Kılıçaslan, "Şehit Emanetleri" adlı sergiyle, vatanı uğruna canlarını feda eden şehitlerin hatıralarını yaşatmak için gönüllü bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor. Bu güne kadar gerçekleştirdikleri sergiler ile şehitlerin hatıraları birçok şehirde vatandaşlar ile buluştu.
Kılıçaslan, şehitler haftası münasebetiyle gazetemize şehit öğretmen Neşe Alten’in hayat hikayesini paylaştı.
"Şehitlerimizin Anılarını Yaşatmak İçin Çalışıyorum"
Yozgat’ın sevilen öğretmenlerinden Menderes Kılıçaslan, uzun yıllardır eğitim camiasında hizmet verirken, şehitlerimizin anılarını yaşatmak amacıyla başlatılan bu anlamlı proje hakkında duygularını şu şekilde ifade etti: "Yozgat’ta 26 yıldır öğretmenim. Şu an ise milli ve manevi değerlerimize yönelik önemli bir projeyi gönüllü olarak yürütüyorum. Şehit Emanetleri sergisi, ülkemize, milletimize hizmet etmiş ve bu uğurda canlarını feda eden şehitlerimizin hatıralarını yaşatmayı amaçlıyor. Bu projede yer almaktan büyük mutluluk duyuyorum."
Diyarbakır’a babasıyla gidiyor
Tekirdağ’da dünyaya gelen Alten eğitim fakültesi sınıf öğretmenliği mezunu olduğunu ifade eden Kılıçaslan, ‘’1972 yılında Tekirdağ’da dünyaya geliyor. Eğitim fakültesi sınıf öğretmenliğini bitiriyor. Diyarbakır’ın Çavuşça köyüne atanıyor. Babası ve ailesi göndermek istemiyor bir kız çocuğu olarak 1993 yıllarından bahsediyoruz çünkü. Terörün çok da hareketli olduğu zamanlar. Baba ben gitmek istiyorum diyor babası da tek başına gönderemem seni diyor ve beraber gidiyorlar’’ dedi.
Köylülere de yardımda bulundu
Alten’in kendi emekleri ile okulu yeniden eğitim yuvası haline getirdiğini söyleyen Kılıçaslan, ‘’Köye geliyorlar muhtar ile görüşüyorlar, okul yıkık bir halde bu şekilde öğretmenlik de olmaz öğrenci de gelmez durumda. Ne yapılabilir diye plan program yapılıyor. Neşe öğretmen muhtarla görüşüyor ve kendi imkanları ve kendi maaşıyla okulu tadilat ettirmeye karar veriyor. Muhtar hesap çıkarıyor, bütçeler ayarlanıyor. Kendilerine tahsis edilmiş bir lojman var Milli Eğitim Bakanlığının oraya yerleşiyor. Okulu açıyor ve eğitim öğretime başlıyor. Sadece Neşe Alten burada çocuklara okuma yazma değil köylülere de yardımcı oluyor. Çünkü siz bir köye atandıktan sonra köylüler sizi oranın bir alimi gibi görüyor. Her konuda bilgili, yardımsever bir insan olarak görüyorlar. Köylülere yardımlarda bulunuyor, gelişimlerinde tavsiyelerde bulunuyor’’ ifadelerine yer verdi.
Kendi canını feda etti
Alten’in ülkesine gönül verdiğini ifade eden Kılıçaslan, ‘’Henüz 21 yaşında kendisi, 25’nci gününde ise terör örgütü bunu duyuyor ve takip ediyorlar zaten. Gelip uyarıyorlar ilk başta buradan gidin biz buraları açtırmayacağız diye. Neşe Alten bu ülkeye gönlünü vermiş bir eğitim neferi, kendi canını feda eden bir insan. Dinlemiyor dediklerini tabi. Kapıya geliyorlar hoca hanımla konuşacağız diye zaten kapı o zamanlar sağlam değil ahşap bir kapı. İçeri giriyorlar biz sizleri uyarmadık mı neden buradasınız şeklinde sorguya çekiyorlar. Babasını gözünün önünde şehit ediyorlar. Şehit Neşet Alten’i ise alıp köyün dışında uzak bir yere götürüyorlar orada darp edip şehit ediyorlar. Gerçekten hazinli bir öyküsü var. Bunları anlatırken gerçekten hem insan olarak hem de bir eğitimci olarak çok da duygulanıyorum. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Şehitler haftası mart ayında idi ama ramazan ayı olduğu için çok bir şey yapılamadı nisan ayına kaldı. Neşe Alten’i rahmet, hürmet ve saygıyla anıyorum’’ şeklinde konuştu.
