Geçmişini Bilmeyen Geleceği Kuramaz (Monşer ve Odgurmuş)

Odgurmuş: Monşer, yine döktürmüşsünüz. Ben sizin her konuda(!) bilgi sahibi olduğunuzu biliyordum ama Osmanlı konusunda böylesine derin ve de derinlikli bir Monşer olduğunuzu bilmezdim.

Monşer: Siz beni ne zannediyorsunuz, ben en az 12 üniversite bitirmiş gibi olmuş, en az 17 dil bilirmişim gibi hayatını devam ettiren o çok ünlü “Zülfü Livaneli”nin bir eşiyim. Sen Zülfü Livaneli’yi tanımamışsan beni hiç tanıyamamışsın, bu kafayla da tanıma imkânın asla yoktur. Ben hayat mektebini bitirmiş birisiyim. Elbette her konuda olduğu gibi Osmanlı konusunda görüş ve düşüncelerimiz de vardır. Biz Mustafa Akdağ’ın “Türk Halkının Dirlik ve Düzenlik Kavgası” kitabını boşuna mı okuduk. Sonra İsmail Cem’in “Türkiye’de Geri Kalmışlık Tarihi” ni hele de bu eserin son bölümlerini tekrar tekrar boşuna mı okuduk.

Siz beni tanımamışsınız evladım. Güneydoğuda bomba patlar, ben “Güvenlik Uzmanı” olurum, Irakta savaş patlar “Kürt Uzmanı” olurum, Suriye’de Savaş çıkar “Ortadoğu ve jeopolitik” uzmanı olurum. Fransa da seçim olur ben “Siyaset Bilimi Uzmanı” olurum, Rusya Ukrayna’ı işgal eder ben “Savaş Stratejileri Uzmanı” olurum. Milli Eğitim Bakanı şûra toplasa ben hemen “Eğitim Uzmanı” olurum. Dedim ya siz beni daha tanımamışsınız. Uzaya uydu fırlatılsa ben ”Uzay bilimleri uzmanı” kimliğimi, yeraltında atom denemeleri yapılsa ben “Yer altı ve Jeoloji uzmanı” kimliğimi koyarım orta yere. Sağlık ve Çin Vebası konusunda hükümet bir proje ortaya koysa ben hemen “Sağlık ve Çin Vebası konularının en iyi uzmanı” kimliğimi çıkartır beribenzer profesörlere taş çıkartırım. Biz de “gömlek” çok. Duruma göre herhangi birini giyer çıkar ve fikirlerimizi söyleriz. Daha sayayım mı?

Odgurmuş: Sayın Monşer yeter anlaşıldı bu kadar kimlik yeterli. Anladım ki siz çok kimlikli bir “Monşer”siniz.

Monşer: Mustafa Akdağ demişken bak aklıma ne geldi. Bu konudaki yüksek fikirlerimi sana anlatayım da bak.

“Ben Osmanlı torunu değilim Türk’üm. Osmanlı bir hanedan Türk ise bir millet.” Bak bu benim son icadım. Oryantalistlerin ve içimizdeki yerli oryantalistlerin de önemle dile getirdikleri gibi, Türk ayrı Osmanlı ise ayrıdır.

Odgurmuş: Monşer, biliyoruz her konuda ahkâm(!) kesen bir Monşer’siniz ama biraz insaflı olmak ve Osmanlı hakkında konuşurken biraz daha dikkatli olmak lazım. Osmanlı' da Türk'tür, biz de Türk’üz. Ayrıca Osmanlı sülalesi de Türk’tür. Biz “Türklerde soy Atadan babadan geçer, Yahudilerde ise soy anadan geçer ve kadından devam eder”. Ayrıca Osmanlı Türk Milletinin yüz akıdır. Bazı tarihçilere göre de "Vahiy Devletidir", Hatta Peygamber Efendimizin övgüsüne mazhar olan Fatih Sultan Mehmet atamız da bir Osmanlıdır ve Türk'tür. Bir söz hatırlarım çok hoşuma gider: “Fatih’in hangi sözü var milliyetçilik üzerine, Fatihin hangi yaptığı ve işi var ki milliyetçilik dışında” Aslında bu gibi ayırımlara girmemek lazımdır. Birileri "Biz Osmanlıyız" diyorlar diye bize ne oluyor ki de onlara tepki koymak ve muhalefet etmek amacıyla "Biz Osmanlı değiliz" diyoruz. Üstad’ım biz inadına Osmanlıyız ve Türk’üz. Osmanlı 600 sene ayakta kalmış olan devletimizin adıdır. Türk ise tarikte önemli işler yapmış büyük devletler kurmuş olan milletimizin adıdır. Ama siz kendinizi Osmanlı saymıyorsanız istediğiniz devletten sayabilirsiniz, İster Bizanslı olun, ister Venedikli bu sizin kendi bileceğiniz bir iştir. Bu gibi görüşler ve ikilemler fitnecilerin ve oryantalistlerin görüşleridir. ..."Osmanlı Devleti İnsanlığın son adasıdır" ve biz onunla her zaman iftihar ederiz.

