Ekonomiyi Canlandırmanın ve İşsizliği Önlemenin Yolu Nedir ?

Covid-19 salgınına ve Rusya / Ukrayna Savaşına rağmen şükür Türk Ekonomisi dimdik ayakta ve ürün(mal) kıtlığı da yaşanmıyor, (birileri ülkede kıtlık ve yoksulluk var düşüncesini yaymaya çalışıyor olsa da). Ancak hayat pahalılığı artıyor, her geçen gün depodaki mala zam yapılıyor. Bu da hayat ve yaşam standartlarını oldukça düşürüyor. Hayat pahalılığı günümüzün en önemli sorunu konumunda dersek yanlış ifade ermiş olmayız sanırım: Tabii ki işsizlik konusu da öyle ?..

Türkiye bir tarım ülkesidir dedik; buna birileri hayır Türkiye tarım ülkesi değildir cevabını verdi. Ama Türkiye’nin bir tarım ve hayvancılık ülkesi olduğu gerçeğini inkar etmeniz bu gerçeği değiştirmedi maalesef. Tarım alanlarımız bol mu?Evet bol; ülkemizde ciddi bir hayvancılık potansiyeli var mı? Var!.. Bunları inkar etmiş olmanız bu gerçeği değiştirir mi? Değiştirmez!..

Aynı zamanda Türkiye bir ticaret merkezi, turizm merkezi ve sanayii merkezi durumunda ve yer altı kaynakları (madenleri) ile de bütün gözleri üzerine çekebiliyor. Bunlar bizim milli ve manevi değerlerimiz arasında. Türkiye’nin bu zenginliğini yeterince değerlendirebildiği de söylenemez?

Aslında günümüzde bütün ülkeler bu sıkıntıları yaşıyor, yaşamaya da devam edecek gibi... Örneğin doğalgaz, benzin- mazot, yakıt ve enerji krizi kapıda gözüküyor!... Emperyalist ve sömürgeci devletler sömürgeleri altındaki fakir ve yoksul devletlerin milli kaynaklarını sömürerek ayakta kalmaya çalışıyorlar. Malumunuz bir de anarşi ve terör olaylarını körükleyerek kardeşi kardeşe kırdırıp silah satmanın peşindedirler. Bu ayan beyan ortada... Karıştırmadıklar ülke kaldı mı? Terör ve terörist üretmeye devam etmiyorlar mı? Kandan göz yaşından besleniyorlar mı?..

Türkiye: Türk dünyasının umudu konumunda. Aynı zamanda İslam dünyasının da sığınma limanı pozisyonunda!. Onun için ülkemizin güçlü olması şart ve elzem: masumların ve mazlumların hamisi olması hasebiyle!... Türkiye Cumhuriyetinin her bakımdan güçlü olması insanlığın ve mazlum ülkelerin tek umudu değil mi?

Ülkemize de yansıyan işsizliğe ve hayat pahalılığına çözüm olabilecek imkanlarımızın seferber edilmesi insanlığın kurtuluşu için de önemlidir. Yerli ve milli kaynaklarımızın değerlendirilmesi ile işsizliğe ve hayat pahalılığına çözüm yolu bulmak mümkündür. Yerli ve milli kaynaklarımızın yetersiz olduğunu söylemek bir acziyet ifadesidir. Siz bu ehliyet ve liyakat gücünden yoksun iseniz; ülkenize de insanlığa da zarar veriyorsunuz demektir!...

Sözü uzatmadan ifade edelim ki : İşsizliğe ve hayat pahalılığına çözüm bulmanızın yolu: Üreticiyi desteklemek, üretimi artırmak ve her aileyi bu üretime dahil etmekle mümkündür. Üretim, üretim, üretim!.. Köylüyü köyünde desteklemek, çiftçiyi çiftinde- çubuğunda devam ettirmek, hayvancılığı teşvik etmek sanayii ve ticareti ehline bırakmak!...İşi ehline, uzmanına ve liyakatlisine teslim etmek.

Üretici ürününü pazarlarsa, emeğinin karşılığını alırsa, yaptığı işten karnını doyurursa üretimi niçin bıraksın? Köyünü tarlasını niçin terk etsin, çiftliğini neden kapatsın? Köylü hayvancılığı bıraktı et zam üstüne zam yedi; köylü tavukçuluğu bıraktı yumurta tavan yaptı. Köylü tarlayı ekmeyi bıraktı sebze ve meyve zam rekorları kırdı? Köyleri boşalttık şehirleri işsiz insanlarla doldurduk!.. Şimdilerde hem işsiziz hem de hayat pahalılığı altında eziliyoruz... Üretmeden kalkınma olmaz, üretmeden gelişme olmaz, üretmeden büyüme olmaz ve işsizliğe de çözüm bulunmaz!.. Devlet baba teşvike devam etmeli, biz de alın terine ve üretime sahip çıkmalıyız ki; büyüyelim, gelişelim mazlumun ve yetimin hamisi bir devlet olalım. Ne dersiniz; bana katılıyor musunuz ?