Hayırlı evlat mıyız?

Her anne baba çocuğunu kucağına aldığında dünyanın en mutlu insanı olur, evladını bağrına basar kokusunu içine çeker üstüne düşer imkân dâhilinde bir dediğini iki etmemeye çalışır çabalar hatta evlatları için mal biriktirir. Bizler sıkıntılar çektik onlar çekmesin düşüncesi ile dağlar gibi borcun altına girilir yeri gelir evinden kısar yeri gelir yiyeceğinden giyeceğinden kısar çünkü kendisi yıllarca hayatın zorluğu ile mücadele ettiği için bir nebzede olsa çocuklarının birazda daha rahat yaşamalarını düşünür, düşünürken de farkında olmadan birçok şey kaybeder çekilen sıkıntılar zaman zaman evine çocuğuna yansır yeri gelir her istediklerini alamaz yeri gelir imkânsızlıklar yüzünden kalpler kırılır.

Çekilen bu kutsal çile zamanla değersizleşir verilen mücadelenin hiçbir anlamı kalmaz. Vefasızlıklar ortaya çıkar veya yalnız bir evde kimsesizlik yüzünden yalnız ölürsün yâda bir huzur evinin kapısına bırakılırsın. Çocuklarını büyüttüğün evde bir oda bir minder çok görülür hiçbir yere sığmaz herkesin gözüne çok gelirsin varlığından rahatsız olan evlatların bir an önce kurtulmanın derdine düşer. Evlatların acımasızlığı ölümden daha beter gelir insana…

Anneler günü babalar günü vesilesiyle onların gününü kutlayıp sevdiğimizi değer verdiğimizi gösteriyoruz çok güzel ama gerçekte onların istedikleri gibi bir evlat mıyız diye bir düşünelim ve onlara layık evlatlar olmaya çalışalım. Onlara öf bile demekten imtina edelim inş.

Dua ile kalın…