Yozgatlı olunca varlığıyla övündüğümüz en önemli doğal miraslarımızdan birisi de Çamlık Milli Parkı.
Yozgat'ın gizli cenneti olma özelliğini taşıyan Çamlık Milli Parkı, aynı zamanda 1958 yılında milli park olarak ilan edilmesiyle de Türkiye'nin doğal güzellikleri arasında özel bir yere sahiptir.
Benim doğduğum yıl olan 1982 yılında gerçekleştirilen bir araştırma, bu bölgede nadir bulunan Kafkas Çamına şehrimizin ev sahipliği yaptığını ortaya koymuş.
Bizim seyrine doyamadığımız 400 - 500 yaşlarındaki Karaçamlar ekolojik sisteme olan katkısını sürdürüyor.
Önümüz kış…
Bu benzersiz doğa harikası, sadece yaz aylarında değil, aynı zamanda kış mevsiminde de farklı bir güzellikle karşımıza çıkıyor.
Kar örtüsüyle muhteşem görüntülere ev sahipliği yapan Çamlık sayesinde, kışa kara kış demekten utandığımız anlar oluyor…
Mevsimlere göre değişen bu büyülü atmosfer, Çamlık Milli Parkı'nı yıl boyunca ziyaretçilere çeşitli deneyimler sunan bir destinasyon halinde bizleri selamlıyor.
Tarihi ve doğal zenginlikleriyle öne çıkan Yozgat Çamlığı Milli Parkı, sadece bir milli parktan öte, bir doğa mirası.
Büyüklerimizden emanet kalan bu eşsiz alanı gelecek nesillere olduğu gibi aktarabilmek için hepimizin üzerinde büyük bir sorumluluk var.
Piknik sonrasında bölgeden çöplerimizle birlikte ayrılmak ve yakılan ateşin tam olarak söndüğüne dikkat etmek yapabileceğimiz en basit vefa ve minnet göstergelerinden sadece ikisi.
Bir de şu asırlık ağaçlara aşk adına kalpler içinde kazınan baş harflerimiz var ya; ne diğer insanların ne de gelecek nesillerin gerçekten umurunda değil ve olmayacak.
Sahip olduğumuz bu güzelliğin değerini bilelim, bilmeyenlere bildirelim…