İnsan Olmak ve İnsanca Yaşamak Bizim Elimizde ?

İnsan eşrefi mahluk olan yüce bir varlıktır. O’nu yaratan Mevla insanı seçkin bir kul olarak yaratmıştır. Yaradana kul olmak ve insanca yaşamanın mücadelesini vermek de insana kalıyor. İnsan, şeref, haysiyet, ahlak ve namus gibi yüce değerlere sahip olarak yaratılmıştır.
Bu değerleri elinden alırsanız geriye sadece biyolojik bir canlı kalır . Bu da insani değerlerin kaybı, hayvani değerlerin ortaya çıkışı demektir.

İşte o zaman insan; insan olmaktan çıkar, bir mahluk olarak kalır ki bu da hayvani hislerin ortaya çıkışı anlamına gelir. Bu haliyle insan hayat imtihanından kurtulabilir mi? Elbette ki hayır! Hayat imtihanından kurtulması için akli dengesini kaybetmiş olması gerekir insanın...Akıl baliğ olan insan Yaratanına karşı sorumlu olan insan demektir.

Bunu niye anlatıyoruz? Çünkü insan günümüzde Ne yazık ki; insanoğlu bu kıymetli ve üstün değerlerini kaybetmeye başladı. Dini ve ahlaki duygulardan da uzaklaştı. Sadece hayvani hisleri- zevkleri yaşayan mahluk kaldı? Bu durumda en büyük görev anne babaya düşüyor: Onun için Yüce Allah bu konuda anne ve babayı sorumlu tutmuştur. Evladına insani değerleri öğretmesi için...

Şerefli yaratık olan insanın onurlu ve ahlaki bir değeri vardır. Allah’a kul olma ve insani vasıflarını kazanma- koruma yolunda mücadele etmek. Yaratılış gayesinin bilincinde olmayan insan hayvani nefislerini tatmin etmenin peşinden gideceklerdir. Yaratılış gayesinin şuurunda olan insan ise eşref-i mahluk olmanın şerefini- vasfını, haysiyet ve onurunu taşıyacaktır.

Şeref, haysiyet, onur, namus, ahlak, erdem, dürüstlük ve iman gibi kutsal ve ahlaki değerler kişiye bir özellik kazandırır: Bu özellik insan olma özelliğidir ki kişiyi Allah’a kul olmaya götürür.İnsana meziyet ve yücelik kazandırır. Maddi ve manevi değerler derken bu üstün meziyetleri ifade etmiş oluruz.

Yaratılışında tertemiz doğan insan bu değerleri sonradan kazanır. Bu değerlerin kazanılmasında ebeveynin, okulun ve toplumun katkısı büyüktür. Onun için diyoruz ya: İnsan İslam fıtratı üzerine doğar; anne ve babası onu Musevi, Hıristiyan veya Müslüman olarak yetiştirir.

Ateist ve dini kabul etmeyen Allah’ ı ve peygamberi reddeden kişiye gelince onu insan olarak değerlendirmeye gerek yoktur; artık o mahluklardan biri olmaya adaydır? Allah ıslah etsin ve iman versin demek daha uygun olur. Allah ona da iman cevherini nasip eylesin!.. Ne yazık ki bugün tüm ahlaki ve insani değerleri bir yana bırakıp hayvani hislerle gününü gün etmek isteyen bir güruh nesille karşı karşıyayız...

Ahlak, erdem, Onur, haysiyet ve insani değerler...Türk ve İslam dünyası bu güzel hasletler ve insani değerlerle yücelmiş, mutlu olmuş ve ileri seviyelere ulaşmıştır. Ne zaman ki bu değerleri kaybetmişiz işte o zaman da birliğimizi, kardeşliğimizi ve insanlığımızı kaybetmişizdir. Ve küçülmeye bölünmeye başlamışızdır. Yani kişilik ve yücelik bu insani değerlerle mümkündür.

Genç nesle ve çocuklarımıza sahip çıkmanın bir mecburiyet ve görev olduğunu söylemek zorundayız.
Bugün cadde ve sokaklarda gördüğümüz bizim çocuklarımız mı diye endişe eder hale geldik.
Yarınlarımızın güvende olmasını istiyorsak onları dini ve ahlaki değerlerle büyütüp yetiştirmek zorundayız. Her türlü insani ve ahlaki değerlerini kaybetmiş olan bir nesille büyümek, kalkınmak ve geleceğe yürümek mümkün değildir. Neslimizi de, gençliğimizi de kardeşliğimizi ve vatanımızı da ancak üstün vasıflı ve ahlaki değerlerle bezenmiş bir nesille devam ettirebiliriz.