Monşer: Hanedan bizi tebaa olarak gördü. Hiç bir zaman kendinden saymadı. Enderun’da kaç tane Türk yetişti.

Odgurmuş: Nerden çıkıyorsunuz bunları, bu gibi konular genellikle Osmanlı Devletini karalamak için tek parti döneminde uydurulmuş şeylerdir. Hatta bu görüşler aynı zamanda oryantalistlerin de görüşleridir. Fatih Sultan Mehmet Çandarlı Halil paşadan kurtulmak için çok düşündü ve ancak fetihten sonra kurtuldu. Sebep neydi. Çandarlı’yı neden görevden alamadı. Neden Fethi bekledi. Enderun meselesini böyle değerlendirmek lazım. Göreve getirilen paşaların yedi sülalesi idare ve saltanattan hak iddia ediyorlardı. Yavuz Sultan Selim’e ait olduğu söylenen şu söz ne kadar da anlamlı değil mi?: “İktidar öyle bir nazlı gelindir ki iki ere asla tahammül edemez”.

Misal: Bir öğretmen sınıftaki öğrencileri tebaa olarak mı görür, ya da başka türlü bir topluluk olarak mı değerlendirir. Osmanlı da tebaa ne demekse, TC de tabiiyet ne demek ikisi de aynı şeyler..... Sonra Tebaa tabi olan, biat eden demektir, biz şimdi devletimize tebaa değil miyiz? Yani tabi olan,....Öncede belirttim, yeryüzünde Türk Milletinin zirvesi olan Osmanlı devleti ve onun Padişahları hakkında olumsuz bir söz söylemek bizlere düşmez.. İyisiyle kötüsüyle Osmanlı bizim Türkiye Cumhuriyetinden önceki devletimizdir. Biz hangimiz eski büyüklerimizden her hangi biri hakkında olumsuz söz sarf ediyoruz velev ki kötü biri dahi olsa. Mevlana ne diyor "kusurları örtmede gece gibi ol" bizim düsturumuz bu olmalı. Ben Kenan Eroğlu olarak Göktürk’lerin de, Selçuklunun da, Osmanlı’nın da ve Türkiye Cumhuriyetinin de tebaa’sıyım bununla da iftihar ederim. Allah bu gibi bir iftiharı başta içimizdeki bölücüler-oryantalistler ve bize batı penceresinden bakanlar olmak üzere dünyadaki tüm insanlara versin.

Kaldı ki Osmanlılar kanlarını canlarını ve hayatlarını, bu devlet bu millet için vermekten çekinmemişlerdir. Bu gün biz devlet için bir uyuz kedimizi vermezken onlar, evlatlarını, kardeşlerini bu milletin çocuğu kırılmasın diyerek bize dünyada eşi benzeri olmayan bir imparatorluk miras bıraktılar, Batılılaşma hezeyanına kapılan Kendini bilmez devlet adamlarımız bu büyük devleti batırdılar.

Monşer: Kem-küm, şey ama öyle diyorsun da vs. vs.

Odgurmuş: Osmanlı devletinde görev yapan her kim olursa olsun Türk'tür. “Mehmet Akif Ersoy” Arnavut etnisitesinden gelen bir Türk'tür. Diğer kim varsa her biri de tarihen sabittir ki Türk'türler.

Siz “Aşıkpaşaoğlu tarihini”, Osman Turan’ın “Türk Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi Tarihi”ni ve Dündar Taşer’i, Erol Güngör’ü, Mehmet Genç’i her halde okumadınız.

Monşer: Hayır okumadım. Neden okuyacakmışım o gericilerin kitaplarını, ben çağdaş batı medeniyetini kendime örnek almış bir insanım, o gericileri okumam. Hem baksana Televizyon dizisinde hep beraber izledik “Muhteşem Yüzyıl”da Kanuni haremden çıkmıyor. Bir tane Türk paşası yok. Bu da mı yalan ve uydurma.

