Ahmet Nazım Kafaoğlu
1009 20 Temmuz ayı sonlarına doğru Düzce havalesini hareket eden ikinci kuvayi ise beraberinde affedilecek olan Çapanoğlu Edip Bey’in küçük kardeşi Salih Bey’in damatları şehzade Kadir bey, vasıf Bey’in nihat beyi, Edip Bey’in oğlu Şekip beyi, haşmet beyzade nafız beyi, Arap keyifli azmi ve Mustafa beyleri götürüyor ve Ankara merkez kumandanlığına teslim etmek emrini almış bulunuyordu. Bu meydanda Çerkez etem, Yozgat’a geldiği zaman beraber getirdiği Düzce havalesi Çerkez reisleri başkanlarından rıfat Bey ve bir takım arkadaşları da vardı. Bu eş has Arap safe müsaadeesinde Çerkezlerin taraf tutar bir eziyet takındığı için Çerkez ethem tarafından Yozgat cezaevine terk edilmişti. 
     Bunu da beraber götürüyorduk. Hareketimizden evvel Bulgar sadık ufak bir hastalık geçirmiş idi. Bu hastalığı esnasında bütün Çapanoğulları’nınal‘a gidildiği halde ilk defa komiser iken Ankara’dan kaçmak suretiyle postacı Nazım çetesine katılan komiser Ahmet Beyoğlu Ziya serbest bırakılmamış, Mevkuf bulunuyordu. Bu Ziya’nın anası evinin yakınında oturan Bulgar Sadık’ın hastalığı sırasında Süt yoğurt vs getiriyor.
    Oğluna bir zarar verilmemesi için Bulgar sadıka birtakım ric ağlarda bulunduğu da biliniyordu.
    Bulgar, bu ricalarının tesiri altında kalmış olmalı ki Kuvayi Seyyare hareket ettiği zaman geride kalıyor, hapishanedeki Ziya’yı zor kullanarak çıkartıyor ve müfrezesi katıyor. Bu suretle çapanoğlu isyanı‘nın el başı olan bir şahsında ikinci kuvayi Seyyare saflarına yer aldığı görülüyor.
     İkinci kuvayi Seyyare Ankara dolaylarında bugünkü kayaş yanlarına vardığı zaman İbrahim Çolak nezdinde teşebbüs de bulunarak Ankara oğlu ailesinden Şekip, Nihat, Nafiz, Mustafa, azmi, Ahmet beylerin de makinalı bölük emrinde çalışmaları hususu temin ediliyor. Böylece Düzce isyanı‘nın bastırılmasına memur edilen ikinci Kuvvei yare kafilesi Çapanoğlu isyanında müdahil olan altı çapanoğlu da katılmış bulunuyor.
    Ankara’ya vardığımız zaman o zaman birinci büyük millet Meclisi azası olan Ahmet Korkmaz ve müftü Mehmet Hulusi efendiler Ziya’yı görüyorlar. 
     Yine o zaman istasyonda oturan Atatürk’e giderek İbrahim Çolak’ın Çapanoğlu isyanını çıkartan adamı müfrezesini alarak Düzce havalisine götürdüünü halbuki bu şahısın oraya varır varmaz kaçacağını beyanla şikayet ediyorlar. Rahmetli Atatürk, İbrahim Çolak‘ı çağırıyor. 
     Meseleyi söylüyor İbrahim Çolak, Ziya’nın müfrezeesinde olmadığını ve Yozgat cezaevinde bulunduğunu iddia ediyorsa da Atatürk, öyleyse senin haberin yok tahkik et bu adamı beraber götürmeye mahal yoktur. Diyor. İbrahim Çolak pürhiddet geliyor, Bulgar‘ı çağırıyor. Meseleyi tahkik ediyor. 
     Bulgar Hadise’yi itiraf ediyor anasının hastalığında kendine baktığı ileri sürüüle sürerek kumanda na bu adama müdahale edilmemesini rica ediyor. 
     Kumandan teklifi şiddetle reddediyor ve kat emir veriyor bu adamın vücudunu ortadan kaldır ve gel bana haber ver diyor. Bulgar gidiyor Ziya’yı sağlam bir yere saklıyor, geliyor, kumandanna emrinin yerine getir dirildiğini söylüyor.
      Hulasa cu Ayşe’yi ara hareket ediyor Mihaliçe varıyor yürüyüş esnasında görüyoruz ki ziya yine Bulgar Sadık’ın gerisinde vasif Bey’in nihat telaş gösteriyor, Çapanoğlu isyanı başımıza çıkartan bu adamdır, diyor. 
     Bu adam yine bu defa da bizi öldürür diye endişeleniyor. İbrahim Çolak‘a vararak vaziyete haber veriyor. Derhal Bulgar sadık çağırılıyor. 
     İbrahim Bey tarafından hareketler yapılıyor.  Git bu adamı öldür emri tekrarlanıyor. Bulgar başka kıyafetleri sokarak öldürdüm diye yine kumandalnı iğfal ediyor.