Artık Piyasalar Rahatlatılmalı !

Koronovürüs sebebiyle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hayat durma noktasına geldi. Dükkanlar kapandı, alış veriş merkezleri boşaldı, üretim yapan kurumlar geçici olarak üretimlerini durdurdular. İşinden ayrılanlar oldu, günlük çalışanlar geçim sıkıntısı yaşamaya başladı.

Görünmez düşmanla, mücadele eden ülkeler arasında ülkemiz şükür bu süreci başarı ile yönetti. Başarıyla yönetmeye de devam ediyor. Devletimize olan güvenimiz ve itimadımız tamdır; bundan kimsenin şüphesi olmasın! “Biz bize yeteriz!” kampanyası ile bir çok insanımıza yardım desteği sağlandı. Borçlar ertelendi, krediler kullanıldı, ödemeler zamana bırakıldı. Bunlar sevindirici gelişmelerdi.

Ancak virüsün ülkemize girişi ile birlikte uygulamaya konulan yasaklar, kapatılan iş yerleri ya da müşterisi azalan esnaf zor duruma düştü. Bunların arasında günlük çalışıp hayatını günlük kazanan insanlar vardı. Borcu, derdi olan insanlarımız vardı...Bu insanlar ciddi sıkıntı yaşamaya başladılar. Üç ayı aşkın devam eden kısıtlamalar ekonomiyi yavaşlattı; alış verişleri durma noktasına getirdi.

Şuna inanıyoruz: Türkiye ekonomisi çok güçlü; zengin, kaynakları ile kendi kendine yeterli bir ülke! Bizi kendi halimize bıraksalar gerçekten de: “Biz bize yeteriz!” Ancak, Türkiye düşmanları bu fırsatı bize tanımak istemiyor, ekonomimizi kıskaca, ticaretimizi zora, kaynaklarımızı da boşa çıkarmak istiyorlar! Dışımızdaki hainler içimizdeki hainlerle birleşerek ekonomimiz üzerine oyun oynuyorlar. Faizle, dövizle ve karaborsacılıkla ekonomimizi sekteye uğratmak için yoğun bir çaba sarfediyorlar.

Bu süreci başarı ile devam ettirmek zorundayız. Koronovirüse karşı alınacak tedbirlere uymak şartıyla artık piyasaların rahatlatılası gerekiyor. Kapalı iş yerleri açılmalı, üretimi duran iş yerlerinde yeniden üretime başlanılmalı ve tedbirlerle normal hayata devam edilmeli. Aksi takdirde ekonomide sıkıntılar yaşanabilir ve insanımız mağdur hale gelebilir.

Belirli kesimlerce yürütülen suni bir hayat pahalılığı yaşatılıyor. Kontrol ve denetim yetersizliği olabilir? Kontroller ve denetimler artırılmalı, karaborsacılara ve faizcilere göz açtırılmamalıdır. Keyfilik içeren zamlar ve fahiş fiyat artışları devam ediyor; bunlara dur denilmelidir. Devlet kontrollü denetimleri sıklaştırılmalı, stokçulara, karaborsacılara, fahiş fiyat uygulayan zevatlara bunun hesabı sorulmalıdır. Tarım ülkesi olan Türkiye de tarım ürünlerinde gözüken darlığın keyfi ve kasıtlı olduğunu düşünüyoruz! Mutlaka bunun önüne geçilmelidir.

Piyasaların rahatlatılmasına gelince: Küçük esnafların dükkanları tedbirli ve izinli olarak açılmalıdır. Üretim yapan iş yerlerinin üretime geçişi kolaylaştırılmalıdır. Çocuk kreşleri, yuvalar, Sürücü kursları, lokantalar, çay ocakları, kafeteryalar, özel eğitim kurumları kademeli olarak açılmalıdır. Çünkü buralarda çalışan binlerce insan var; bunların hepsi mağdur hale geldiler! İnsanlar evlerinde kalınca açık olan iş yerleri de kar edemez duruma düştü. Geçim sıkıntısı yaşamaya başladı, ödemeler durdu!...

Sözün özü şu: Tedbirleri almak ve uygulanmak şartıyla iş yerleri açılmalı, düğünler, nişanlar açılmalı, kapalı iş yeri kalmamalıdır. Elbette sağlık birinci önceliğimiz: hayatta kalmak birinci şart. Atalar: “Sağlık da beylik ister!” demişler. İşin doğrusu hem sağlık, hem beylik lazım. Sıkı tedbirlerle, kontrollü ve takipçi uygulamalarla biz bu süreci başarıyla atlatabiliriz. Ekonomi de kontrol istiyor, denetim istiyor, destek ve teşvik istiyor. Devlet babaya düşen de bu kontrolü başarılı ile uygulamaktır. Özellikle ekonomimiz karaborsacılara, tefecilere, stokçuları ve zamla milletimize zulmetmek isteyen faizcilere teslim edilmemelidir.