FUEN Azınlık Kadınları Projesi konferansı Atina’da düzenlendi

Kısa adı ABTTF, Batı Trakya Türk Federasyonu hizmetlerine aralıksız devam ediyor. Geçtiğimiz hafta  Batı Trakya Türk toplumuna karşı devletin sistematik ayrımcılığının örneği olarak isminde Türk kelimesi geçtiği için kadın derneklerinin dernek kurma özgürlüğünün ihlal edildiğini aktardı, Batı Trakya’nın geri kalmışlığının bölgedeki Türk kadınları üzerindeki etkilerini dile getirdiği basın açıklamasını okuyucularımın dikkatlerine sunuyorum.
     Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), üyesi olduğu Avrupa Milletleri Federal Birliği(FUEN)’nin 30 Ekim-1 Kasım 2024 tarihlerinde Atina’da düzenlediği Azınlık Kadınları Konferansı’na katıldı. 
FUEN üyesi İstanbul Rumları Ekümenik Federasyonu(Ec.Fe.Con)’nun ev sahipliğinde “Çoklu ve Kesişimsel Eşitsizlik Biçimlerine Yaklaşımlar” başlıklı konferansa ABTTF Uluslararası İlişkiler Direktörü Melek Kırmacı konuşmacı olarak katıldı. 
FUEN Başkan Yardımcısı Olivia Schubert ve ev sahibi Ec.Fe.Con’un Başkanı Nikolas Uzunoğlu’nun açış konuşmaları ile başlayan etkinlik Avrupa’daki ulusal azınlıklara mensup çoğu kadın olmak üzere yaklaşık otuz kişiyi bir araya getirdi.  FUEN Azınlık Kadınları Projesi Koordinatörü Dr. Zora Popova’nın moderatörlüğünde katılımcılar iki gün boyunca kadınların karşılaştığı farklı eşitsizlik biçimlerini, eşitsizlikle mücadelede devletin ve kurumların rolünü, liderlik rollerindeki kadınların karşılaştığı zorlukları ve Avrupa’daki en iyi uygulamaları tartıştılar. 
Devletin rolü ve kurumlar başlıklı oturumda ABTTF Uluslararası İlişkiler Direktörü Melek Kırmacı, Ec.Fe.Con Başkanı Nikolas Uzunoğlu, Ec.Fe.Con temsilcileri Georgia Amilia Voulgari ve İlay Örs Yunanistan’da Batı Trakya Türk toplumu ile Türkiye’de Ortodoks Rum toplumuna yönelik azınlık politikasında devletin rolünü ele aldılar. 
     Bu oturumda yaptığı sunumda Melek Kırmacı, Batı Trakya Türk toplumuna mensup kadınların sosyal ve kültürel gelişiminde önemli role sahip bir faktör olarak sivil toplumun öneminin altını çizerek bu çerçevede dernek kurma özgürlüğünün garanti altına alınması gerektiğini belirtti. ABTTF, Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği’nin 2001 yılında kurularak mahkemeye yaptığı başvurunun isminde geçen Türk kelimesi nedeniyle reddedildiğini ve AİHM’ye yaptığı başvuru sürecini aktardı. İskeçe Türk Birliği ve Meriç İli Azınlık Gençlik Derneği ile birlikte Rodop İli Türk Kadınları Kültür Derneği’nin AİHM’ye yaptıkları ayrı başvurularda mahkemenin Yunanistan’ın dernek kurma özgürlüğünü ihlal ettiği hükmüne vardığını aktaran ABTTF, bugün Bekir Usta dava grubu olarak bilinen üç davada Yunanistan’ın 16 yılı aşkın süredir kararları uygulamadığını söyledi. Bekir Usta dava grubunda AİHM kararları uygulanmadıkça benzer sorunların devam edeceğini aktaran ABTTF, AİHM kararlarından sonra kurulan İskeçe İli Türk Kadınları Kültür Derneği’nin de adında geçen Türk kelimesi nedeniyle kayıt edilmediğini aktardı, bu durumun aslında devletin Batı Trakya Türk toplumuna karşı sistematik ayrımcılığının bir sonucu olduğunu belirtti. 
     İkinci olarak Batı Trakya’nın devletin bilinçli politikalarının bir sonucu olarak az gelişmiş olması nedeniyle işsizlik oranlarının bölgede yüksek olup istihdam olanaklarının sınırlı olması nedeniyle dışa göç verdiğini aktaran ABTTF, Batı Trakya Türk toplumuna mensup erkeklerin sezonluk işler için yurtdışına göç ettiğini ve kadınların ailedeki yüklerinin artarak ekonomiye bağlı ikinci sosyal sorunlar yaşadıklarını söyledi. 
Üçüncü olarak ise ABTTF, Batı Trakya Türk toplumuna karşı etiketleme ve hedef gösterme nedeniyle Türk toplumuna karşı nefret söyleminin yaygınlaştığını belirterek bu durumun bölgedeki Türk kadınlarının izolasyonunu artırdığını belirtti. ABTTF, dernek kurma özgürlüğünün engellendiği ve Türk toplumuna karşı genel ön yargı ve basmakalıp düşüncelerin Türk kadınların sosyal, ekonomik, kültürel ve kamusal yaşama katılımlarında bariyer oluşturduğunu aktardı.