Araba Kazası Anılarım-2

1995 li yıllarda vakıflar bankası Yozgat şubesinde çalışıyordum. Birde telefon geldi teyzemin ÇORUM da vefat ettiği bildirildi. Bankadan izin aldım. Rahmetli annemle birlikte benim yeşil turkuaz DOĞAN SLX 1993 Model aracımla ÇORUM a gittik. Teyzem ÇORUM da kiralık bir evde yalnız başına kalıyordu. Dayılarım gel beraber kalalım bacım demesine karşılık teyzemde rahatsız etmeyim diye hiçbirinin yanına gitmeyi istemedi. Teyzem çok temiz, dindar bir kadındı. Hiçbir yerden maaşı bir geliri yoktu. Rahmetlik dedem ZARİF HOCA ÇORUM un en ünlü hocalarından biriydi. Uzun süreler Ankara Arslanhane cami medresesinde medrese eğitimi almış icazetli bir hocadır. Verdiği vaazlarında cemaati ağlatırmış. Ben bunları başkalarından da duyduğumdan çok etkilendim. Dayılarım fazla abartıyor sandım. Bir keresinde ÇORUM’DA camide yağmur duası yapmış, camiden çıkmaya kalmamış şarıl şarıl yağmur yağmış, bunu Çorum’un tarihini anlatan Ethem ERKOÇ hoca da kitabında anlatmaktadır. Başka bir sefer balcılıkla uğraşan bir amcamız, bu sene arılar fazla bal verirse bir çanak balı ZARİF HOCA ya hediye edeceğim diye içinden geçirmiş, kimseye bir şey söylememiş, o senede bal gayet fazla bereketli olmuş, Rahmetlik dedem adamı görünce hani bana bir çanak bal hediye edecektin demiş, adam hayretler içinde kalmış, ben kimseye bir şey söylemedim. ZARİF HOCA nereden bildi demiş, bu olayı dedem bizlere hiç anlatmadı başkalarından duyduk. Dedemin buna benzer pek çok olayları vardır. O zamanlar camilerde mikrofonlu yayınlar yoktu. Zarif hoca Cuma namazında hangi camide vaaz edecek cemaat öğrenir o camide toplanırlar. Dedemin vaazını dinlerlerdi. Dedemin dedesi de ERZURUM dan Çoruma gelmiş, ona da ERZURUM DEDE derler. ÇORUM’a girerken karayollarının yanında sağ tarafta türbesi vardır. ÇORUM belediye başkanı -ALLAH ondan razi olsun- ERZURUM DEDE’min türbesini yeniden düzenledi. Oralaları çok güzel park haline getirdi. ÇORUM halkı buraları ziyaret eder hoş vakit geçirirlerdi.

Mevzuyu fazla dağıtmadan asıl konumuza gecelim. Dedemin zamanındaki hükümet hocalara emekli maaşı vermiyordu. Bu yüzden rahmetlik teyzeme dedemden aylık düşmedi. Hiçbir geliri yoktu. Rahmetlik teyzem çok güzel iğne oyaları yapardı. Bununla geçimini sağlardı. ÇORUM halkı da dedemi çok sevdiklerinden teyzeme her türlü yardımları yaparlardı. ALLAH onlardan da razı olsun vefat edenlere de gani gani rahmet eylesin. Gece gündüz demez devamlı oya örerdi. Mahalle komşuları da teyzemi çok severler ona devamlı yardımda bulunurlardı. Ev sahibi kirayı yarıdan alırdı. ÇORUM un toptan gıda işi yapan tüccarları devamlı gıda , giyecek buna benzer yardımlarda bulunurlardı.

Rahmetlik Müsem teyzem komşularına söylermiş sabah olduğunda perdem açılmazsa bilin ki ben rahmetlik olmuşumdur. Hemen muhtarı ilgili adamları bulun kapımı açtırın cenazemi kaldırın. Akrabalarıma haber verin dermiş. “Cenazemi de Ulu mezarlığa ZARİF HOCA babamın yanına defnedin” diye vasiyet etmiş.

Sonunda dediği gibi oldu. Komşular sabah kalktıklarında bakmışlar ki teyzemin perdeleri kapalı kapıya vurmuşlar ses gelmiyor. Anlamışlar. İlgili görevlileri kapıyı açtırmışlar. Akrabalara acele haber ulaştırmışlar.

Bugünkü anlatacaklarım bundan ibaret olup, haftaya kaldığımız yerden devam etmek üzere yazımı İŞTE GİDİYORUM ÇEŞMİ SİYAHIM adlı MAHZUNİ ŞERİF in bir şiiriyle bitiriyorum. Hepinize selamlar sevgiler, saygılar

İ Ş T E G İ D İ Y O R U M Ç E Ş M İ S İ Y A H I M

İşte gidiyorum çeşmi siyahım

Önümüze dağlar sıralansada

Sermayem derdimdir, servetim ahım

Karardıkça bahtım karalansada

Haydi dolaşayım yüce dağlarda

Dost beni bıraktı ah ile zarda

Ölmek istiyorum viran bağlarda

Ayağıma cennet kiralansada

Bağladım canımı zülfün teline

Sen beni bıraktın elin diline ( gurbet eline )

Güldün mahzuninin berbat haline

Mervanın elinde parelensede

M A H Z U N İ Ş E R İ F