“Edep ya HU edep”

Avrupalı Türklerden tepkiler artarak devam ediyor.
Belçika Türk İslam Federasyonu eski genel başkanı Cihat Zorlu Avrupalı Türklere “Lan” diyerek hakaret eden sözde gazeteci Fatih Altaylı’ya 
“Edep ya HU edep” diyerek tebki gösterdi. Tepkisini şu ifadelerle dile getirdi. 
"Dinime dahleden bari müselman olsa"
hiç bir şey çalışmadan elde edilemez. Gurbetçilerin Türkiyemizin ekonomisine ve yaşadıkları ülkelerin ekonomisine büyük faydaları olduğu gün gibi aşikar ve hala oluyor. Fatih altaylı denen zat Türkiyenin ekonomik darboğazda olduğu yıllarda Avrupalı Türk'lerin Mark'ları can suyu olmuştur, bunun böyle olduğunu bilmediğinden değil, çalıştığı TV kanalından bile kovulduğu için gündem yaratmak gündemde kalmak için zırvalamış. Devletin resmi verilerine baktığımız zaman yurt dışındaki vatandaşlarımızın  ülkemizin ekonomisine yaklaşık olarak baktığınız zaman 7 milyar dolarlık bir döviz katkısı olduğunu biliyor aslında. Tabii bütün bu çalışmalarla birlikte ülkemizin yurt dışındaki tanıtım anlamında ülkemizin yurt dışındaki yumuşak gücü olmaları anlamında ülkemizin gönüllü elçileri olmaları anlamında ve ülkemizin asli birer unsuru olmaları anlamında yurt dışındaki vatandaşlarımız her zaman için asli unsur olmaya devam ediyor. 
Son dönem içerisinde maalesef ülkemizde Fatih Altaylı gibi düşünen kimi çevrelerin, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza karşı oluşturulmaya çalıştıkları bir hasmane tutumun bir düşmanlık profilinin oluşturma gayretlerinden başka bir şey olmadığını görüyoruz.
Bu ve bunun gibiler Milli ruh olmayan şahıslardır. Bu ve benzerleri Avrupalı Türk'leri karalayarak böyle ayakta kalamazlar.”


“Fatih Altaylı Gurbetçilerden Özür Dilemeli


Almanya Frankfurt üniversitesinde okumuş kariyer sahibi ilim insanı 1990’lı yıllarda, Avrupa Türk İslam Birliği teşkilatının gençlik kollarında daha sonra yönetim kurulunda birlikte görev yaptığımız Mahmut Arslan da tepki göstererek;”Bu hadsize haddini bildirelim” dedi ve tepkisini şöyle dile getirdi;
“En son çalıştığı Habertürk’ten de kovulan işsiz gazeteci müsveddesi Fatih Altaylı, gurbetçilere “Lan” diye hitap ederek adeta nefret kustu.” Arslan şöyle devam etti;


“Bu sözleri sarf eden Fatih Altaylı’nın ne ufku nede bilgisinin bizi anlamaya yetmediğinin farkına vardık, bu gibi şişirilmiş topluma mal edilmiş ünlüler Türk toplumunda bulmak mümkün?
Hiç bir Alman, İtalyan, İspanyol, Yunan, Portekiz, Sırp, İranlı…vs düşünür, yazar, ilim İnsanı bulamazsın, kendi gurbetçileri için oy kullanmalarına karşı çıksınlar, tabi haklara karşı çıkılmaz, bu “benim oyumla Çobanın oyu aynı olamaz” diyen cahil çuhalanın söylediği beyaz Türk’lerin sözleriyle benzerdir. Bilgi eksikliği ve herhalde RTE düşmanlığı ruh yapısını bozmuş, karşımızda ne dediğini bilmeyen ruh hastası birinin olduğunu görünüyor.
Gurbetçilerin ülke ekonomisine senelerdir getirdiği Döviz miktarına baksın, Türkiye’de ödenen vergiyle kıyaslasın, sonra anlayabilirse laf etsin, boş boş laf etme miktar belirleme yerine kendi durumunu değerlendirsin….
Velhasıl Fatih Altaylı Gurbetçilerden özür dilemek zorunda, bu gaf affedilemez!!!?


GURBETÇİ 


Gurbet el onlara yeni yurt olmuş
Çile çeker hasret çeker gurbet'çi
Hasret ile benzi sararmış solmuş
Vatan diye yaşlar döker gurbetçi 


Tat alamaz olur, geceden günden
İsterki kopmasın geçmişten dünden
Sabahları şafakta kalkıp erkenden
Koşar adım işe çıkar gurbetçi 


Her yıl Haziran'da, çıldırır hisler
Karanlık dünya’sını hayaller süsler
Engel olmaz artık bulutlar sisler
Bütün engelleri yıkar gurbetçi 


Vatan için olurlar, divane deli
Düşer yola her yıl öder bedeli
Aklından çıkmıyor gitti gideli
Koşar şimşek olur çakar gurbetçi 


Çoğunun gidecek yok arabası
Nerden bulacak'ki uçak parası
Bir de harçlık iki üç bin arası
Çaresiz boynunu büker gurbetçi 


On bir ay özlemle hayaller eder
Bin bir çile ile yurduna gider
Her şey iki kattır isterler öder
İçi sızlayarak bakar gurbetçi 


Yıllarca devlet'e yamaydı markı,
Gurbet'çi dövizi çevirdi çarkı
Bana ne demedi, söylendi belki.
Vatan için her yöne akar gurbetçi 


Gelir heyecanla, her yere koşar
Nede çabuk bitti diyerek şaşar
On iki ay aldığı havayla yaşar
Vitesi geriye takar gurbetçi 


Bir gün biletini başkası alır
Bu son gelişidir tabutla gelir
Nice hayallerle beraber ölür
Maziyi, atiyi, yakar gurbetçi 


 Kul Cihat'ım yıllar yılı inledik,
Geldi siyasetçi sade dinledik,
Sahip çıkan yoktur artık anladık
Bir birine sahip çıkar gurbetçi 
Cihat Zorlu