Çocuğun Özgürlük Alanları

Çocukları özgür ortamlarda yetişen toplumların demokratik ortamlara daha kolay uyum sağladıklarını unutmamak gerekir. Çocukların özgür ortam havasını teneffüs edecekleri ilk yer aile kurumudur. Kişilik gelişiminde özgür ortam sunan ailenin önemi büyüktür. Yaratıcı düşünce ve liderlik vasıfları özgür ortamlarda gelişir.

Çocuk özgürlüğünü, merhum Doğan Cücelöğlu’nun anlatımıyla; algılama özgürlüğü, düşünme özgürlüğü, kendini ifade etme özgürlüğü, kabul ya da reddetme özgürlüğü, kendisi olarak var olabilme özgürlüğü olarak ele alarak konuyu açmaya çalışırsak;

Algılama özgürlüğü: Çocuklar gördüklerini, duyduklarını, hissettiklerini kendilerine göre algılarlar. Onları yönlendirmeye kalkmak yerine günlük yaşantı içinde kendi kendilerine kavram oluşturmalarına fırsat yaratmak gerekir. İstediği gibi anlayabilme özgürlüğü olarak da izah edilebilir.

Düşünme özgürlüğü: İnsan düşünen bir varlıktır. Düşünebilme yetisini elinden almak onun herhangi bir varlık seviyesine indirgenmiş olunur. Olgu ve olaylar üzerine kişisel düşüncesini ortaya koyarak kendine göre yorumlayabilme özgürlüğünü yaşaması demektir.

İfade etme özgürlüğü: İnsan aynı zamanda konuşan bir varlıktır. Duygu ve düşüncelerini jet ve mimiklerle ortaya koyabilme kabiliyetleri varsa da konuşarak daha rahat, doğru ve detaylı olarak ifade edebilme kabiliyetlerine sahiptir. Çocukların konuşmayı öğrenmeleriyle birlikte kendilerini ifade becerileri artar. Sözlü ya da sözsüz de olsa kendini ifade etmeye fırsat verilmeyen çocuk kişilik gelişimini sağlamada zorlanacaktır.

Kabul ya da reddetme özgürlüğü: Her insanda olduğu gibi çocukların da beğenileri vardır onlara sahip olmak isterler. Olumsuz karşıladıkları olgu ve olaylardan uzak durmak isterler. Kabul ya da reddetme özgürlüğü engellenen çocukların hayatı algılama problemi yaşadıkları görülür. Arzu ve isteklerini yerine getirebilmesinde imkânlar ölçüsünde fırsat verilmelidir. İstemediklerini zorla yaptırılmamalıdır. Kişisel davranış biçimini ortaya koyabilme özgürlüğü olarak da adlandırılabilir.

Kendisi olarak var olabilme özgürlüğü: Çocuklarda hayat tecrübesi olmadığı ya da yeteri kadar gelişemediği için onunla ilgili konularda arzu ve istekleri yönünde çevre etkisi fazladır. Oysa çocuklarda kendi iç dünyalarına göre hareket eder, kabullerini ve retlerini kendi arzu ve isteklerine göre yaşamak isterler. Çocukların kendisi olarak kabul görmesi ve gelişebilmesi olarak da nitelendirilebilir.

Çeşitli alternatifler karşısında çocukların olgu ve olaylar karşısında, anladıkları nispette duygu ve düşüncelerini ifade etme, kabul ya da reddetme, yaşadıkları ortamlarda kendi olabilmeleri için seçme hakkı tanımak onların özgürlüklerini yaşayabilmesine katkı sağlanmış olur.

Bunlarla birlikte, özgürlüğün başıboşluk ya da ne isterse onu yapabilme gücü olarak görülmemesi önemlidir. Mevcut imkânlar ölçüsünde alternatifler arasından seçme fırsatını kullanma olarak görülmelidir. Seçme sayısının fazlalığı kargaşa yaratacağından alternatifleri sınırlı tutmakta yarar vardır.

Özgürlük, yukarıdakilerin ve başka birçok şeyin doğal sonucu olmakla birlikte, çocuk hem özgürlüğe hem de güvenilir bir otoriteye ihtiyaç duyar. Anne-babalar çocuk yetiştirirken özgürlük ve otorite dengesini gözetmelidir. Çocukların sağlıklı bir kişilik gelişimine sahip olarak yetiştirilebilmesi oluşturulacak denge ortamı sayesinde gerçekleşecektir. Çocuğun yaşına uygun özgürlük alanı tanınırken, çocuğun bilinçsiz karar vermesinin önüne geçilebilmesi için bir yandan kabul edilebilir sınırlar koymaktan çekinilmemelidir.

Bağımsız bir kişilik olarak yetiştirme duygusuyla onun her davranışını hoş görülür, hatalarına göz yumulursa şımartılmış çocuk sendromuna sebep olunabilir. Çocuk özgür olurken onun da bir sınırı olduğunu anlamalı; başıboş, sorumsuz, sınırsız davranışlarda bulunmak olmadığını bilmelidir. Bu tür yaklaşımlar, çocuğun sorumsuz bir kişilik geliştirmesine sebep olabilir.

Özgürlük, insanın kendi haklarını ve sınırlarını bilmeyi, başkalarının haklarını tanımayı ve saygı göstermeyi gerektirir, aksi takdirde özgürlük olmaz. Çocuk, kendi sınırlarını ve başkalarına karşı sorumluluklarının farkında olduğu takdirde sahip olduğu özgürlüğü anlam kazanacaktır.

Not: Haftaya “Çocuğun Özgürlüğünü Kısıtlayan Davranışlar” konusunu sizllerle paylaşacağım.