Hz. Hüseyin’in Şehadeti ve Kerbela Hadisesi ?

Hz Hüseyin duası: “Yüce Rabbim! Gökten merhametinle bana güç kuvvet indirerek düşmanlarıma beni galip getirmeyeceksen, şehadetimi Muhammed ümmetinin hayrına, kurtuluşuna vesile kıl. Haksızlığa, zulme, dayatmaya karşı, hak adına yürüdüm. Gerekirse bu uğurda canımı vereyim. Eğer galip gelemeyeceksem, sırtım yere düşecekse hak dava uğruna akan kanımı bir hayrın, Müslümanların bir silkinişinin, bir güçlenmesinin sebebi kıl!” diye dua etmişti...

Hz. Hüseyin şahadetinden önce tüm Müslümanlara mesaj niteliğinde söylemiş olduğu bu sözler, kıyamete kadar gelecek tüm Müslümanlar için derin anlamlar taşımaktadır. Evet, bu mesaj gerçekten çok önemlidir. Zira Hz. Hüseyin bu sözüyle bizzat bize Kerbela’yı nasıl anlamamız gerektiğini anlatmaktadır.

Her Müslüman, Yezid’e karşıdır, Hz. Hüseyin’in davasındaki samimi mücadelesini muhabbetle desteklemekte ve Peygamber Efendimizin aziz torununa gönül bağlamaktadır. Milletimiz, ehlibeyt sevdalısıdır; Milletimiz içinde Yezid taraftarlığı tarihin hiçbir döneminde yoktur, olmamıştır, bugün de olmayacaktır. Dolayısıyla Kerbela konusunu bütünleşmenin dinamik bir unsuru sayacakken, kör bir gazap ve hiddetle yola çıkıp kaba saba ithamlara basamak yapmak, hiçbir zaman tasvip edilemez. Bu bir taht kavgası ve fitne hadisesidir zamanı içinde yorumlamak ve değerlendirmek gerekir.

Bu yüzden deriz ki: Hz. Hüseyin Efendimize reva görülen muamele sebebiyle ağlamak ne kadar muhteremse, bu acıklı hadiseyi doğru okuyup doğru yorumlamak, doğru sonuçlar çıkararak ibret almak ve toplumun bütünleşmesine vesile kılmak da o derecede hatta daha ziyade önem taşımaktadır. Çünkü bizler aynı dinin sahipleriyiz. Dinimiz İslam, kitabımız Kur’an, Peygamberimiz de Hz. Muhammed Mustafa (as) dır. Bize ayrım, gayrım, cedelleşme ve çekişme- düşmanlık yaraşmaz; vatanımız bir, bayrağımız bir, dinimiz birdir… Hep birlikte Kucaklaşmak, birleşmek ve omuz omuza yürümek zorundayız.

İnanıyoruz ki: Allah Rasulü’nün mümtaz torunu Hz. Hüseyin’in şehit olurken bizden beklediği ve istediği de budur. Bu olayda sevgi, saygı, hakka, hukuka riayet, insana hürmet, insanın fikrine önem vermek çok önemlidir. Bu vesile ile ifade etmek gerekirse: her yıl muharrem ayında Kerbela Faciası’nı, acıların tazelenmesi, yaraların yeniden açılması için değil; Hz. Hüseyin Efendimizin uğrunda canını feda ettiği hak, adalet, rahmet, müsamaha, şefkat, merhamet ve kardeşlik duygularının yeniden ihyası ve her meslekteki insan ilişkilerine yeniden yansıması için çalışmak ve çaba göstermek zorundayız.

Hz.Hüseyin, İslami değerlere uymayan, önceki yöneticilerin uyguladığı İslam siyaset geleneğine ters düşen, tahribatı tüm toplum kesimlerini ve Müslümanların gelecek yüz yıllarını kapsayacak olan bir yanlışlığa hak ve adalet duygusuyla karşı çıkmış ve davası uğrunda şehit olmuştur, mekanı cennet olsun.

Bize düşen Müslümanlar olarak Sevgili Peygamberimiz’in dünyadaki reyhanlarından-çiçeklerinden bir çiçek ve cennet gençlerinin beyefendisi olan ehlibeytin göz bebeği Hz. Hüseyin’in şahadetinin manasını, onun haksızlığa karşı çıkışındaki şuuru kavramak ve kendisinin de dediği gibi davası uğruna canını feda etmesinin Müslümanlara muhabbet, birlik ve beraberlik olarak dönmesini sağlamaktır.

Bu hadise taht kavgasına bağlı bir ibret olarak ortaya çıkmıştır. Hz. Hüseyin de haksızlığa karşı bir ışık yakmış, zalime karşı direnmiş ve doğruluk adına samimi bir yürüyüş içinde olmuştur. Fakat fitne ateşini söndürmek mümkün olmamıştır! O muvaffak olamamıştır ama tarihe bir referans ve ibretli bir dipnot düşmüştür. Hak ve adalet adına cesur davranmanın, hak ve adalet adına ayakta durmanın bir modeli ve örneği olarak Hz. Hüseyin en önlerde ve en yüksek mevkilerdedir. Allah-u Teâlâ, Habib-i Kibriya Efendimiz’in bu muhabbetli torunlarına rahmet etlesin ve bizleri de şefaatlerine nail etsin!.. Kerbela’ Hadisesi devam edecek bir fitne ateşini değil kardeşliği ve aramızdaki muhabbeti artırmada bize örnek olsun.. .

Yüce Allah, Hucurat Sûresi 10. âyet-i kerimesinde şöyle buyuruyor: “İnananlar ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'a karşı gelmekten sakının ki; O'nun merhametine nail olasınız.”