Âşık Veysel, gerçek adıyla Veysel Şatıroğlu (25 Ekim 1894, Şarkışla - 21 Mart 1973, Sivas), Türk halk ozanı ve şairdir.
Afşar boyunun Şatırlı obasına mensup olan Veysel Şatıroğlu, Gülizar ve Ahmet Şatıroğlu çiftinin çocuklarından biri olarak 25 Ekim 1894'te Sivas Vilayeti'nin Tenos (bugünkü Şarkışla) kazasında doğdu. Çocukken görme yetisini kaybetmesine rağmen şiirlerinde hoşgörü, sevgi, birlik ve beraberlik, vatanseverlik ve tabiat konularını işleyen Âşık Veysel; "Uzun İnce Bir Yoldayım", "Dostlar Beni Hatırlasın", "Kara Toprak" ve "Güzelliğin On Para Etmez" gibi birçok eser bıraktı. Türkiye'de âşıklık geleneğinin en önemli temsilcilerinden birisi olarak kabul gören Veysel, Türkçeyi en yalın ve güçlü şekilde kullanan isimlerden birisi olarak kabul edilmektedir. Âşık Veysel'in tanınmasına, şiirlerinin bilinmesine vesile olan kişi, Ahmet Kutsi Tecer'dir. Şiirleri konu bakımından zengin çeşitlilik gösteren Veysel, Yunus Emre'nin etkisindeki şiirlerinde halk kültürünün mayasına karışan yönleriyle tasavvuftan izler sunarken, Türk edebiyatının ve saz şiiri geleneğinin büyük ustalarından biri olarak, kendisinden sonra gelenleri etkilemiştir.
Şairimizin şiirlerinden:
SAZIMA
Ben gidersem sazım, sen kal dünyada
Gizli sırlarımı âşikar etme
Lâl olsun dillerin, söyleme yalan
Garip bülbül gibi ah u zar etme
Gizli dertlerimi sana anlattım
Çalıştım, sesimi sesine kattım
Bebe gibi kollarımda yaylattım
Hayali hatır et, beni unutma
Bahçede dut iken bilmezdin sazı
Bülbül konar mıydı dalına bazı
Hangi kuştan aldın sen bu avazı
Söyle doğrusunu, gel inkâr etme
Benim her derdime sen ortak oldun
Ağlarsam ağladın, gülersem güldün
Sazım, bu sesleri turnadan mı aldın
Pençe vurup sarı teli sızlatma
Ay geçer, yıl geçer uzarsa ara
Giyin kara libas, yaslan duvara
Yanından göğsünden açılır yara
Yâr gelmezse yaraların elletme
Sen petek misali, Veysel de arı
İnleşir beraber yapardık balı
Ben bir insanoğlu, sen bir dut dalı
Ben babamı, sen ustanı unutma
Âşık Veysel ŞATIROĞLU
ALDANMA CAHİLİN KURU LAFINA
Aldanma cahilin kuru lafına
Kültürsüz insanın külü yalandır
Hükmetse dünyanın her tarafına
Arzusu, hedefi, yolu yalandır
Kar suyundan süzen çeşme göl olmaz
Gül dikende biter, diken gül olmaz
Diz diz eden her sineğin bal'olmaz
Peteksiz arının balı yalandır
İnsan bir deryadır, ilimle mahir
İlimsiz insanın şöhreti zahir
Cahilden iyilik beklenmez ahir
İşleği, ameli, hâli yalandır
Cahil okur amma alim olamaz
Kâmillik ilmini, herkes bilemez
Veysel bu sözlerin halka yaramaz
Sonra sana derler deli, yalandır
Âşık Veysel ŞATIROĞLU
UZUN, İNCE BİR YOLDAYIM
Uzun ince bir yoldayım
Gidiyorum gündüz gece
Bilmiyorum ne haldeyim
Gidiyorum gündüz gece
Dünyaya geldiğim anda
Yürüdüm aynı zamanda
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece
Uykuda dahi yürüyom
Kalmaya sebep arıyom
Gidenleri hep görüyom
Gidiyorum gündüz gece
Kırk dokuz yıl bu yollarda
Ovada dağda çöllerde
Düşmüşem gurbet ellerde
Gidiyorum gündüz gece
Düşünülürse derince
Irak görünür görünce
Yol bir dakka mıkdarınca
Gidiyorum gündüz gece
Şaşar Veysel işbu hale
Gah ağlaya gahi güle
Yetişmek için menzile
Gidiyorum gündüz gece
Âşık Veysel ŞATIROĞLU
GELMEZ YOLA GİDİYORUM
-Âşık Veysel'in son şiiri-
Selam saygı hepinize
Gelmez yola gidiyorum
Ne şehire ne de köye
Gelmez yola gidiyorum
Gemi bekliyor limanda
Gideceğim bir ummanda
Gözüm kalmadı cihanda
Gelmez yola gidiyorum
Eşim, dostum, yavrularım
İşte benim sonbaharım
Veysel, karanlık yollarım
Gelmez yola gidiyorum.
Âşık Veysel ŞATIROĞLU