Bizim destanımız (Hassa)

Çanakkale’de,
Sakarya’da,
Yemen’de,
Yüksekova’da,
Kandil’de,
İstanbul’da,
Sınırların ötesinde ve her yerde.
Bize ihtiyaç duyulan her alanda; canla-başla mücadele eden bir şehrin evladı olarak kaleme alıyorum bu satırları.
Varlığımızın yegane kaynağı olan değerler uğruna ölmek için çıktığımız bir yolculukta ‘ölüm var’ denilen her yere göz kırpmadan koşan Yozgatlılar olduk.
Ve bir seferberlik emriyle daha irkildik 6 Şubat’a.
O gün de bize ihtiyaç vardı, o gün de harbin tam kalbinde olmak zorundaydık, o gün de mücadele ruhu yeniden dirilmeliydi.
Depremin ilk anından itibaren yine sahadaydık.
Kimi devlet adamı kimi hayırsever kimi STK temsilcisi kimi iş insanı kimi yurdum insanı.
Kimi çocuk kimi köyünden yaşlı bir çift el kimi çiftçi kimi hiç tahmin edemeyeceğiniz zengin ahali.
Kendi kahramanlarını kendi acılarını kendi hikayesini doğurdu süreç.
Asrın felaketine asrın duruşunu sergiledi bu millet/Yozgat.
Bir gazete, bir yazar, bir kalem ne yapabilirdi bu mücadeleye?
İşte mücadelenin diğer yüzü, kalemiyle kara yazanlar, klavyesiyle devleti yaralı yakalamanın acımasızlığını konuşturanlar ve göbekten sınır ötesine bağlı olanlara karşı aydınlık kalemlere ihtiyaç vardı.
Deprem bölgesini karış karış gezecek, insanını dinleyecek, devletinin yaptıklarını görecek vicdanlı kalemler.
Çok sayıda meslektaşımız gibi biz de bu niyetlerle çıktık kutlu yolculuğa.
Umre’ye, Çanakkale’ye gider gibi deprem bölgesine gitmenin kutlu yolculuğunda olmak ne büyük bir adım oldu.
Bu ruhla bu niyetle bu yürekle gittiğimiz deprem bölgesinde gördüklerimizi, dinlediklerimizi Allah için tüm dünyaya haykırmaktan kutlu ne olabilirdi!
Orada enkaz altında can vermiş insanımın kemikleri üzerinden siyaset yapanlara karşı,
Acıları paylaşmak yerine devşirmek isteyenlere karşı doğru bir kalem olmanın tam da vaktiydi.
Yozgat bu süreçte bir kez daha cephenin en ön safında yer almaktan geri durmadı.
Hatay bölgesinde (Özellikle Hassa’da…) destan yazan bir yardım seferberliği başlattı.
Ve o seferberlik destansı bir ruha büründü.
Kıymetli hemşehrilerim,
Bozok Yaylası’nın yiğit evlatları,
İyi ki varsınız yüreğinize sağlık!
Lütfen yaralar topyekun sarılıncaya kadar cepheden geriye düşmeyin, düşmeyelim.