Odgurmuş: Üstad’ım siz sayısız üniversite bitirmişsiniz(!) ve “Zülfü Livaneli” gibi dünyadaki en önemli üniversite olan “Hayat Üniversitesi”ni bitirmişsiniz ama bunları anlayamazsınız. Elbette yalan ve uydurma, Kanuni’nin ömrü at sırtında geçmiştir. Dünya tarihini değiştiren seferler yapmıştır. Sonra kurulan devlet çok milletlerden meydana gelen bir imparatorluktur. İmparatorluk şemsiyesi altındaki herkesten faydalanılır. (Selçuklu veziri de size göre Türk değil, ama bana göre Türk’tür.) Eğer biz Osmanlıyı okusak, anlasak ve tanısak bugün “sersefil” halimizden eser kalmazdı. Biz Osmanlıyı, Selçukluyu ve kısaca kendimizi tanıdıkça ve kendimize döndükçe, kendimiz oldukça başarılı olacağız diyorum.

Monşer: “Selçuklu Anadolu Türklerinin lideri ve önderi olmuştur. Osmanlı Avrupalıdır. Tüm eserleri Avrupa ya yöneliktir. Zorunlu yol ve han dışında Osmanlının Anadolu’da eseri yok denecek kadar azdır”.

Odgurmuş: Üstadım siz bunları nerede okudunuz. Türk Milletinin yeryüzündeki en çok eseri nerede biliyor musunuz?.. Siz önce onu söyleyiniz... Eğer Osmanlı Anadolu'ya eser vermedi dersek bu çok yanlış olur. Osmanlı için Bayrağın dalgalandığı yer vatandır. Sizin ufkunuz Milli Mücadele’den sonra hapsedildiğimiz “Anadolu coğrafyası” kadardır. Olaya cihanşümul bakmak gerekir. İmparatorluklar döneminde siz milli bir devletin ufkundan bahsediyorsunuz. O zaman vatan Anadolu'dan ibaret değildi. Bizim ufkumuz maalesef Osmanlıyı anlamaya yetmiyor. Osmanlı hiçbir Selçuklu eserinin karşısına daha büyüğünü ve daha görkemlisini yapmamıştır. Olaya tarihçiler bu mantıkla bakarlar. Osmanlı Anadolu'ya eser vermedi demek ne demek. O zaman yurt sadece Anadolu değildi ki. Sonra biliyorsunuz “Anadolu Milletler mezarlığıdır”. Anadolu'ya gelen her kavim burada yok olmuştur. Türkler hariç. Osmanlı bu durumu fark ederek vatan toprağının diğer bir kanadını balkanlarda meydana getirmiştir. Ama kader yaver gitmedi, milletine ihanet içinde olan okumuş batıcı paşalar subaylar yüzünden Balkan savaşı ve Balkanlar kaybedilmiştir.

Sayın Monşer sizin bu iddialarınız bana 1970’leri hatırlattı. Eskiden bize (1970 li yıllarda) "Türk'müsün - Müslüman'mısın" derlerdi senin iddiaların da buna benziyor. Biz hem Türk hem de Müslüman’ız vesselam. Gerisi ise lafı güzaftır...........Ayrıca yeryüzünde en çok eserimiz olan yer de balkanlar değil Hindistan'dır.

Monşer: “Ama Osmanlı sultanlarının hiç birisi ben Türk’üm dememiştir.”

Odgurmuş: Üstad’ım tabii ki demezler, o dönemlerde, bu gün manasını bilmeden konuşanlar gibi insanların Türk olmak ya da olmamak diye bir endişeleri yoktu. Her yabancı bilirdi ki bir kişi Müslüman olsa ona hemen “Türk oldu” derlerdi. Bu durum bir maya meselesidir. Maya Osmanlı tarafından çalınmıştır. Ve bu daireye giren herkes Türk olmuştur.

Bir kap düşünün o kaba, inek sütü, keçi sütü, koyun sütü, isterseniz eşek sütü karıştırınız, Çalınan maya ne ise ortaya çıkan yoğurt onun yoğurdudur. Kendine bu maya şuurunu bulamayanlar, kendilerin başka bir sütün yoğurdu olarak görebilirler. Kaldı ki Deniz Gezmiş ve Apo keferesinin kimliklerinde da Türk yazıyor.

Sözlerimi “Yahya Kemal Beyatlı’”nı şu veciz tesbiti ile bağlayayım sayınnnn Monşer’immmm.

“"Türk anadan Türk babadan doğmuş olmak yeterli değildir; Türk gibi düşünmek lâzımdır"...

Not: Monşer: Biraz sağcı, biraz solcu, biraz laik, biraz Kemalist, biraz ulusalcı, biraz CHP’li, biraz 1970’li yıllar Ülkücüsü, biraz kendini beğenmiş, ama her halükârda içinde yaşadığı milletini geri ve sürü olarak gören hayali bir şahsiyet.

Odgurmuş: Kadim devlet kitabımız "Kutadgu Bilig" de geçen 4 şahsiyetten “ayıkmış, uyanmış, kanaat” manasına gelen şahıs.