“İstanbul’a mı Taşınsak Acaba?” (Nerdeyse Her Şey Bedavaymış)

-İstanbul’a mı taşınsak ne yapsak.
-Neden İstanbul’a taşınacakmışız? Bulunduğumuz yerde bir problem mi var ki de İstanbul’a taşınıyoruz.
-Eskiden “İstanbul’un taşı toprağı altın” derlerdi ya. Şimdi de İstanbul’da her şey bedavaymış.
-Ne bedavaymış?
-Bak; 12 yaş altı tüm çocuklar ile 0-4 yaş arası çocuğu olan annelere ulaşım ücretsizmiş.
-Yok ya inanmam gerçek mi bu.
-Geçim sıkıntısı çeken ailelere ekmek, süt ve damacana suyun bedavaymış.
-Ee biz de geçim sıkıntısı çekiyoruz. Madem bedava biz de faydalanalım.
-İlk yarım saat içerisinde yapılan tüm aktarmalar ücretsizmiş
-Yok ya.
-Deniz, metro, otobüs… Hiç fark etmeden. 25 yaş altındaki, öğrenci olmayan tüm gençlerimiz de ulaşım yüzde 40 indirimliymiş.
-Yahu sen neler söylüyorsun. Hemen toplanalım.
-Belediyenin yaptığı düzenlemelerle, gıda, eğitim, sağlık ve sosyal yaşamda destekler sayesinde, aile başına yıllık ortalama 2 bin 500 TL’lik katkısı oluyormuş.
-Siz neler diyorsunuz. Demek öyleymiş.
-İstanbul çevresinde, Tarımsal Koruma ve Üretim Planı’ hazırlanmış. Esnafın, pazarcının, manavın, kooperatiflerin ve belediyenin yer aldığı bir ‘Üreticiden Tüketiciye Gıda Zinciri’ yapılmış.
-Vallahi iyiymiş. Gidip orada biz de yer alalım.
-Alıcı ile satıcı arasında belediyenin organizasyonu ile ‘akıllı kontrat’ sistemini diye bir sistem getirmişler, pek anlamadım ama iyi bir şey olmalı.
-Ya ben hanıma bir haber vereyim, hazırlığa başlasın.
-Hele dur acele etme beni bir dinle. İstanbul’un 150 mahallesinde organik tarımı teşvik ediliyormuş. Köy pazarları ile üreticiden tüketiciye doğrudan satış sağlanıyormuş.
-Etme ya sen neler söylüyorsun, rüya mı bütün bunlar?
-Ayrıca, Mahallelerde arıcılılık, süt ile Tarımsal üretim arttırılmış.
-Bak ben tarımdan anlarım, gençliğim köye babama yardım ederek geçti.
- Bitmedi daha; Kent tarımını bostan ve bahçe üretimi teşvik ediliyormuş.
-Gidelim, yarından tezi yok gidelim, hiçbir şey yapamazsak bir bahçe çeviririz.
-Organize hayvancılık bölgeleri destekleniyormuş.
2 adet ‘Tarıma Dayalı Organize Sanayi Bölgesi’ kurulmuş.
-Bu gün sen ağzından bal damlatıyorsun. Biz de gidip bir yer alalım.
-Hem bak İstanbullulara ucuz, sağlıklı et ve süt ürünleri temin edilecekmiş.
-Burada biz et mi alabiliyoruz, kasabın önünden geçemiyoruz.
-“Halk-Süt’ü” kurulmuş. Yoksul ve ihtiyaç sahibi kesimlere, ilkokul çağındaki öğrencilere ücretsiz süt dağıtımı yapılıyormuş.
-Bütün bunlardan biz de faydalanalım. Bizim çocuklar da süt içsin.
-Ucuz, temiz ve nitelikli yiyecek içim Mahalle Mutfakları kurulmuş. Yoksul, öğrenci ve emekçilerin günlük yemek ihtiyaçları karşılanıyormuş.
