Anılarla Mazideki Yozgat 83 Ali Kızı (2)

Bugünkü makalemde sizlere Ekrem Güler in eserinden alınan ALI KIZI nın II nci bölümünden bahsedeceğim.

Eskiden BİŞEK KÖYÜ nün muhtarının at, koyun ve sığır sürüleri varmış. Atlardan biri çok zayıfmış onu sığır sürüsüne koymuşlar. Çobana da “ Bu at çok zayıf, devamlıda zayıflıyor, atlara uyamıyor, sen bunu burada besle, “ diye tenbih etmişler.

At gittikçe zayıflamış, çoban atın hiç yayılmadığını,, kendi kendine uzaklara gittiğini ağasına anlatır. Ağa köyün yaşlısından akıl danışır. Yaşlı adam :

“AL KIZI atı yakalar. Hiç durmadan akşama kadar biner. At iyice yorulur. Akşam olunca da bırakır gider. Atın sırtına kara sakız koyun. AL KIZI bindiğinde yapışır kalır. Sizde onu yakalarsınız “ der. İhtiyarın dediğini yaparak atı sığıra sürerler. Akşam at eve geldiğinde AL KIZI nı yakalarlar. Kaçmasın diye birde firkete iğnesi batırırlar. Bunu evde çalıştırmaya başlarlar. Onun dokunduğunun bereketi artıyormuş bu arada vücüdunda firkete saplı olduğu içinde sürekli zayıflayıp eriyormuş. “ beni bırakın “ diye yalvarmaya başlamış . dayanamayıp bırakmışlar AL KIZI ;

“Ben bir sudan geçeceğim, eğer sudan köpük gelirse bilinki ben öldüm. Gelmezse ölmediğimi anlayın “ der. Biraz sonra sudan köpük gelir. AL KIZI ölmüştür.

DİNİ EFSANELER

SEMUEL GAZİ

Mahmut Doğrunun eserinden alınan bilgilere dayanarak ŞEMUEL GAZİ hakkında sizlere bilgi vereceğim.

KIBRIS HAREKATI sırasında, yakıtı bitmek üzere olan pilotlarımızdan biri üsse dönmek üzeredir. Bu sırada yanında AFYON lu bir velide bulunan ŞEMUEL GAZİ Pilotun omuzuna dokunarak “ Oğlum yakıtın bitmedi, bitmezde sen işini yapmaya devam et der. Pilot yanında bu iki veli ile beraber geri dönüp düşman üzerine bomba yağdırır. Dönüşlerinde pilotu; “ Ben AKÇAKALE deki ŞEMUEL GAZİYİM “ der ve kaybolur.

Pilot savaştan sonra AKÇAKALE ye gelerek ŞEMUEL GAZİ nin kabrini ziyaret eder. Onada bir tosun keserek halka dağıtır.

ŞAKİR EFENDİ :

Mehmet Ünal ın eserinden yararlanarak bu günkü makalemde ŞAKİR EFENDİ den bahsedeceğim.

Çamurlu köyünden TEKATLI nın oğlu lakablı bir çoban, koyun davarlarından sekiz tanesini kaybeder. Köylü çobandan şüphelenir. Çoban ise kaybolduklarını söyler. Köylü durumu ŞAKİR EFENDİ ye anlatmaya gider.

ŞAKİR EFENDİ, ÇAMURLU dan adamların geleceğini anlayarak hanımıyla oğlunu diğer odaya gönderir. Gelenlerin atlarına yem verilir. ŞAKİR EFENDİ misafirlerinin niçin geldiklerini öğrendikten sonra , çobanı yanında alıkoyarak diğerlerini dışarı gönderir. Çobana ;

“ Bak oğlum, sen bunların üç öğün ekmeğini yiyorsun, ayrıca paralarınıda alıyorsun. Bunların ekmeği gözüne durur. Davarlarını ver “ der. Çoban inkar etmeye çalışırsada en sonunda davarları teslim etmeye razı olur.

Bugünkü anlatacakların bundan ibaret olup haftaya başka bir makalede buluşmak üzere yazımı YAHYA KEMAL BEYATLI nın AKINCILAR isimli şiiriyle bitiriyorum. Hepinize selamlar, saygılar, sevgiler

AKINCILAR

Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik.

Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik

Ak Tolgalı Beyler beyi haykırdı ilerle

Bir yaz günü geçtik Tuna dan kafilelerle

Şimşek gibi atıldık bir semte yedi koldan

Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan

Birgün yine doludizgin atlarımızla

Yerden yedi kat arşa kanatlandık o hızla

Cennetde bu gün gülleri açmış görürüz de

Hala o kızıl hatıra gitmez gözümüzde

Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik

Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik.

YAHYA KEMAL BEYATLI