Bugünkü makalemde de sizlere HZ NUH ALEYHİSSELAM ın kıssası hakkında bilgi vermeye çalışacağım.
Allah’ın beyanına göre NUH kavmi , çeşitli ilahlara tapan, şirk içerisinde yaşayan bir kavimdi. Kavim ekonomik ve siyasi olarak sivrilmiş olan ve ALLAH ın kuranı kerimde “ mele “ ileri gelenler olarak adlandırıldığı kimselerin istekleri doğrultusunda yaşamaktadırlar. Onlarca dünkü hayatının amacı yalnızca servet biriktirmek ve güçlü olmaktı. Halk bu yönde özenlendirilmekteydi. Bu durum NUH peygamberin dilinden şöyle ifade edilir. “ RABBİM doğrusu bunlar bana isyan ettiler. Mali ve evladı kendisinin sadece hüsranını artıran kimseye uydular. Birbirinden büyük düzenler kurdular. Dedilerki ; sakin ilahlarınızı bırakmayın. VEED, SUVA, YEĞUS, YEUK, ve NESR i asla terk etmeyin. Böylece birçok kimseyi yoldan çıkardılar. “
İşte Allah kendiside böyle bir ortam içinde yaşayan NUH u resul olarak seçer. “Andolsun, NUH u da kendi toplumuna gönderdik. “ ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım. Allah’dan başkasına kulluk etmeyin ! Doğrusu ben, hakkınızda can yakıcı bir günün azabından korkuyorum” dedi.
Kendilerine daha önce resul gönderilip inzar edilmemiş bir toplumda, artık Hakk-ı batıl mücadelesi başlamış, insanlar imtihana alınmıştır. NUH insanları sadece ALLAH a kulluk etmeye, taptıkları ilahlardan yüz çevirmeye çağırmaktadır. Kavmi şaşırıp kalmıştı buna, daha düne kadar onlar gibi yaşayan Nuh, toplumsal yapıyı değiştirmek istiyordu. Tüm topluma karşı çıkma cesaretini nereden almıştı bu adam!
Öte yandan “ileri gelenler” ilahlarına yapılan saldırılara sessiz kalamazlardı. İlahların terk edilmesi, kafirlerin otoritelerinin ve toplum üzerindeki sömürülerinin de tehlikeye düşmesi demekti. Bu nedenle NUH a yüklendikçe yüklendiler. Halkın ona itibar etmemesi için var güçlerini kullandılar. Dedilerki ; “Seni de ancak kendimiz gibi bir insan görüyoruz. “Bu da sizin gibi bir insan, ama size egemen olmak istiyor. ALLAH dileseydi melekler indirirdi.”
Egemenlikleri ve çıkarları tehlikeye düşen “ileri gelenler” çamur üstüne çamur atmaya, ALLAH ın insanlardan bir resul göndermesinin anlamsız olduğunu söylemeye başladılar. NUH un çabası , “ yönetici olma çabası “ olarak göstermeye çalışırlar. Halbuki NUH, emin bir resuldü. Yalan ona yakışmazdı. Kendini olduğundan başka gösteremezdi. “ sivrilme “ amacında olsaydı daha başka yollar denerdi. Bunun için mesela yanına basit görüşlü ayak takımını ! değil , aydın ve güçlü kimseleri toplardı. Oysa o ALLAH ın ayetlerini okuyordu. Onlara çünkü ALLAH, insanların servet ve güçlerine değil, iman ve amellerine göre değer biçiyordu.
Bugünkü anlatacaklarım bundan ibaret olup, haftaya kaldığımız yerden devam etmek üzere yazımı Orhan Veli Kanık’ın İstanbul’u düşünüyorum adlı şiiriyle bitiriyorum. Hepinize selamlar sevgiler, saygılar.
İSTANBUL’U DİNLİYORUM
İstanbul u düşünüyorum gözlerim kapalı ;
Bir kuş çırpınıyor ötelerinde ;
Alnın sıcak mı değilmi bilmiyorum ;
Dudakların ıslakmı değilmi, biliyorum “
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbimin vuruşundan anlıyorum “
İstanbul’u dinliyorum …
Orhan Veli Kanık