Güneydoğu'nun İncisi, Gastronominin Başkenti: GAZİANTEP

Bir günde Antep’de sizi neler etkiler? Gaziantep’ de iki şey beni çok etkiledi. Birincisi yemek konusunda Antep mutfağından bahseder, Gurme Tur’lar bile düzenlenir de inanmazdım. İkincisi haberlerde izlediğim, ismini duyduğum Zeugma Çingene Kızı! Gezmek görmek maksadıyla çıktığım yolda, gurme olacağım da aklımın ucundan geçmezdi.

Bayram tatili nedeniyle sokaklarda sessizlik vardı. İlk olarak alanı çok geniş olan Zeugma Mozaik Müzesine gittim. Sokaklardaki sessizliği müze girişinde görmenizin imkânı yok. Bilet almak için öyle uzun bir giriş sırası vardı ki, kartım olmasa uzun süre beklerdim. İnanır mısınız adı gibi mozaiklerden eserler var.

Ben ruhumla bütünleşen çingeneliğin, günlerce kamuoyunu ilgilendiren, karanlık odanın göze güzel yansıması olan Zeugma çingene kızından bahsetmek istiyorum. Odanın karanlık olma sebebini bildiğinizi düşünüyorum. Takdir edersiniz ışık, flaş vb. durumlardan yıpranmasını önlemek içindir. İlginin ve ziyaretçi sayısının fazla olması içeride yığılmayı önlemek için güvenlik görevlisi sesiyle devrede, hızlı bir sirkülasyon var. Odaya girerken ne olduğunu anlamadan dışarı çıkmamızı sağlayan güvenlik görevlisiyle ikinci kez karşılaştığımda ruhumun çingeneliğini, iki çingene kızını fotoğrafla ölümsüzleştirdim. Aramızdaki fark ben ziyarete gidip gezerken, Zeugma kızını ziyarete gidiyorsunuz. Ayrıca onun bakışlarında hüzün var. Ara ara düşündüm. Gerçekten bir çingene kızı mı? Diye.

Şehrin meydanına araçla ulaşım sağlarken, şehrin isminin olduğu tabelanın önüne geçip fotoğraf çektirmek de mutlaka hepimizin olmazları arasında. Boş yakalayıp, fotoğraf çekmek kabiliyet ister diyelim mi?

Tabelanın arkasından yokuş yukarı çarşı içine doğru yürürken tarihin kokusunu alabilir, dokusunu görebilirsiniz. Susuzluğunuzu gidermek isterseniz, Osmanlı döneminde su şehri olarak Antep’te yapılan çeşmelerden, kastellerden su içebilirsiniz. Çevrede bakırcıları, takunyacıları, Antep’de yemeni dediğimiz çarık yapan dükkânları görebilirsiniz. Böylece az da olsa kültürel farkları görebiliyoruz. Bazı yörelerde yemeni başörtüsüdür. Antep’te nasip olmasa da beğenerek aldığım, rahatlıkla giydiğim yemeni ayakkabıdan bir başka gezi yazımda bahsetmek isterim. Yukarı çarşı içine devam ederken akan çeşmeleri, hanlar içerisinde keyifle çay kahve içebileceğiniz kahvehaneleri de görmeniz mümkün. Özellikle Millet Hanı, Kaleoğlu Mağarası’nı görmenizi tavsiye ederim.

Gezi sırasında bir grup, yemek için durakladığı han içerisindeki lokantadan yüksek fiyat ve ikram yönünden memnun ayrılmadı. El mahkûm. Bayram tatilinde çoğu yer kapalı olunca fiyat ve ikramda farklar mutlaka oluyor. Tatil olmasına rağmen grup üyelerinin yaptıkları şikâyet doğrultusunda zabıtalar, gerekli işlemleri hemen yaptı. Şehrin güzelliklerinin yanında yetkililerinde görevlerini yerine hakkaniyetle, doğrulukla yerine getirmesi çok daha dikkat çekici bir güzellik oldu.

