Kara bir haberle uyandık ve haftaya başladık geçtiğimiz pazartesi. Katliam yasası maalesef ki meclisten geçti. 274 oyla kabul edildi. O kadar üzgünüm ki umudum vardı. "Bu kadarını da yapmazlar" dedim, yaptılar. "Bu kadar vicdansız ve merhametsiz olamazlar" dedim, oldular. Aşılamak, kısırlaştırmak yerine uyutmayı, öldürmeyi seçtiler. Hangi hakla? Hani Allah’ın verdiği canı Allah alırdı? Ne oldu, nerede inancınız, Müslümanlığınız, Allah korkunuz? Bu kadar hayvanı toplayıp barınaklara mı sığdıracaksınız? Hangi barınaklara, leş gibi küçücük barınaklara mı (Türkiye geneli söylüyorum)?
Ama hala bu yasayı anlamayanlar var. Kuduz, saldırgan hayvanlarının yanı sıra hiçbir zararı olmayan köpekleri de toplayacaklar. Zararı olmayan köpekler de sahiplenilmezse uyutulacak. Ne diyordu Mevlana merhamet için? "İçindeki kapıyı çal, başkasını değil." Ve çok kıymetli Ayşe Alan, AKP'nin bazı milletvekillerinin hayvan hakları kanununa 17 madde eklediğini çok güzel açıkladı. Neredeyse her bir madde hayvanlar için katliam niteliğinde.
Kanun ilk duyulduğunda "hayvanlar barınaklara toplanacak, bir ay içerisinde sahiplenilmezse ötenazi uygulanarak öldürülecek" denildi. Hatta "hayvanlar için ötenazi imkanı sunacağız" diyerek tarihte eşine zor rastlanır bir cümle de kuruldu. Hayvana ölüm imkanı sunmak...
İnsanlar tepki gösterdi. Tepkilerden sonra "uyutulacak" kelimesi getirildi. Yine tepkiler dinmeyince uyutma maddesi çıkartılarak 5996 sayılı kanunun 3. bölümünün 9. maddesi getirildi. Yani bu madde de hayvanların uyutulmasının önünü açan bir maddedir. Kısaca hayvanları öldürmek için sürekli kelime oyunları yapıldı.
Yasa maddeleri komisyonda görüşülürken Veteriner Hekimler Konseyi başkanının görüşlerini almadılar, derneklerin-federasyonların yani hayvanlarla iç içe olan insanların görüşlerini almadılar, hayvan hakkı barolarının görüşlerini almadılar... Ne mi yaptılar? Hayvanlarla ilgili konuda veteriner hekimler kadar, dernekler-federasyonlar kadar, hayvan hakları baroları kadar bilgili olmayan AKP'li vekiller, hazırladığı teklifi kendi oy çokluklarına güvenerek zorla komisyondan geçirdi. Tüm hayvanseverlerin, baroların, veteriner hekimlerin, sahada olmasa da bu işin yanlış olduğunu gören tüm insanların eylemlerine, tepkilerine, basın açıklamalarına, sabaha kadar ve günlerce sokakta yasayı protesto etmelerine rağmen iktidarın oy çokluğu ile komisyondan geçti.
En büyük sorun hayvanların uyutulması yani öldürülmesi. Peki hayvanların öldürülmeyeceğini varsayarsak, tüm hayvanlar toplanacak deniliyor ve istatistik bir bilgi olmasa da sokaklarda 4 milyon köpeğin olduğu söyleniyor. Bugün Türkiye'de 1400 belediyenin sadece 300 civarında barınağı var, 1100 tanesinde barınak yok. Sokaktan toplanan hayvanlar hangi barınaklara bırakılacak? Ayrıca barınakların şirinler köyü gibi güllük gülistanlık yerler olmadığını sosyal medyada ve TV'lerde her gün görüyoruz. Barınak ziyareti yaptığımızda yavruları diğer köpekler tarafından yenilenler, hastalığın birbirine bulaştığı acılar içinde ölümünü bekleyenler, açlıktan birbirini yiyenler, pislik içinde yatacak yer bulamayanlar ve daha neler neler! Cehennemden daha kötü şartlarda hayvanlar orada yaşam mücadelesi veriyor.
Ayrıca tek bir barınağın yapılması maliyeti ile neredeyse tüm köpekler kısırlaştırılabilir. Eğer hayvanların yaşatılacağını varsayarsak, buna inanmak istersek her ile - ilçeye barınak yapılırsa maliyetin yüksekliğini sizler hesap edin. Tabi beton barınaklarla bitmeyecek, çalışan, araç, mama, ilaç... katlanan bir maliyet... Madem hayvana ayıracak bu kadar bütçe vardı, neden 20 yıldır kısırlaştırma yapılmadı? Yeni yasa teklifinde görevini yapmayan belediyeye hapis cezası veriyorsunuz da neden daha önceki kanunda görevini yapmayana hapis cezası vermediniz? Kısırlaştırmazsan hapis cezası yok, öldürmezsen hapis cezası var öyle mi!!? 20 yıldır görevini yapmayan belediyelerin cezası hayvanlara kesiliyor. Sokak hayvanları kısırlaştırılarak sayıları kontrol altına alınmalıydı, yapmadılar! Saldırgan olanlar barınakta rehabilite edilmeliydi, yapmadılar... Eğer bir çocuk köpekten korkup kaçarken kaza yaptıysa bunun sorumlusu işini yapmayan belediyelerin suçudur. Buna benzer birçok problem işini yapmayan belediyelerin günahı değil mi!!!
Ayrıca yeni yasa teklifinde petshoplar köpek satmaya devam edecek, üretim çiftlikleri hayvan üretmeye devam edecek, köylünün hayvanını koruyan köpekler üremeye devam edecek, yurtdışından ülkeye köpek girişi devam edecek. Bunlara bir sınırlama yok. Yani köpekler çoğalmaya devam edecek. Bir taraftan barınaklarda hayvanların hastalığı, davranışı bahane edilerek öldürülürken, diğer taraftan köpekler çoğalmaya devam edecek! Size soruyorum, evinizin çatısından su akıyor ve siz sürekli o suyu dışarı atıyorsunuz, sorunun kaynağı çözülmeden eve dolan suya çözüm bulabilir misiniz? Mantık aynı mantık.