Bunları yazmaktan mutluluk duyuyorum

1. Dışarıda olağanüstü bir hal var kayıplarımız var iyileşenler var duygularımız karmakarışık.. Yaşlılara yardım eden doğum gününü kutlayan evinde beslediği muhabbet kuşu kaçınca üzülen yaşlı çifte tekrar muhabbet kuşu alan güzel insanlar. Canım çikolata cips istedi diye polisi arayan ve anında çocuğun isteğini yerine getiren polislerimiz camiyi erzakla dolduran ihtiyaç sahiplerine dağıtan güzel yürekli imam. Ülkenin dört bir yanında iyilik güzellik hareketleri var ve ben bunları yazmaktan mutluluk duyuyorum. Bir tarafta can kayıpları var yaşlısı genci...kaç yaşındaydı diyoruz sayı mı önemli olan geride bıraktıklarımı. İnsan hayatı anılardan yaşanmışlıklardan duygulardan uzak sayılara dönüşünce ölüm sıradanlaşıyor diyor Sunay Akın. Hasibe Teyzem oda yenik düştü yapacağı çok şey vardı belki de. Çok üzgünüm mekanı cennet olsun. Kabus gibi. Her kaybımızın adı anısı gülümsemesi var kaç yaşında olursa olsun her kayıp canımızı yakıyor alt üst ediyor bizi. Bu felaketler yaşanırken nerde ne yanlış yaptığımızı düşünmemiz gerekirken herkesin kendi yolculuğuna çıkması gerekirken akıllanmayan uslanmayan empati yapmayan ders çıkarmayan vicdansız merhametsiz insanlar da var. Rize de Gamze Palalı’yı aşkına karşılık bulamadığı için vahşice öldüren erkek bozuntusu. Sokaklarda hayvanları beslemek yerine toplayıp dağa taşa atan Kocaeli Belediyesi ve birçok Belediyeler. Yeni af tasarısıyla 14 yaşında ki çocukları evlendiren kanunlar..

2. Kadın dernekleri federasyonu başkanı Canan Güllü röportajında kadına fiziksel şiddet yüzde 80 psikolojik şiddet yüzde 93 arttı vahim olanı da cinsel istismar konusunda hiçbir ihbar almadık okullar kapalı önemli bir faktör çünkü öğretmenler fark ediyordu diyor. Af kapsamında sadece eşe yapılan şiddet vakalarında denetimli serbestlik kapsam dışı şartla salıvermede kapsam içi. Yani sevgilinizden dayak yediğinizde kemiklerinizde kırık varsa 6 yıl ceza aldığında şimdi hiç ceza çekmeyecek. 14 yaşında bir çocuk 29 yaşında biriyle evlenirse affedilecek diyor kanunlar. Oysa Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesi 18 yaş altı birey çocuktur diyor bizde altına imza atmışız. Tecavüzcüleri serbest bırakmadılar istismarcıları serbest bırakmadılar tamam ama 14 yaşındaki çocuk nasıl evlenebilir. Peki ya Salda Gölü hani dokunmayacaktınız söz vermiştiniz böyle bir günde is makinalarıyla girdiniz. Hala doğayı katletmeye devam ediyorsunuz nasıl kıyarsınız nasıl yaparsınız. Tabiatla uğraşmaktan ondan rant sağlamaktan vazgeçin. Şiddet ve vahşet bitmiyor toprağa yeryüzüne gökyüzüne doğaya çok şey borçluyken utanmamız gerekirken en utanmaz acımasız tarafımızla devam ediyoruz kaldığımız yerden ..yüzümüz kızarmadan yüksünmeden. Dünya uyanırken bazı gerçeklere bazı oluşlara gebe. Belki de doğa hayvanlar umutluydu bizden ..sevgi dolu merhamet dolu yeni bir biz bekliyorlardı ..biz hala içimizdeki durduramadığımız vahşiliğimizle her canlının canını yakıp nefesini kesiyoruz. Hala a partisi b partisi diyoruz biz değil ben diyoruz. Ne kadar benciliz acımasız doyumsuzuz bu virüs bile içimizdeki o karanlığı durduramadı virüs mü daha cehennem yoksa içimizde ki o en karanlık yer mi. Biz olmayı bütün olmayı beceremiyorken insan olmayı nasıl becereceğiz.

Böyle bir günde sağlık çalışanına polislere şiddetti asla kabul edemem bunun bir izahı gerekçesi olamaz. Kahramanlar ve sapıklar asla değişmezmiş. Güvenliğimiz için uğraşan canını hiçe sayan Emniyet Teşkilatı. Sağlığımız için gecelerini gündüzüne katan karanlığı aydınlatan Doktorlarımız hemşirelerimiz Sağlık çalışanlarımız. Her biri neferdir kıymetlidir. Onlara kalkan el uzanan dil haindir zavallıdır insan dışı varlıktır.