Ayşeler- Haticeler, Ömerler ve AK Parti…

Artık bir gerçeği kabul ettik, dünya döndükçe ne dünyanın ne de ülkemizin siyaseti bitmez, bitmeyecek.

Ve siyasette her an canlı, aksiyoner olamıyor, yenilemiyor, yenilenmiyorsanız ortaya çıkan sonucu da katlanmak zorundasınız.

Kimi zaman yenilenmediğinizden kimi zaman ise değiştiremediğiniz de problemler yaşarsınız.

Gelelim asıl mevzua.

Geçtiğimiz hafta AK Parti Kadın Kolları Genel Başkanı Lütfiye Selva Çam’ın basına yansıyan “Yönetimde yeni Haticeler, Ayşeler arıyoruz” şeklindeki açıklaması dikkatimi çekti.

“Bir referans sistemi olmaksızın, bizimle çalışmak isteyen herkesi kapımız açık” mesajı veriyor Sayın Çam.

Ve ekliyor: Cumhurbaşkanımız Hatice ve Ömerleri belirlerken, ilin demografik yapısından tutun kanaat önderlerini de içine alacak şekilde çalışmalarımızı titizlikle yapmamızı öneriyor….”

YOZGAT VE ANADOLU GERÇEĞİ

Başta Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere ana kademe “Değişim” sürecinde partiye zarar veren özellikle, Veysel İpekçi gibi egosu tavan yapmış isimlerin AK Parti içerisinde soyutlanması adına önemli bir değişim ve dönüşüm süreci başlatıldı.

Metal Yorgunluk adı altında bu değişim çok önce yapılmak istense de kağıt üzerinde göstermelik isimler dışında bir hareketlenme olmamıştı.

Kongre sürecinde yeni Ayşeler, Haticeler, Ömerler bulunacak mı?

Parti duvarlarını milletine karşı ören, onun üzerine oturup, sen gel, sen gelme diye adam seçen tipler mümkün mertebe partiden uzaklaştırılmalı.

Ki, AK Parti kongre sürecinde halkın gönlüne tam anlamıyla dokunabilsin.

Yozgat gibi Anadolu şehirlerinde yerleşim yerleri daha da küçüldükçe maalesef insana karşı bakış açısı da değişiyor.

Hor görme, yan bakma, kabul etmeme, makamları tapulu, zimmetli mal gibi görme, soyutlama, ayrıştırma modeli tiplerin sayısı da artıyor.

AK Parti’de kongre sürecinin yüzde 50 değişimle gerçekleşeceği ana kademe tarafından dile getiriliyor.

Mühim olan değişimi gelen gideni aratır modeline dönüştürmekten gerçekleştirebilmek.

Ayşeler, Haticeler, Ömerler…

Adı ne olursa olsun, halk gönüllü, halk ehli insanlar olmalı.

Bir hegomanyanın eli sopalı egoist yöneticileri değil, gönül ehli, şefkati ve sevgisi Allah rızası olan yöneticiler AK Parti kademelerinde yer almalı.

Onun dışında bir alternatif, bizden, benden olsun mantığı su alan geminin alabora olmasına sebep olur.