Almanya'da İslam ve Müslümanlar

Şehriniz Göppingende Türk Kültür Merkezi’nin kurucusu olarak onur duyduğum uzun yıllarda  Başkanlığını yaptığım zaman diliminde hoş seda ile hatırlarda kalan faydalı hizmetlere imza attığımız,faaliyetlerimize zaman zaman yer vereceğim. Bu yazımda da bu notlarıma değineceğim. Türk toplumuna hizmetlerini aralıksız olarak sürdüren Türk Kültür Merkezi binasında, düzenlendiğimiz konferansla bilimsel bir çalışmayı Göppingen halkına sunan, Eğitimçi (Sosyal Pedagog) Bülent Keleş, uzun araştırmalar yaparak hazırladığı ve doktora tezi olarak Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’ne sunduğu “Almanya’da İslamiyet ve Müslümanlık”konusunu izleyenleriyle paylaştı. 

Göppingen Türk Kültür Merkezi (2010-2015)Başkanı Doğan Tufan, misafirlerini hoş geldiniz diyerek selamladı. Doğan Tufan sözlerine şöyle devam etti: “Almanya’da İslam ve Müslümanlık” adlı eserin kitap olarak da basılması,  Türk kültürüne sunulan çok değerli bir kazanımdır. Bu eser, Avrupalı Türkler tarafından kültür mirası olarak korunmalıdır.”

 

Eğitim Bilimci Bülent Keleş konuşmasını slayt gösteri ile destekleyerek, Avrupa’da İslam’ın  tarihi hakkında bilgi vererek başladı konuşmasına “Avrupa’da ilk İslam devleti kuruluşu,Endülüs  ile İspanya ve İtalya’ya doğru yayılarak başlar. (711-1492). Daha sonra, Arnavutluk, Basna-Hersek ve Kosova devletleridir.

Günümüzde, bazı Avrupa devletleri içerisinde yaşayan Müslümanın toplam sayısı 14 milyonu bulmaktadır.Almanya’nın nüfusu 82 milyon iki yüz bin olup,Müslümanların sayısı ise 5 milyon üç yüz bin olarak belirlenmiştir.

Almanların Müslümanlarla ilk temasları 777 yılında, Büyük Karl’ın (Şarlman) Cordoba Emiri’nin Saragossa’dan sürgün ettiği Süleyman el-Arabî’yi kabulü ile başlamış, Harun er-Reşid ile karşılıklı hediyeleşme ve elçi gönderimiyle devam etmiştir. Endülüs Emevileri ile de diplomatik ilişkilerini sürdürmüşlerdir. Daha sonraları Haçlı seferleriyle karşılaşılmıştır. Martin Luther’in Protestanlık adına öne çıkıp reform hareketlerini başlatmasında ve Kristof Kolomb’un doğu ticaret yolunu denizlerden ele geçirme adına harekete geçmesindeki temel etkenler arasında “Müslüman Türk” olgusunun olduğu artık taraflı tarafsız bütün tarihçilerce kabul edilmektedir.Almanya’daki ilk İslam mülkiyeti (Islamische Grundbesitz) ise Osmanlı elçisi Ali Aziz Efendi’nin, 29 Mart 1798’de Berlin’de, hayatını kaybetmesi üzerine ona tahsis edilen mezarlıkla birlikte gerçekleşmiştir. 

Günümüzde bu bölgede 1999 yılında DİTİB tarafından inşa edilmiş bulunan Berlin Şehitlik Camii bulunmaktadır. II. Friedrich Wilhelm (1859-1941) Müslüman dünya ile olan ilişkilere de büyük önem vermiştir. 1898’de Şam’da Selahattin Eyyubi’nin mezarı başında yapmış olduğu konuşmada: “Burada bütün zamanların en kahraman askeri Sultan Selahaddin’in kabri önündeyim. Majesteleri Sultan Abdulhamid’e misafirperverliğinden dolayı teşekkür borçluyum. Gerek Majeste Sultan, gerekse halifesi olduğu İslam dünyasındaki 300 milyon Müslüman bilsinler ki, Alman İmparatoru onların en iyi dostudur” demiştir. Mehmet Akif Trablusgarp savaşı sırasında Sırat-ı Müstakim’de yayımlanan  “Osmanlı ve İslam muhabbibi Almanlar’a açık mektup” başlıklı yazısında “biz mahvolursak Doğu’nun anahtarı Almanya’nın rakiplerinin eline geçer. Doğu’yu korumak ve uygarlaştırmak, Doğu’ya doğru Osmanlı ile birlikte gitmek, Doğu’yu Alman ticaret ve sanayi için kazanmak işte kendisini bilen Alman ve Osmanlı hükümetleri için büyük bir program” şeklinde yazarak, Almanları İtalyanlara karşı Osmanlı Devleti’ne destek vermeye çağırmıştır. Almanya ve Türkiye arasında ticari ilişkilerin temeli Kiel Üniversitesi’nin Almanların Türkiye’de yatırım yapmasına yönelik sunmuş olduğu öneri oluşturmuştur. 1960’da Yunanistan ile İş Mübadele Antlaşması, 30 Ekim 1961’de imzalanan Türk – Alman İş Mübadele Antlaşması,1963’te Fas ile İş Mübadele Antlaşması, 1965’te Tunus ile İş Mübadele Antlaşması, 1968’de  Yugoslavya ile İş Mübadele Antlaşması yapılmıştır. Almanya’da Müslümanların Mezheplere göre dağılımı şöyledir. Sünni Nüfus:  %74 yaklaşık 3,18 Milyon Alevi Nüfus:  %13 yaklaşık 560 bin Şii Nüfus: %7 yaklaşık 300 bin , diğerleri (Kadıyaniler vb.): %6 yaklaşık 258 bin dir.

