Ben de Birkaç Kurşun İstiyorum

Monşer-2: Ben de bir kurşun itiyorum. Benim neyim eksik ya..

Monşer: Sıraya gir, herkes birer tane mermi aldı da sen mermisiz mi haldın. Bekle bakalım senin içinde bir mermi ayarlayalım.

Monşer-2: Ben anlamıyorum. Bize ayrılan mermileri Merakşener hepsini kendi kullandı diyorlar. Bu bize haksızlık değil mi?

Monşer: Merak etme acele etme, sana da bir mermi buluruz. Aslına bakarken 8-10 kadar mermi hazırlamıştık ama mermilerin ilkinin ardından Sayın Merakşener hepsini toplayıp almış ve kendi partisi için kullanmış. Yoksa kısa bir süre önce her birinize birer tane mermi verecektik. Gördüğünüz gibi bir talihsizlik oldu.

Monşer-2: Ben onu bunu anlamam. Ben bu ülkede Başbakanlık yapmış bir adamım. Neden benim de bir mermim olmuyor. Benim mermim olmalı, anlaşıldı mı? Bakın bana da bir mermi bulunmazsa… Bakın beni konuşturmayın ben bir konuşursam herkes sokağa çıkamaz.

Monşer-3: Ben de bir mermi istiyorum. Herkes mermileri paylaşırken bizi neden kimse hiç düşünmüyor. Büyük Monşer’in adaylığı kesinleştikten sonra bizi dikkate almaz hale geldi. Biz dikkate alınmayacaktık ta neden bir buçuk sene boyunce çiğ köfte yiyip acılı şalgam içtik. Bizim suçumuz ne söyler misiniz? Ayrıca benim temsil ettiğim harekete bir mermi değil birkaç mermi yakışır. O halda ben de en kısa zamanda; Şöyle Avrupavarı bir mermi ve hatta Avrupai kıyafetler giyinmiş genç bebeler getirsin benim mermimi. Hani biliyorsunuz bana birileri soyadımı söyleyemedikleri için Bebecan diyorlar ya işte o yüzden.

Monşer-4: Ben de isterim, ben de isterim. Benim de bir mermim olsun. Onlar büyük diye kendilerine mermilerini almışlar, biz mermisiz kaldık. Ben de isterim. Benim nerem eksik. Ben bu ülkenin en eski ve de en köklü partisi olan Demokrat gelenekten geleb bir temsilciyi. Herkes güreş meydanına çıkarken mermilerini takıp çıkacaklar, benim mermim olmayacak. Bu durum beni kabulleneceğim bir durum değildir. Hem benim mermim 2 tane de olabilir, ya da top mermisi gibi de olabilir. Görüyorsunuz benim yarı kilomda olanlara bir mermi düşerse bana elbet ağırlığıma göre mermi tahsis edilmeli.

Monşer-5: Asıl mermi bana sizlerden çok lazım. Ve de ben sizlerden çok bu mermiyi hak ediyorum. Dünya kadar fedakârlık yaptım. Fikirlerimi değiştirdim, bakışlarımı değiştirdim, partimi değiştirip dönüştürdüm daha ne yapayım. Mermi benim de hakkım. Hem en çok benim hakkım. Ben de isterim. Bakın bunca fedakârlık yaptım. Hedefimiz için sakalımı bile keserim.

Bakın beni ileri geri konuşturmayım. Taa Sivas’a Madımak oteline kadar gider, elimde bulunan bilgi ve belgeleri orta yere dökerim. Beni konuşturup açmayın. Masayı da devirme ihtimalim var. Benim hakkım inkâr edilmemeli, geldim şu yaşa, ben mermisiz yapamam. Ahir ömrümde benim de bir mermim olmasını bana çok görmeyin.

Monşer: Bir dakika beyler. Sırasıyla konuşalım. İlk olarak şunu belirtmeliyim. Piyasada mermi sıkıntısı var. Öncelikle bu sıkıntı giderilmelidir. Nereden nasıl bulacağımız konusunda derinlemesine bir araştırma yaprtırıyorum. Durumu uhulet ve suhuletle ele alıyor, sonra bırakıyor tekrar ele alıyorum. Bir çözüm bulacağım. Merak etmeyin.

Monşer-2: Yahu ne araştırıyorsunuz. Merakşener o kadar mermiyi orta yere savurmasaydı bize de birkaç mermi düşerdi. Gidip gurup toplantısı salonundan toplayayım diyordum ama ona da utandım, “bak şuna başkasının attığı mermiyi kullanıyor” derler diye çekindim. Ben bu ülkede başbakanlık yapmış bir adamım Öyle onun bunun mermisini kullanamam. Ayrıca ben makamıma uygun bir şekilde mermi isterim. Benim mermilerim açılmamış paket-kutuda olmalı. Başkasının elinin değdiği mermiyi ben kullanamam. Bakarsınız mikrop kaparım da Allah muhafaza. Millet bensiz bu seçimde ne yapar.

Ben ne istiyorsam milletim için istiyorum. Başka bir amacm yok. Fakat tekrar ifade edeyim. Ben mermilerimi bir an önce istiyorum.

Monşer-3: Evet ne bekliyoruz, mermilerimiz neden gelmiyor. Ben mermisiz yapamam. Mermi bulamıyoruz, kıtlık var, kışın kar yağmadı, baharda yağmur yağmadı diyerek bizim mermilerin gelmesi engellenemez. Ne demek mermi sıkıntısı var. Ben de bunu anlamıyorum. En büyük Monşe’in arık masa altı mı, masa üstü mü onu bilemem ama o ortağının taraflarında bol bol mermi vardır, getirtsin oradan mermileri ve bizim mermi ihtiyacımız karşılansın. Haksızlık yapmayın, beni de konuşturmayın. Ben Davosta iken davosun yıldızıydım. Herkes benimle görüşmek için sıraya giriyorlardı. Şimdi size oturup bunları anlatmak zorunda kalmayayım. Ben bir an önce mermilerimi istiyorum.

Monşer-4: Biraz acele tesek olmaz mı? Bakın herkes sırası ile kullanıyor. Yok, inşaattan çıktı, yok bilmem yoldan geçenler bıraktı. Ben anlamam ben de kısa sürede kapasitem oranında mermilerimi isterim. Kullanmasam bile, kullanmam gerekmese bile dursun bir kenarda belki bir gün kullanırım. Fazla mal göz mü çıkartır.

Monşer: Acele etmeyin, sıkıntı yapmayın, her birinize birer parmak bal ve birer kutu mermi verilecek.

Yalnız şunu anlamadım. Tek başına mermiyi ne yapacaksınız. Size birer geriye doğru ateş eden silahlar vermeli. Bekleyin biraz, sabırlı olun. Hepinizin mermisi de silahı da olacak. Baktık ki piyasadan bu mermi ve silahları temin edemedik, o zaman büyük Monşer’e müracaat ederiz. Bu güne kadar masanın altındaydı, üstündeydi, kıyısındaydı, ucundaydı diyerek bizi oyaladığı ortağından yeteri kadar mermi tamin edip sizleri de mermilendireceğiz. Üzülmeyin.

Bakınız muhteşem Monşer ne demişti; “Demokrasilerde çareler tükenmez”. O hesap baktınız mermi bulamadık onun yerine milletvekili veririz. Olur biter.

Monşerler: Toplu halde “Bize uyar.”