Mustafa Kemal Atatürk, hayatı boyunca büyük zaferlere imza atmış, meclisleri yönetmiş, orduları zafere taşımış bir liderdi. Ancak özel yaşamında yaşadığı duygusal fırtınalar onu derin bir pişmanlığa sürükledi. Salih Bozok’un aktardığına göre, Atatürk bir sohbet esnasında “Hayatımda yaptığım en büyük hatalardan biri evlenmektir. Orduları yönetebildim, meclisleri yönettim, ama bir kadını yönetemedim.” diyerek evlilik konusundaki zorluklarını dile getirmişti. Bu sözler, Atatürk'ün özel hayatında yaşadığı sıkıntıların derinliğini gözler önüne seriyor.

Fikriye Hanım: Atatürk'ün hayatına dokunan ilk kadın

Atatürk'ün hayatında önemli bir yeri olan Fikriye Hanım, Paşa'nın uzaktan akrabasıydı. Fikriye, genç yaşlardan itibaren Mustafa Kemal’e büyük bir hayranlık duymuş ve Ankara yıllarında onun hayatına girmişti. Ancak Paşa’nın annesi Zübeyde Hanım ve kız kardeşi Makbule, bu ilişkiye sıcak bakmıyordu. Bu nedenle Fikriye’nin Mustafa Kemal ile olan bağı hiçbir zaman resmi bir evliliğe dönüşemedi. Fikriye, her ne kadar Paşa’ya bağlı kalsa da, annesi ve kız kardeşi arasındaki çekişmeler Fikriye'nin hayatını zorlaştırdı. Zamanla ciğer rahatsızlığı nedeniyle tedavi için Almanya’ya gönderilen Fikriye, Paşa’nın Latife Hanım’la olan evliliği karşısında derin bir kıskançlık yaşamıştı.

Latife Hanım ve Mustafa Kemal: Bir evliliğin sonu

Latife Hanım, İzmir’de Uşakizade ailesinin kızı olarak Mustafa Kemal’in hayatına girmiş ve kısa süre içinde onunla evlenmişti. Avrupa’da eğitim almış, kültürlü ve modern bir kadın olan Latife, Atatürk’ün hayatına yeni bir soluk getirmişti. Ancak evlilik, Mustafa Kemal’in beklediği gibi huzurlu gitmedi. Fikriye’nin ismi, bu evliliğin üzerinde sürekli bir gölge gibi durdu. Bir gün Atatürk, dalgınlıkla Latife’ye seslenirken ağzından Fikriye’nin ismi çıkıverdi. Bu küçük hata, evlilikteki gerilimi zirveye taşıdı ve çiftin arasındaki uçurum her geçen gün büyüdü. Latife Hanım’ın Paşa’ya olan öfkesi, bir akşam Kılıç Ali ile sohbet eden Atatürk’e "Kemal, kalkıyor muyuz?" diye sormasıyla patlak verdi. Paşa’nın tepki vermemesi üzerine Latife Hanım, üst kata çıkıp ayaklarını yere vurmuş ve evin her tarafında yankılanan bir sesle "topuk senfonisi" yapmıştı.

Atatürk’ün evlilik pişmanlığı

Tüm bu gerilimler, 25 Ağustos 1925’te Latife Hanım ile Mustafa Kemal Atatürk’ün boşanmasıyla sonuçlandı. İki buçuk yıl süren bu evlilik, Atatürk’ün bir daha asla evlenmemesine neden oldu. Evliliğin öncesi ve sonrası, Atatürk’ün hayatında derin izler bırakan trajedilerle doluydu. Özellikle Fikriye Hanım’ın trajik ölümü ve Latife Hanım ile olan sorunları, Paşa’nın özel hayatında büyük yaralar açtı.

Yozgat'ta  Güvercinlere Esnaf ve Vatandaş Sahip Çıkıyor Yozgat'ta Güvercinlere Esnaf ve Vatandaş Sahip Çıkıyor

İki kadının gölgesinde bir lider

Mustafa Kemal’in hayatında Fikriye ve Latife Hanım’ın yarattığı fırtınalar, sadece bir aşk hikayesi değil, aynı zamanda büyük bir trajediydi. Fikriye’nin fedakarlıkları ve Latife’nin isyanları, Atatürk’ün kişisel dünyasında derin izler bıraktı. O, savaş meydanlarında kazanan bir kahramandı, ancak özel hayatında derin pişmanlıklar ve kalp kırıklıklarıyla başa çıkmak zorunda kaldı. Bu karmaşık ilişkiler zinciri, Atatürk'ün hayatının en çalkantılı dönemlerinden birini oluşturdu ve onun "en büyük hatası" olarak tarihe geçti.

Kaynak: Haber Merkezi