Antep’e gidilirde yemek yenmez mi? Benim nerede yemek yediğimi merak edenlere, o güzel lezzeti, ikramı tadı gibi anlatabilir miyim bilmem takdir sizlerin. Gitmeden önce yöre ile ilgili bilgi almış, dükkânı olan bir bayandan bahsetmişlerdi. Tavsiye eden kişi dükkânın ve bayanın adını bilmiyor. Fiziki tasvirle bir bayanı sorarak lokantayı bulabilir misiniz? Buldum, öğrendim. Tabii yemekleri televizyon yarışmasında birinciliği kazanan bayan yapıyor. Sahibi Necdet Bey, mekânı ailesiyle işletiyor, adı YESEMEK… Yöresel Gaziantep mutfağını tatmak isterseniz gidebileceğiniz en güzel esnaf lokantalarından birisi.

İçeri girdiğimde müthiş bir kalabalık, her yer dolu, ayakta bekleyenler var. Meğer yemek sırası bekliyorlar. Düşünün bir bayram tatilindesiniz, herkes deniz kenarına tatile gitmiş, kültür yada gurme turu ile azınlıkta kalan biz ziyaretçiler, müzede olduğu gibi yine müthiş bir kalabalıktayız. Yesemek de ‘ne yesem’ diye tarihi dokuya uygun dekore edilmiş mekâna bakınırken karşılaştığım işletme sahibiymiş “buyurun” dedi. Sonrasında kendimi yemeklere bakarken değil, servis yaparken, müşteri karşılarken, hesap alırken buldum. Tabii müşterileri buyur edip, yol göstermek, “ Ahmet bey lütfen hanımefendi beyefendi ile ilgilenin, yer gösterin, hesabı alalım derken müthiş eğlendim. Bu arada sonra öğrendim Ahmet, Necdet beyin oğluymuş. Tabii çalışmama rağmen yemek için bana da yer yoktu. Servise kapalı, nostaljik masaya buyur edildim, küçük otantik kâselerde (gastro tabaklar) yemekler geldi. Özellikle firik pilavı, maş ve lolaz salatası, pancar aşı, yuvalama, beyran çorbası, analıkızlı, şiveydizi, yuvalama, kayısı yahnisi, zeytinli meze, içli köfte çok başarılıydı. Fiyatlar makul, çalışanlar samimi, güler yüzlü, ortam temiz. Gaziantep mutfağının tescilli geleneksel yemeklerini bulabileceğiniz harika bir yer YESEMEK. Kalabalık olsa bile sıra beklemeye değer, deneyin. İnanır mısınız doymasam yemeğe devam ederdim, tadamadığım lezzetler var. Bir günlük geziden ne beklenir, bu kadar oluyor. En güzeli Gaziantep’i gezmek, görmek, Yesemek’ de yemek için en az 3 günlük zaman dilimine ihtiyaç var.

Antep’in eşsiz yemeklerinin lezzetine lezzet katan görünmeyen kahramanları, baharatlarını unutmamak gerekir. Bu konuda ve Antep Baklavası konusunda alışveriş yapabileceğiniz çok yer var. Gezilerimde adı üstünde “gezi” sırt çantamı heybe olarak kullanıp, taşımayı sevmiyorum.

Yemeğin üzerine kahve iyi gider. Kahvenizi ismiyle ün yapmış, eski turistik mekânlardan birinde içmek isterseniz az ileride Tahmis Kahvesi’ne gidebilirsiniz. İçtiğim kahvelerden bir farkı yok, eleman servise yetişemiyor. Zaten müşteri çekmeye de gerek yok, adı ün yapmış. Sadece otantik, kalabalık bir ortam.

Dönüş yolunda meydana inerken ara sokakların güzelliğini, özellikle kaybolan oymacılık, semercilik zanatını yaşatmaya çalışan dükkânı da görmeniz mümkün. Semercilikle uğraşan gördüğüm kişilerin yaş ortalaması genelde yüksek olurdu. Yeni nesillerin yok olmak üzere olan zanaatla uğraşması takdire şayan oldu.

Kurtuluş savaşında şanlı direnişiyle örnek olan, ‘Gazi’ unvanına layık görülen Güneydoğunun incisi Gaziantep günümüzde yöresel yemekler ve yemek kültür gezileriyle ülkemizi gastronomi konusunda temsil ediyor.

Kısacası; ruhunu tarihi dokuyla beslerken, yemekleriyle tatlısıyla keyif alacağınız bir yer arıyorsanız, orası Gaziantep olmalı…

Sevgiyle kalın…