Deli Olmadan Önce Veli Olmak

Bir deli olmadan önce veli olmak gerekiyor.‘Veli’ ve ‘Deli’ gibi iki derin kavram üzerinden konuşacak inanın öylesine arifene konu var ki.
Ben bugün öğrenci veliliği üzerinden konuşmak istiyorum.
Veli toplantılarındaki veli profiline baktığımda bazen çocuklarımız üzerindeki etkimizin yetersizliği ile birlikte garip bir denge şaşması da görüyorum.
Yarına kaygılarla dolu bir çocuk yetiştirme konusunda üstümüze yok.Kaygılarımızı okulda çocuklarımıza da aşılıyoruz.Çocuklarınızın sınıfında yapılan veli-öğretmen ya da veli-okul idarecisi toplantılarına katılıyoruz bir zahmet.
Çocuğun ‘Matematik-Fen-İngilizce..’ derslerindeki başarısını öğrenmek için dört gözle bekliyoruz.Neden Matematik, Fen, İngilizce?
Çünkü her çocuk filozof olmalı. Afili bir makamı, kazançlı işi, az zahmetli dünyası olmalı.Her anne baba çocuğunun geleceği adına elbette ki en yüksek hayaller kurar, onun geleceği adına en güzelini ister.Fakat, bu hayaller bazen çocuğumuzun altında kaldığı büyük bir dağ, ağır bir kaya parçası olabiliyor.Çocuk bir anda etten, kemikten, duygu dünyası olan canlıdan çıkıp yarış içerisine giren metaya dönüşüyor.
Çocuk okulda derslerden iyi not aldı mı yerine çocuğun arkadaşları ile ilişkisi, sınıftaki duyusal yapısı, karakter özelliği çok da umursadığımız bir durum değil.En azından en son bu özelliklerini düşünüyoruz.Eğitimci değilim, sosyolog hiç değilim; hatam var ise lütfen konunun uzmanları kurusa bakmasınlar.Çocukları maddesel olgular üzerinden değerlendirip yönlendirmek, onları büyük bir koşu bandının üzerine çıkarmak yerine.
Resimdeki renklerini, müzikteki melodilerini, beden eğitimindeki fiziksel gelişimini gözlemlesek.Matematikle olan gelişiminden önce kişisel gelişimi istemeden geri plana atıyoruz.Veli toplantılarında çocuğunun tost yiyip yememesini kaygı eden anne baba, onun sınıftaki duruşunu merak etmiyor.Değer yağıları noktasındaki gelişimini ise sadece önemsiyor gibi göründük.Deli olmadan veli olmak, çocuklarımızın iyi birer makam sahibi olması tamamda ondan önce gönül makamlarında oturacakları yer bulacak karakteri aşılamaktır asıl olan.
Makam sahibi olmuşun ama adam olamamışın kıssadan hissesini aslında o kadar çok yaşıyoruz ki gerçek hayatta.
Zaman ve teknoloji aslında çocukların maddesel ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılıyor.Ama duygusal gelişim denilen hakikat var ya o konuda öylesine savunmasız ve biçareler ki!
Hülasa makam önce gönül makamlarını kazanan çocuklar sonra dünya makamları.O yüzden diyorum ki deli olmadan önce veli olmalı.En hakikisinden…Allah tüm çocukların bahtını açık etsin.