Kabristanlıktaki hayat…

Yaş ilerledikçe bu dünyada olduğu gibi toprağın altındaki, o hakiki mekandaki tanıdıkların sayısı da giderek artıyor.

Ne garip değil mi?

Kalpten inandığımız ama dilde çok fazla telaffuz edemediğimiz bir kavram, ölüm.

İnsan, bir gün öleceğini bilerek yaşar, oradan başka yolun olmadığını bilir ama…

Amaların bittiği yerde ölümden bir kaçışı da temsil eden ölümsüzlük ruhunu da içten içe besler büyütür.

Biz normal insanlar bu durumu sessiz yaşarken, parasının hesabı olmayanlar ciddi ciddi ölümsüzlük iksirinin arayışı içindedir.

Saçtaki her beyazla ölüme yaklaştığını fark etmek bir kenara, o beyazlıklarla modayı (!) yakalamayı dahi başardık.

Her an ölüm var gibi yaşamak, karamsar bir ruh halinin buhranlı insanları olmak mıdır asıl olan.

Hayır, asla, mesele ince çizgideki farkındalığa ulaşabilmektir.

Yunus Emre’nin ölüme dair şu ifadelerini hatırlayalım:

Ölümden ne korkarsın, korkma ebedi varsın.

Âşık öldü diye sala verirler.

Ölen bedendir, âşıklar ölmez.

Yunus öldü deyu sela verirler,

Ölen gafil imiş aşıklar ölmez.

Sabah mezarlığa vardım, baktım herkes ölmüş yatar.

Her biri çâresiz olup ömrünü yitirmiş yatar.

Ya Rabbena hayreyle, Muhammed’e yâr eyle,

Kabrimizi nur eyle, Kabre vardığım gece

Yaş ilerledikçe kabristanlıkta da tanıdıkların sayısı artıyor dedik de, aslında “ölüm yıldönümü” kavramı olmayan biriyimdir.

Vuslat tarihi ile günü birlik hatırlamak yerine her gün, her an, bu dünyanın bir anında sanki bu dünyada yaşıyormuş gibi hatırlama gibi bir duygu dünyam vardır.

Hüzün bulutları o yüzden fazla dağılmaz güneşimin etrafında.

Ama o güneşi karanlığa mahkum etmelerine de mümkün mertebe izin vermem.

Hakiki alemdeki insana dair bazen bir anı, bazen bir sözü, bazen kabrinin yanından geçiş, bazen evinin yanında, bazen tanıdığı ile münasebet, selamlaşma…

Vesilesi her ne olacaksa, sanki bu dünyada yaşıyormuş gibi hatırlatıyor vuslat sahibini.

Kabirdeki tanıdıklar arttıkça onlara dair hatırlama ve hatırlatma vesileleri de artıyor.

Garipsenecek bir durum mudur, inanın bilmiyorum.

Gidenleri hatırlamak bu dünyadaki düzenime bir katkı sağlıyor mu?

İnşallah sağlar.

Az önce de söyledim hüzün bulutları güneşin önüne geçmeden gerçek alemdekileri yaşadıkları dünya ile hatırlamak asıl olan.

Bizde de tanıdık sayısı artıyor…

Son söz, size ve tüm sevdiklerinize sağlık ve hayırlı ömür diliyorum.