İçim Acıyor Ben Bu Seviyesizliği Kabul Edemiyorum ?

Yozgat güzel şehrim, güzel vatanım; gurur duyduğum ve özlemi ile yanıp tutuştuktan sonra bağrına geri dönüp ikametimi demirlediğim memleket! Biz ülkemizi de seviyoruz, vatanımızı da bayrağımızı da doğup büyüdüğümüz memleketimiz olan Yozgat’ı da seviyoruz!.. Şanlı yiğitlerimiz, Mehmetçiklerimiz bu vatan için en kıymetli varlığı olan canını feda edip bir bir toprağa düşüyorlar. İnsanımız içinde hür ve bağımsız yaşasın diye....

Bizlerin de aynı anlayışta olduğuna inanmak istiyorum. Vatanımızı koruma kollama ve sahip çıkma konusunda aynen şehit Mehmetçikler gibi çaba ve gayret gösteren insanlar olmamız gerekir diye düşünüyorum !

Bu sene şükür kış yağışlı ve uzun geçti cumartesi pazar olunca insan şöyle çıkıp huzur bulacağı mekanlara gitmek istiyor. Maalesef bu tür mekanları Yozgat merkezde bulabilmek zor. Millet bahçesinden söz ediyoruz, inşallah bir an önce yapılır. Çapanoğlu Camii çevresi dinlenmek için seçkin mekanlardı, yıktık yapılmasını dört gözle bekliyoruz. Eski valilik, şuanki belediye binası önündeki parkı ikiye böldük keşke genişletip daha rahat bir mekan haline dönüştürseydik... Yani şehir merkezinde şöyle rahat oturabilecek mekan bulamıyoruz.

Çok önemli bir sıkıntının park bulma sorunu olduğunu da biliyorsunuz. Şehirler araba çöplüğüne dönüştü, hiç de hoş olmayan bir görüntü, rahatlama şöyle dursun insanın ruhu sıkılıyor. Bu pazar şahit oldum ki huzurla gidip ihtiyaç gidereceğiniz bir mekan (tuvalet) de yok. Umumi mekanlar var girilmeyecek rezillikte!.. Camii çevresindeki tuvaletlerde öyle... Kendi kendime dedim ki bu rezaleti ben hak etmiyorum; hak eden varsa buyursun gelsin!

Bir yabancı bir turist gelse şehrinize ne der? Neresini gösterirsiniz buyur ihtiyacınızı burada giderin diye: tam anlamıyla rezillik, ilkellik ve nankörlük, hizmete, devlet malına yapılan saygısızlık. Bu rezaleti yaşatanlar içimizden mi çıkıyor diye hayret ediyorum. Bu bir eğitim, bu bir kültür ve memleket sevdası meselesi. Bura benim vatanım ve memleketim deyip sahip çıkacak vatanseverler yetiştirmek gerekiyor sanırım? Millet ve devlet malına zarar vermeyen ve devlet malını emanet kabul edip sahip çıkan bir nesil?...

Size soruyorum çok mu zor bu? Şehrine sahip çıkma devlet ve millet malını koruma ve duyarlı olma?... Mideniz ve ruhunuz alabiliyorsa çıkıp bu mekanları gezin dolaşın ve kararı siz verin. Çözümsüz olduğu kanaatinde değilim. Eğitim, hassasiyet ve görev aşkı, ardından da hizmeti şeref kabul edip buralara sahip çıkmak ve vatan bildiğimiz bu mekanları birilerinin kirletmesine izin vermemek!.. Çürük üretim olabiliyor, kokuşmuş çürük elmalar da çıkıyor; bunları da ayıklamak ve ıslah etmek yine bize düşüyor. Tertemiz ve cennet gibi bir ülkede, şehirde, kasaba da ve köyde yaşamayı hak etmiyor mu bu millet?.. Ediyor hem de alasını...

Bizim sesimiz çıkmadıkça biz müdahale etmedikçe, biz tedbir almadıkça; serkeş, kendini kaybetmiş, insani değerlerini yitirmiş ve küstah, saygısız (ve Özür dilerim ahlaksız) bir nesil türüyor haberiniz olsun. Çok geç kalırsanız geleceğiniz tehlike içinde demektir... Has, vatansever ve onurlu gençlerimizi tenzih ederiz, onlar bizim has evlatlarımız.

Sözün özü şu dostlar vatanımıza ve memleketimize sahip çıkmada biraz duyarlı olalım; yasa ise yasa çıkaralım, tedbirse tedbir alalım, çözüm de çözümde ısrarcı olalım, görevse görevimizi hakkıyla yapalım ve çürük elmaları kokuşmuş armut vs.leri de aramızda eritip insan gibi yaşatmalarını sağlayalım. Bana ne, ben ne yapabilirim nemalazığcılığından kurtulalım, yoksa her yer bataklık ve çöplüğe dönüşecek!...Olaylara çok karamsar baktığımı düşünmeyin aksine umutla ve duyarlılıkla bakmaya çalışıyorum. Görev bize hepimize ve en başta da yetkililere sorumlulara ve devlete düşüyor: Son söz olarak da şunu söylüyorum: ben bu düzensizliği, ilkelliği, rezilliği ve ....... içime sindiremiyorum ve kabullenemiyorum!..