Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; gerçek bir dünya lideri.
İsmini kabullendirmiş, Türk siyasetinde iktidar olma rekoru kırmış bir ekol
Bugüne kadar ‘Tayyip Rüzgarı’ adı verilen güçle hem ülkesini yönetti hem de partisini.
Kadrolarına heyecanı, misyonu, imajı çizen de bu rüzgar oldu dünyada racon kesen, markalaşan da...
Bakmayın şimdilerde bir seçim sektelediği için yandaşı da rakibi de bol keseden konuşuyor, gerekli gereksiz eleştirilerde bulunuyor.
Düne kadar bırakın tahmin etmeyi, iktidar gücü karşısında gözünün üstünde kaş var diyemeyenler bugün ‘ben dediydim, zaten belliydi’ türünden gözü kapalı konuşuyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TV programı bile bir gecede seçimlere yüzde 3 ile 6 oranında katkı sağladı yıllarca.
Yüzünü görse yüzde 3, sesini duysa yüzde 6, ikisi bir arada memleketinde miting kürsüsünde dinlese seçim kazandırırdı seçim bu millet…
Yine aynı güç, aynı misyon, aynı karizma ve etkileyici motivasyon yok mu, var elbette.
İsterseniz konuyu Yozgat özelinden detaylandırıp geneli de içine alarak konuşalım.
Yozgat merkezde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir miting yapması gerekiyordu. Anketlerde görünen ya da görünmeyen ufak tefek pürüzler aşılacak, sadece merkezin adayına değil ilçe hatta beldelerin adaylarına güç verecekti.
Meydanda bir görünse, Akdağmadeni ile başlayıp Yerköy’le devam ederek ilçeleri saysa, bir de tok sesi ve keskin bakışları ile destek çağrısında bulunsa Yozgatlı’nın yağları erir, dizlerinin dermanı kesilirdi.
Ama olmadı!
Sanki Sayın Cumhurbaşkanı bu kez Yozgat’a gelmemeliydi.
Ya da Ankara’dan heybesi dolu gelmeliydi.
Özellikle bazı adaylar, teşkilatlar, eski- yeni yüzler öylesine uzaktı ki seçmenden,
AK Parti Genel Merkezi’nde Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir (İsmini aday belirleme sürecinde Yozgatlı adeta ezberledi) başta olmak üzere Yozgat siyasetine yön verenler öylesine yordu ki Yozgat’ı. Eminim tüm şehirlerde aynı yaşanmışlıklar vukuu buldu.
Siyasi yıpranmışlığı bir de olmaz olasıca ekonomik yoksunluk ve yoksulluğu ekleyin.
AK Parti seçmeni ne meydan mitinginde çok sevdiği Cumhurbaşkanını dinlemeye geldi ne de sandığa gitti.
Her şeye rağmen Sayın Cumhurbaşkanı meydanda heybesi dolu konuşsaydı, olanı da olmayanı da Yozgatlı’nın dilinden anlatsaydı, onu meydana hazırlayanlar ‘seçmene ne versek yer’ hesabından bakmasaydı neler neler olamazdı.
Heybe boş olunca meydan mitingi bir kazanç değil AK Parti seçmeni için zul oldu zul…
Sanki Cumhurbaşkanı gelmese birkaç puan daha az kaybederdi Yozgat, Akdağmadeni, Çekerek, Sorgun ve diğerleri.
Mevzu ekonomik mi, büyük oranda.
Peki adaylar; en başından da ifade ettim, zoraki dayatılan, yaptım oldu, cebi dolu gönlü boş adaylarla çıkılan yolculuk,
Teşkilatlardaki yıpranmışlık ve halk hakikatinden yoksun duruş,
Süreçte sürekli değişen, anlamsız kurulan ve yine anlamsızca bozulan ‘ittifak oldu olmadı’ tartışmaları…
Bir de bunun üstüne heybesi boş bir Cumhurbaşkanı.
İnsanlar sandığa gitmeyerek ceza verdi, tepki gösterdi, gönül kırgınlığını ortaya koydu.
Sözün kısası bu gün Ramazan Bayramı…
Bayramda siyaset olur mu, olmaz belki ama gerçekse konuşulan pekala olur.
Halka rağmen Hak’ka rağmen yapılan siyaset böyle oluyor.
Ne diyelim olan da hayır vardır…