Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın davetine icabetle 13 Mayıs 2024 tarihinde Ankara’ya resmi ziyarette bulundu. Başbakan Miçotakis, Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü. Görüşme sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Miçotakis ortak basın toplantısı düzenledi.
Yakınlaşma ve iş birliğinin iki ülke halkı yararına olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Batı Trakya Türk toplumuna da değindi. Azınlık konusunu iki ülke arasındaki beşeri bir dostluk köprüsü olarak gördüklerini kaydeden Erdoğan, “İlişkilerimizdeki olumlu atmosferin Yunanistan’daki Türk azınlık ve soydaşlarımızın haklarının karşılanmasına katkı sağlamasını bekliyoruz. Yunanistan’daki Türk azınlığı ve Türkiye’deki Rum azınlığı beşeri ve kültürel zenginliğimizin yapı taşlarıdır. Azınlıkların huzur ve refahının artması, ilişkilerimizi olumlu yönde etkileyecektir. Batı Trakya Türk Azınlığı’nın durumunda uluslararası hukukun gerektirdiği iyileştirmelerin yapılması yönündeki beklentilerimizi ifade ettim.” diye konuştu.
Başbakan Kiriakos Miçotakis de konuşmasında kendisine ve heyetine gösterilen misafirperverlik için teşekkür ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Batı Trakya Türk toplumu hakkındaki sözlerine yanıt verdi. Lozan Antlaşması’yla belirlenen Yunanistan’daki azınlıkların iki halk arasındaki dostluk köprüsü olduğuna samimiyetle inandığını belirten Miçotakis, “Bir taraftan nüfus bakımından ciddi anlamda küçülmüş olsa da Yunan azınlık Türkiye’nin kültürel ve sosyal yaşamını zenginleştirmektedir. Ancak bunu devam ettirebilmesi için Türk devletinin yardımına ihtiyacı var. Trakya’da ise Hristiyan ve Müslüman vatandaşlarımız, Yunanistan ve Avrupa Birliği’nin kendilerine sağladığı eşit fırsatlarla, uyum içinde yaşamaktadırlar. Sizi temin ederim ki ben de bu amaca sabitlenmiş durumdayım. Dediğim gibi; azınlığın dini bir azınlık olarak tanımlaması Lozan Antlaşması’nda açıkça belirlenmiştir. Yunan devletinin Trakya’daki Müslüman azınlığın huzuru sağlanması, yasalar önünde eşitliğin uygulanmasıyla mümkün oluyor. Aynı zamanda ülkemizdeki Müslümanlar için özel bazı önlemler de alınmaktadır. Müslüman azınlığın, Yunan siyasi ve kültürel yaşamına faal olarak katılımını bir başarı olarak görüyoruz. Türkiye’deki sürekli azalan Yunan azınlık da aynı durumu yaşasaydı çok iyi olurdu.” dedi.
Konuyla ilgili olarak Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu
(ABTTF) genel Başkanı Halit Habib Oğlu, Yaptığı basın açıklamasında, “Başbakanımızın da işaret ettiği gibi Batı Trakya Türk toplumu olarak bizler ülkemiz ve anavatanımız arasında dostluk ve barış köprüsüyüz ve hükümetin irade göstermesi halinde diyalog ve iyi niyetle sorunlarımızın mutlaka çözüleceğini inanıyoruz. Bu noktada hükümetin başı olarak başbakanımızı ivedi bir şekilde sorumluluk almaya davet ediyoruz.”dedi. Ve şöyle devam etti(
Konuyla ilgili olarak Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) Başkanı Halit Habip Oğlu, “Fikir ayrılıkları ve bazı temel konulardaki anlaşmazlıklara rağmen anavatanımız ve ülkemizin liderlerinin diyalog masasında kalmayı sürdürmek istediklerini beyan etmeleri iki ülke arasındaki ilişkilerin geleceği açısından sevindirici ve ümit verici. Ancak ülkemizin başbakanı geçtiğimiz aralık ayında Atina’da yapılan görüşmede olduğu gibi Ankara’daki görüşmede de toplumumuzun varlığını ve kimliğini maalesef bir kez daha inkar yoluna gitti. Konuşmasında anavatanımızdaki ‘Yunan azınlık’tan bahseden ve etnik kimliğe vurgu yapan Başbakan Miçotakis, söz konusu biz olunca Trakya’daki ‘Müslüman azınlık’ ifadesini kullanarak Türk kimliğimizi yok saydı. Ancak başbakanımızın kendisinin de çok iyi bildiği üzere Lozan Antlaşması’nda yalnız ve yalnız ‘gayrimüslim azınlıklar’ ifadesi yer alıyor. Bu gerçeği başbakanımıza bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Başbakanımız toplumumuzun ülkemizin ve Avrupa Birliği’nin sağladığı eşit fırsatlarla Yunan siyasi ve kültürel yaşamına faal olarak katıldığını ileri sürüyor ancak gerçekte yaşanan bunun tam tersi. Toplumumuzun Lozan Antlaşması ile teminat altına alınan eğitim ve dini özerkliği bugün büyük ölçüde gasp edilmiş durumda. Üç derneğimizle ilgili aleyhindeki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını Avrupa Konseyi’nin tüm uyarılarına rağmen 16 yıldır uygulamayan ülkemiz, uluslararası hukuku ve hukukun üstünlüğü ilkesini hiçe saymaya devam ediyor. Başbakanımızın da işaret ettiği gibi Batı Trakya Türk toplumu olarak bizler ülkemiz ve anavatanımız arasında dostluk ve barış köprüsüyüz ve hükümetin irade göstermesi halinde diyalog ve iyi niyetle sorunlarımızın mutlaka çözüleceğini inanıyoruz. Bu noktada hükümetin başı olarak başbakanımızı ivedi bir şekilde sorumluluk almaya davet ediyoruz.” dedi.