Evlilik Allah’ın Ortaya Koyduğu Bir Ruhsat Kapısıdır ?

Allah’ın emri, Peygamber (s.a.s.)’in sünneti üzere kurulan aile hayatında arzu edilen, evliliğin bir ömür boyu sürmesi, eşlerin sevinç ve üzüntülerinde birbirlerine destek olmaları, aile ortamını samimi bir yuvaya dönüştürebilmeleridir.
Cenâb-ı Hakk, eşlerin birbirleri ile iyi geçinmelerini öğütler.

Eşler arasında sevgi sona ermişse, merhamet ve şefkat tükenmişse, iki taraf için evlilik dayanılmaz bir hal almışsa, dinimizce hoş karşılanmasa da boşanmak, eşler için bir çıkış yolu haline gelebilir. Bundan dolayı Efendimiz (s.a.s.), ‫“‬Allah’ın, helâl kıldıkları arasında en sevmediği şey boşanmaktır.”
buyurmuşlardır.

Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “Kendileriyle huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve rahmet var etmesi, onun varlığının delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.”(Bakara Suresi Ayet, 231)

Ancak evlilik hayatı bazen istenilen şekilde devam etmeyebilir. Ve
Boşanma: Allah'ın en sevmediği iştir; çünkü aile fertlerini, akrabayı ve toplumu sıkıntıya sokar. Helâldir, çünkü bütün yolları denedikten sonra başka bir çare bulamayan karı koca için, Allah'ın ortaya koyduğu bir ruhsat kapısıdır. Ancak bu yuva günümüzde en basit meseleler nedeniyle yıkılır hale gelmiştir ki: Toplum çözülmesi ve çöküşü demektir.

Huzurlu bir toplumun teminatı olan aile kurumunun gittikçe yıprandığı günümüzde boşanmalar maalesef giderek artmaktadır. Psikolojik ve ekonomik sorunlar, şiddetli geçimsizlik, eşlerin birbirini ihmal etmesi, aldatma, alkol ve kumar bağımlılığı, ailelerin evli çiftlere gereksiz müdahaleleri gibi faktörler eşler arasında ayrılık tohumları ekmekte ve toplumumuzun teminatı olan aile birliğini tehdit etmektedir.

Boşanma, sonuçları itibariyle çok ciddi bir sonuç olduğu için bu kararın iyice düşünülerek ve geniş bir istişare ile verilmesinde fayda vardır. Eşler, dünya hayatıyla ilgili çok beklentiler içerisine girmek yerine, birbirlerinin güzel yönlerini görerek hayatlarını devam ettirmeye çalışmalıdırlar. Sabır ve sebat gösterilmeli eşler birbirlerine vefalı davranmalıdır.

Yüce Mevlâ bazen insanın hoşlanmadığı bir huyun kendisi için bir hayır vesilesi olabileceğini şöyle vurgulamaktadır: “‫Eşlerinizle‬ güzel bir şekilde geçinin. Kendilerinden hoşlanmadıysanız, bilin ki, sizin hoşlanmadığınız bir şeyde Allah, birçok hayırlar takdir etmiş olabilir.”

Peygamber Efendimiz (s.a.s.) de ‫“‬Mümin eşine karşı kötü duygular beslemesin; çünkü onun bazı huylarından hoşlanmasa da diğer huylarından hoşlanabilir.” buyurarak eşlerin mümkün olduğu kadarıyla geçinmelerini, birbirlerinin iyi yönlerini görmeye gayret göstermelerini tavsiye etmiştir.

Aile birliğinin sağlanması sadece evli çiftler üzerindeki bir yükümlülük değildir. Akrabalar da aile birliğini zedeleyecek ve eşler arasında fitne oluşturacak söz ve davranışlardan uzak durmalıdır. Efendimiz (s.a.s.) ‫“‬Eşleri birbirine karşı kışkırtan bizden değildir." buyurarak, eşlerin arasını bozmanın, onların huzurunu kaçıracak söz ve eylemlerde bulunmanın, müslümana yakışmayacağını ifade etmişlerdir.(Müslim, Radâ, 61)

Bütün tedbirlere, aile birliğini devam ettirme çabalarına rağmen evlilik boşanmayla da sonuçlanabilir. Ancak boşanarak yollarını ayıran çiftler geçmişten gelen hukuklarına saygılı olmalı ve birbirlerinin mahremiyetine aynı derecede sadakat göstermelidir.

Yollar ayrıldı diye düşmanlık ifade eden söz ve davranışlar mü’minlere yakışmaz. Yüce Kur’an’ın emri de budur. “Evliliğinize ya iyilik üzere devam edin ya da güzellikle birbirinizden ayrılın.” ayeti mü’min şahsiyetinin boşanırken bile güzel ahlak, nezaket, zarafet, hak ve hukuk duyarlığından uzak kalamayacağını ortaya koymaktadır. Kutsal yuvaya saygı duyup hayırda ve huzurda yarışanlara selam olsun!...