Egomuz tavan

Güngören Belediyesindeki yaşanan olayı hayretler içerisinde izledim. Makam şoförü ayağa kalkmadı diye tuvalet kapısının önüne oturtulup, ‘ben gelip geçtikçe ayağa kalkacaksın’ diyen bir başkan yardımcısının kocaman egosunu.

Görevden alındı daha sonra açıklamada bulundu özrü kabahatinden beterdi. AK Partinin içi böyle insanlarla dolu. Ama sırf AK Partinin içi değil kurumlar kuruluşlar makam mevki sahiplerinin çoğu kibir abideleri..

Sanırsınız dağları onlar yarattı, sanırsınız gökten zembille indiler sanırsınız saraylarda mürebbiyelerle büyüdüler. (Allah’ın Yozgatlısı diyen o hadsiz vekilde dahil) sanırsınız hepsinin bizden fazlalığı var eksikleri yok. Neyin kibiri bu, neyin egosu, neyin bastırılmışlığı bu.

İnsan büyüdükçe küçülmeli derler ama büyüdükçe büyüdünüz şiştiniz kabardınız bizim saygımız sadece mevkinize insanlığınıza değil keşke mevkilerin o koltukların gelip geçici insanlığın iyiliğin baki olduğunu idrak edebilseniz. Birilerinin üstüne basarak yükselmenin insanları ezmenin aşağılamanın küçük görmenin toplum içinde bağırarak gururunu kırarak kendini göstermenin aslında sizi küçük düşürdüğünü bir anlayabilseniz.

Ya da biz mi saygının dozunu ayarlayamıyoruz. Sorun bizde mi acaba el pençe divan durduğumuz insanların önünde eğilirsek yarın ayaklarına kapanmamızı isterler. Beklentileri her defasında büyür bütün mesele eğilmemek dik durmak yani. Özellikle zulmün karşısında. Saygınında bir dozu sınırı olmalı nefret ediyorum. Zorla saygı edinmeye çalışan tiplerden nefret ediyorum kibir abidelerinden nefret ediyorum, makamını kullanarak insanları hor görenden, öteleyenden nefret ediyorum. Ezildiği kadar ezenden kinciliklerinden nefret ediyorum. İnsana göre muamele yapandan ayrıştırandan adaletsizliklerinden eşitsizliklerinden. Mevlana’nın dediği gibi; ‘topraktan geldik toprağa gideceğiz önemli olan çamurlaşmamak’

BU KADAR MI VİCDANSIZ OLDUK

Cuma namazında bıçaklanarak hayatını kaybeden Yakup Bulut’a Allah’tan rahmet yakınlarına baş sağlığı, sabır diliyorum. 35 yaşındaydı Yakup, iki çocuk babasıydı.

Beni insanlığımdan utandıran olay camii de o kargaşa, o can pazarı yaşanırken birilerinin telefonuna o görüntüleri kaydetmesi ve bunun elden ele dağılması. O anda yapacağın şey bu mu. Telefonuna davranmak mı. Müdahale et kardeşim ya da hiçbir şey yapamayacak hale gel, don kal orda. Ya da kork kaç. Ya da dehşete düş. İnsanlık görevini yap kanı durdur nefes almasını sağla yaralıyı yatır. Telefonunu ambulansı aramak için kullan panikle. Bu kadar mı duyarsız hissiz vicdansız olduk. Ailesinin yerine koy kendini empati yap bu görüntüleri izleseler bir düşün daha da açtığın yarayı. Resimlerdeki gibi hatırlayalım Yakup’u o görüntülerde ki gibi değil. Ruhumuz hasta tedaviye ihtiyacı var. Daha önce bir cinayet vakasında daha yazmıştım, böyle bir yazı çünkü görüntü aynıydı yine elden ele dolaşıyordu. Ayıptır, günahtır, yazıktır.. Az vicdan az merhamet.

DİP NOT: Geçen gün kar yağdığında beslenme odaklarını mamayla dolduran sokak hayvanlarını düşünen Belediye Başkanımız Sayın Celal Köse ve Başkan yardımcılarına çok teşekkür ediyorum.