Bilim Ve Aklı Hakim Kılmak

"...Düşüncesizlik yüzünden Türk vatanının,Türk milletinin uğradığı zararları ancak bir şekilde telâfi edebiliriz: O da artık Türkiye'de Türkiye'den başka bir şey düşünmemek."Atatürk

Atatürk'ün bütün ilkelerinin özü temelde akılcılık,bilimcilik ve gerçekçilikten kaynaklanmaktadır. Bu hayati ilkeler,hayalden,teoriden değil, doğrudan doğruya yaşamdan doğmuş ilkelerdir.

Bütün amaç gerçeğe yönelmek, gerçeği konuşmak ve topluma yarar sağlayacak doğruları,gerçekleri toplumsal bilgi ve bilinçle hayata uygulamaktır.

İlahi gücün insana sağladığı akla ve mantığa değer vermek, sonu belirsiz ön yargılardan uzak durarak çağdaş bilim ve teknoloji ışığında sorunlara yaklaşmak ve çözüm yollarını uygulamaya koymak bugünü ve geleceği yüceltir. Ülkeye ve topluma güven ve huzur sağlar.

Son zamanlarda ortaya çıkan ve dünyayı saran bir virüs nedeniyle alınan önlemler dikkatle üzerinde durulması gereken hususlar olmaktadır. Bu konuda Sağlık Bakanlığı'nın önceden aldığı koruyucu, tanımlayıcı ve aydınlatıcı yaklaşımlar takdirle karşılanmaktadır.

Bunun temelinde bilim ,mantık, akıl ve teknoloji ışığında alınan önlemler ve bütün bunlara yön veren ve hemen kurulan "BİLİM KURULU" çok anlamlı, etkin, yaygın ve saygın çalışmalarla dikkatleri üzerinde toplamıştır. Bütün halkın güvenini ,sevgisini, sempatisini ve takdirlerini kazanmıştır.

Bu olumlu örnekten hareket ederek,ülkemizde bütün alanlarda bakanlıklar bünyesinde "BİLİM KURULLARI" oluşturarak sağlıklı ve doğru kararları uygulama alanına aktarmalıyız.

1978-80 yıllarında ,Külltür Bakanlığı bünyesinde dönemin bakanı rahmetli Kışlalı'nın talimatıyla bu alaanda yetişmiş 60 değerli kişiden kurulan "Kültür ve Sanat Yüksek Kurulu"nun , yöneticilere ışık tutan çok anlamlı, etkin ve saygın kararlar oluşturduklarına tanık oldum.

Toplumsal sorunlar karşısında ,toplumsal bilgilendirme ve eğitim çok büyük önem ve süreklilik kazanmakta ve bu alanda tüm kurum ve kuruluşlar ile basın ve televizyonlarımıza, bilim ve eğitim kuruluşlarımıza önemli görevler düşmektedir. Başarılı olanları ilgiyle karşılanmakta.

"Bir musibet bin öğütten evlâdır./Aklın yolu birdir” sözleri de halkımız arasında söylenip gelir.

Yanlış bir yol tutmuş kimi insanlar vardır ki, onlara ne kadar çok öğüt verirsen ver, tuttukları yanlış yoldan çevirecek olan bu öğütler bir fayda temin etmez. Ama takip ettiği yanlış yolda başına gelen bir felaket, onu doğru yola getirmekte daha etkili olur.

Topluma ortak aklı hakim kılmak,güvenli önlemlerle hep birlikte sağlam adımlarla yürümek ve geleceğe yönelmek istiyorsak BİLİM ve AKLI hakim kılmalıyız.