Müslüman, her bakımdan örnek insan demektir. Her geçimsizlikte, sıkıntıda kusuru kendisinde görür. Kimseyle münakaşa etmez. Kalpleri “Allah’ın evi” bildiği için bir kalbi incitmekten çok korkar.
İslam büyükleri buyuruyor ki: “Kalp, Beytullahtır. Yani (Allahın evidir.) Onun için kalp kırmamalı. Hattâ kâfirin kalbini bile kırmak câiz değildir. Kâfire ‘Sen kâfirsin’ demeyeceğiz. Kalp kırmak yok...”
Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:
(Bir Müslümânı haksız yere incitmek, Kâbe’yi yetmiş kere yıkmaktan daha günâhtır.)
İmâm-ı Rabbânî hazretleri bu hususta buyuruyor ki:
“Kalp, Allahü teâlânın komşusudur. Allahü teâlâya kalbin yakın olduğu kadar hiçbir şey yakın değildir. Mümin olsun, kâfir olsun, hiçbir insanın kalbini incitmemelidir! Çünkü, kâfir olan komşuyu da korumak lâzımdır. Sakınınız, sakınınız, kalp kırmaktan pek sakınınız! Allahü teâlâyı en ziyâde inciten şey küfürdür. Küfürden sonra kalp kırmak gibi büyük günâh yoktur. Çünkü, Allahü teâlâya ulaşan şeylerin en yakın olanı kalptir. İnsanların hepsi, Allahü teâlânın kullarıdır. Herhangi bir kimsenin kölesi dövülür, incitilirse, onun efendisi elbette gücenir. Her şeyin her insanın, biricik mâliki, sâhibi olan Allahü teâlânın şânını, büyüklüğünü düşünmelidir!”
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî buyurdu ki: “Define, yıkık yerlere saklanır. Sakın fakir ve dertlilerin kalbini kırma, ahlarını alma!..”
Müslüman, kendine zulm edeni affetmeli, bu sebeple karşılık vermemeli ve ona darılmamalıdır!
Dargın ise hemen barışmalıdır. Kendimiz yüzde yüz haklı bile olsak, eğer karşımızdaki mümin özür dilemişse, özrünü kabul etmelidir! Özrü kabul etmek ve kusurları affetmek, Allahü teâlânın sıfatlarındandır.
Her çeşit kötülükten kaçarak iyi insan olmalıdır. Peygamber efendimiz ümmetine hitaben (İnsanların en iyisi, insanlara iyilik edendir. İnsanların en kötüsü, insanlara zarar verendir) buyurdu.
O hâlde her Müslümân imanı düzelttikten sonra, iyi insan olmaya, insanları sevindirmeye çalışmalıdır! İnsanları sevindirenleri Allahü teala sevindirir...
* * *
İslam büyüklerinden bir mübarek zat buyurdu ki:
Üç “zâde”nin (çocuğun) kalbini kırmaktan çok sakınmak lazımdır.
1- Şehzâde. Babası, sultandır, padişahtır çünkü...
2- Seyyidzâde. Dedesi Resulullahtır “aleyhissalatü vesselam”. Evlada yapılan babaya yapılmış demektir. Evlad-ı resulün (seyyidlerin) kalbini kıran yanar.
3- Pirzâde. Babası hocandır. Ona yaptığın hocana gider. Artık onu üzenin akıbeti ne olur, kimse bilemez!..