Camilerde Din Eğitimi Camilerde Çocuk ve Gençlere Yönelik Din Eğitimi Okullarda İslam Din Dersi; Veliler çocuklarının din derslerine katılımını belirleme hakkına sahiptirler. Din dersi mezhepler üstü okullar hariç, kamu okullarında düzenli bir derstir. Devletin denetim hakkı saklı kalmak kaydıyla din dersi, dini cemaatlerin prensipleriyle mutabık bir biçimde verilir. Hiçbir öğretmen kendi rızası dışında din dersi vermeye zorlanamaz. Madde 7. Cami Faaliyetlerine Katılım Durumu; DİTİB’e bağlı cami derneklerinde dini ibadetlerin yanı sıra eğitim faaliyetleri, sosyal ve kültürel etkinlikler düzenlenmektedir. (Kur’an okuma ve dini bilgiler kursu, kermesler, spor ve yarışma) Cami cemaatinin ırksal ve mezhepsel dağılımı; Dini ibadetleri için DİTİB’e ait cami derneklerini tercih eden Müslümanların %90 civarı Türk olup, bazı durumlarda bu oran aşağı ya da yukarı doğru hareketlilik gösterebilmektedir. DİTİB’e bağlı cami derneklerinin imkânlarından Türklerden başka, Boşnak, Arnavut, Arap, Afgan, Pakistanlı, Afrikalı vb. milletlere mensup Müslümanlar da yararlanmaktadırlar. 

DITİB camilerini tercih eden Müslümanların büyük bir çoğunluğu Hanefi mezhebine mensuptur, ancak az sayıda da olsa Şafilere rastlanmaktadır. Cami cemaatin in din algısında kuşaklar aras ı farklılıklar; üç kuşaktan Müslümanlarla karşılaşırız, baba, oğul ve torun. İlk kuşak Müslümanlar genellikle taşra olarak tabir edilen, şehir merkezinden uzak köylerden gelen ve tek hedefi para kazanıp geri dönmek olan işçilerden oluşmaktadır. Onların din algısı yalnızca ibadetten ibarettir. İkinci nesil Müslümanlar yaşadıkları iş yoğunluğundan dolayı cami derneklerine pek vakit ayıramasalar da, bu derneklerin ekonomik sorumluluğunu üstlenmektedirler. İslam dinini okuyup araştırmak ikinci kuşaktan itibaren Almanya’da yaşayan Müslümanlar için bir gereklilik olmuştur. Din görevlilerinin karşılaştığ ı sorunlar:

Yetersiz Almanca bilgisi, cemaatle iletişim sorunu,​cemaatin farklı dini gruplarla temasından kaynaklanan karışık din algısı, din görevlileri birinci ve ikinci kuşak tarafından bir memur olarak algılanmakta ve kendilerinden yeteri kadar istifade edilememektedir. Farklı Mezheplere mensup olan Müslümanlar din eğitimi ve diğer faaliyetlerini kendilerine ait ibadet hanelerde verilmektedir. Alevi Müslümanlar Cemevleri’ nde bu hizmetlerini yürütmektedirler. Müslümanların ülkelere göre dağılımı; Türkiye : 2.675.089 %63,2 Güneydoğu Avrupa (Arnavut ve Boşnaklar): 606.159 %13,6, Orta Doğu (Irak, Mısır, Suriye, Lübnan vb.): 369.541 %8,1,Kuzey Afrika (Fas, Tunus vb.): 301.573 %6,9, Güney ve Güneydoğu Asya (Afganistan, Pakistan, Hindistan vb.): 209.017 %4,6, İran: 79.772 %1,7 Afrika: 71.594 %1,5, Orta Asya/BDT: 29.973 %0,4, Yaklaşık 100.000 Alman Müslüman vardır”,  diyerek katılımcılara dinledikleri için teşekkür etti. Katılımcılarda, değerli Akademisyen Bülent Keleş’e aktardığı önemli bilgilerden dolayı teşekkür ettiler.

Not: Okuyucularımın dikkatine! Konferans 2014 yılında düzenlenmiş olup rakamlarda değişiklik olmuştur.