-Hemen gidelim İstanbul’a, bizim hemşerileri de götürelim.
-Ev kadınlarının her türlü gıda üretimlerine satış garantisi veriliyormuş.,
-Bak bizim hanım da bir şeyler yapar beş on kuruş da o kazanır
-0-4 yaş arası çocuğu olan annelerin ücretsiz ulaşım kartı olan bu anneler İBB’nin sosyal tesislerinden de yüzde 40 indirimli olarak faydalanıyorlarmış.
Herkes sosyal tesislerde vakit geçiriyormuş.
-Biz neden bekliyoruz. Gidelim, gidelim en kısa zamanda gidelim.
-150 mahallede 100 çocuk kapasiteli kreşler açılmış.
-Bak Hanım çalışır bir şeyler yaparken çocukları da oraya göndeririz.
-15 bin kadın evinde, işinde rahat edecekmiş.
-Bunları bu güne kadar neden hiç kimse düşünememiş.
-Bak sonra bir sürü ‘Çocuk Oyun Merkezleri’ açılmış. Kapalı ve açık alanlar içinde doğa, bilim, sanat, eğlence merkezleri oluşmuş. Hanımlarda merkezlerde çocukları ile birlikte zaman geçirebileceklermiş.
-Cennet, cennet. İstanbul un taşı toprağı altın değil orası cennetmiş.
-Bak Belediyeyi gençlere vermişler. Belediyeyi gençler idare edecekmiş.
-Bizim çocuklar da gider belediyeye Yönetici olurlar.
-İstanbul’da 10 pilot ilçede, ‘Dünya Dilleri Merkezleri’ açılmış. Bu merkezlerde ucuz ve hatta ücretsiz, dünyanın farklı dilleri öğretiliyormuş. Çocuklarımızın gireceği ilk yabancı dil sınav ücretini de İBB karşılıyormuş.
-Yahu neden bekliyoruz. Ben gidip bir kamyon ayarlayayım.
-25 yaşın altında, öğrenci olmayan her gençlere ‘Genç Kart’ı veriliyormuş. Bu kartlar de toplu taşımadan yüzde 40 indirim sağlanıyormuş.
-İBB’nin tüm kültür-sanat etkinliklerinden, İBB’ye ait tüm spor tesislerinden ve sosyal tesislerden de yine yüzde 40 indirimli oluyormuş.
-Geçim Destek Paketi’yle, geçim sıkıntısı olan her aileye 200 liradan 2 bin 20 liraya kadar aylık maddi destek sağlanıyormuş.
-Gidelim mutlaka gidelim. Ben köye haber salayım da onlarda bizimle gelsin.
-Garibanlar 3-5 dönüm tarlanın başında perişanlık çekiyorlar. Onlar da gelsin sebeplensinler.
-Tamam, ben de karar verdim, gidelim. İmamoğlu çok iyi adammış. Ve hem de büyük adammış.
Bir çıkmış pir çıkmış kendisi Chp’li olduğu halde hem Hdp’nin, hem İyi partinin, hem de Saadet partinin desteğini almış.
Demek ki çok zeki imiş.
Elbette İstanbul’da bizim gibi garibanlar için yaşanacak bir hayat hazırlar. Böyle iyi insanlar artık pek yok. Allah yardımcımız olsun.
Helal olsun şu İyi partililere, Hdp’lilere ve Saadet partililere el ele verip İmamoğlu’nu destekleyerek bize bu güzel günleri yaşatma fırsatını veriyorlar.
Haydi, Hdp’liler neyse de İyi parti ve Saadet partisinin yaptığı bu büyük fedakârlık belki de yüzyıllar boyu unutulmaz ve hatırlanır.
Not: Bu yazıda belirtilen konular 23 Haziran 2019 yenilenen İstanbul mahalli seçimleri öncesi Ekrem İmamoğlu’nun seçim vaatlerinden alınmıştır.