Sebilürreşat dergisinde yayımlanır.
Ey sürüden arta kalmış yiğit! 
Arkadaşın gitti, yetiş sen de git. 
Bak ne diyor cedd-i şehidin işit; 
Durma git evladım, uğurlar ola!
Durma git evladım açıktır yolun. 
Cenge sıvansın o bükülmez kolun; 
Süngünü tak ön safa geçmiş bulun. 
Uğrun açık olsun uğurlar ola!
Yerleri yırtan sel olup taşmalı, 
Dağ demeyip, taş demeyip aşmalı! 
Sendeki coşkunluğa el şaşmalı. 
Haydi git evladım, uğurlar ola!
Düşmana çiğnetme bu toprakları, 
Haydi kılıçtan geçir alçaktarı! 
Leş gibi yatsın kara bayrakları, 
Kahraman evladım uğurlar ola!

     ÇANAKKALE  ŞEHİTLERİNİ  YAZDI
     Almanların daveti sonucunda Aralık 1915'te Osmanlı Hükümeti Almanya’daki Müslüman esirler arasında İngilizlerin aleyhine propaganda yapmak için gönderdiği birkaç kişinin içinde Mehmet Akif de vardır. Akif Almanya’ da bulunduğu sırada ünlü şiiri Çanakkale Şehitlerini yazar.
     1920 yılı ocak ayında Mehmet Akif, Kuvayi Milliye’ nin Ege’ deki merkezlerinden Balıkesir’ e gider. Akif burada halktan aradaki ayrılık nedenlerini kaldırmalarını,düşmanlara karşı birleşilmesini isteyip,halkı yurt savunmasına çağırır.
     “Artık burada duracak zaman değildir,gidip çalışmak lazım, bizim tarafımızdan halkı tanvire ihtiyaç varmış, çağırıyorlar, mutlaka gitmeliyiz” diyen Akif meclisin açıldığı günlerde Ankara’ ya gelir.Meclisin önünde Akif’le karşılaşan Mustafa Kemal “ Sizi bekliyordum efendim, tam zamanında geldiniz.” der.
Akif Ankara’ ya geldiğinde Anadolu iç isyanlarla karşı karşıyadır. 
     Kurtuluş Savaşı sürerken Akif Kastamonu camilerinde yaptığı konuşmalarda Müslümanların birliğe, düşmana karşı savaşmaya ve mücadeleye çağırır. Bu konuşmaların yayımlandığı dergi ve gazeteler Anadolu’ nun bütün illerinde, sancaklar ve kazalardaki idarecilerle toplantı yerlerinde okutturulur.
     Kitaplar,broşürler şeklinde yeniden basılarak cephelere, köylere dağıtılır.
     24 Aralık 1920’ de Kastamonu’ dan Ankara’ ya gelen Mehmet Akif ve Eşref Edip, Mustafa Kemal tarafından davet edilirler. 
     İstasyondaki çalışma yerinde bir saat kadar süren bir görüşmeden sonra Mustafa Kemal şöyle der:
     “Kastamonu’ daki vatan pervane mesainizden çok memnun oldum. 
     Sevr Muahedesi’nin memleket için ne kadar feci bir idam hükmü olduğunu Sebilürreşat kadar hiçbir gazete memlekete neşretmedi. Manevi cephemizin kuvvetlenmesine Sebilürreşat’ ın büyük hizmeti oldu.İkinize de bilhassa teşekkür ederim.
Devamı Yarın...