Ne vakit makamların emanetçileri değişse bu söz gelir dilime; “Mahkeme kadıya mülk değil.”
Makamların emanetçisi olduğumuzu en çok da kaybedince anlıyoruz.
O makamlar ki, sadece belediye başkanlarına mı emanet?
Bakanlar, milletvekilleri, gazeteciler, hatta servet sahipleri…
Bu dünya hayatı ve insanlık, artık insanı öyle bir cenderenin içine hapsediyor ki, nefes alamadığınız en zor an bir yanılgı çıkarıyor karşınıza.
O yanılgının adı biraz da hayattan ders almama, ibret denilen o muhteşem öğreticiden uzaklaşma manasına geliyor.
Yeni bir seçimin sonunda yine makamlar değişti, emanetçiler gitti, yenileri geldi, koltuk yine aynı koltuk, binalar yine aynı bina.
Çok isteyen koltuğu da değiştirir, binaları da, mühim olan millet gönlündeki binalar ve koltukları değiştirebilmek, yenilerini bina etmek değil midir?
Her neyse, gelim Yozgat’taki değişime!
Ne iktidarın ne de muhalefet kanadının çok da beklemediği, sadece ‘kararsızlar’ üzerinden bir belirsizliğin her iki tarafı da tedirgin ettiği bir seçim sürecinden bu günlere geldik.
Her iki tarafı da dinleyen bir basın-yayın organı olarak, kararsızların neden olduğu duruma yorum getiremeyen tarafların aslında beklemediği bir sonuç vuku buldu 31 Mart akşamı.
Yozgat’ta ikinci Kazım Arslan dönemini başlatan, ilçelerin hatta beldelerin rengini değiştiren seçim sürecine dair konuşmadan önce başta Celal Köse olmak üzere bugüne kadar hizmet eden tüm başkanlara teşekkür ediyoruz. Hakkıyla yaptıkları hiçbir hizmet her iki dünyada da eminim karşılıksız kalmayacaktır.
Hüzün haliyle kaybedenler tarafında yaşanacak, yorgunlukların neden olduğu ağırlık hissedilecektir.
Keza kazanan taraf içinde mutlulukla karışabilecek gaflet hali de doğacaktır. Ki, bazı yerlerde bu durumun yansımalarını pekala görebiliyoruz.
Seçim sonu ilk yazı da Yozgat’ta ikinci Kazım Arslan dönemi ne getirir ne götürür kısmını konuşmak istiyorum.
Sayın Arslan ve beraberinde çalışacak ekibe Yüce Allah’tan muvaffakiyetler diliyorum.
Zira, onlar muvaffak olursa memleket, onlar başarılı ve şuurlu bir yönetim anlayışı ile yol yürürse insanımız kazanır.
İkinci Kazım Arslan döneminin en çok konuşulan kısmı belki de iktidardan olmayan bir belediye başkanının ekonomik yoksunlukla hangi şartlarda mücadele edeceği, neler getirip, neler götüreceği yönünde.
Sayın Arslan’ın ekonomiden önce yapacağı ilk iş aslında Celal Köse döneminin başladığı geçen dönem ve sonrasında yaşanan 5 yılda yaşanan, “Gerginlik, ayrışma, oncular, buncular, şunlar üzerinden yürütülecek kısır çekişmelere” yeni dönemde müsaade etmemesi olacaktır.
Zira Yozgat’ın gerginlikle geçirecek bir 5 yıla daha tahammülü de yok mecali de yok!
Eğer bu temel sağlam atılırsa, Allah’ın izni ile Yeniden Refah Partili Kazım Arslan, ekonomik zorlukları kendi çerçevesinde çözüme kavuşturacaktır.
İktidara mensup bir belediye başkanı kadar ekonomik imkanlara sahip olmayacaktır belki de ama kendine has yöntemleri ile süreci kontrol altına alacaktır. Panik havası, yaygara, ya da belediye üzerinden olağanüstü şahsi beklentiler içinde olanların sınırsız iştahlarına bir şekilde kota konulmak suretiyle Yozgat Belediyesi kendi öz kaynakları ve yeni kaynakların tesisin ile hizmet eden bir belediye olacaktır!
Yozgat’taki seçim başarısı ile Türkiye gündeminde yer alan Yozgat Belediye Başkanı Dr. Kazım Arslan’ın, gündemin getirdiği nimetleri bir şekilde Yozgat’a doğru kanalla yansıtması, şehre de insanına da dolayısı ile temsil makamındakine de kazanımlar sağlayacaktır.
Sayın Arslan, Yozgat’ı ve Belediyeyi çok iyi tanıyan bir başkan!
Sabırla geçirdiği günlerin ardından ortaya koyacağı duruş geniş bir yelpazede kucaklayan bir başkan modeli ile hayat bulursa gerginlikten beslenen odaklar, ayrışmadan nemalanan karanlık noktalar, şahsi beklentilerle avuç ovuşturanlar değil Yozgat kazanacaktır.
İlçelere dair konuşacaklarımız var, Bismillah yeni başladık konuşuruz hele…
Şimdilik diyeceğim, yeni süreç hayır getirsin!