Kevser suresi, Mekke döneminde nazil olmuştur. Medine döneminde indiği de rivayet edilmektedir. 3 ayetten oluşuyor. Kevser; çok hayır, bereket anlamındadır. Cennet’te Peygamber Efendimize mahsus bir havuzun da adıdır.

Sure adını ilk âyetinde geçen “Kevser” kelimesinden alır. Ayrıca “İnnâ a’taynâ...” ve “Nahr” adlarıyla da anılır. Surede Hz. Peygamber’e dünya ve Ahirette verilen nimetlerden bahsedilmektedir. Kendisine (Allah’a) kulluk etmesi ve kurban kesmesi emredilmektedir. Ayrıca ona düşmanlık edenler kınanmaktadır.

Kevser Suresi, İslam dini için önem taşıyan dua ayetleri arasındadır. Kevser Suresi, Kur'an'ın 108. suresidir. Kevser, cennette var olduğuna inanılan kutsal bir nehirdir. Surenin diğer bir ismi de "Nahr (kurban kesmek) Suresi"dir. Bu sure, "Duha" ve "İnşirah" sureleri gibi Hz. Muhammed'e has, onunla ilgili olan bir suredir.

Kevser Suresi'nde Allah, Mekkeli muhaliflerin hakaret ifade eden konuşmalarına karşı Hz. Muhammed’e Kevser’i verdiğini söyleyerek, buna karşılık dua ederek ve kurban keserek Allah’a hamd etmesini istemektedir.

Kevser havuzu ve ırmağı hakkında Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurur:
“Kevser, cennette bir ırmaktır. Her iki kıyısı altındandır. Bu ırmak inci ve yakut üzerinden akar. Toprağı miskten daha hoştur. Suyu bal­dan tatlı, kardan daha beyazdır.”  (Tirmizî)

Enes (r.a.) anlatıyor:
Biz Resûlullah (s.a.s.)’in huzurunda bulunuyor iken Efendimiz (s.a.s.) kısa bir süre uyuyuverdi. Daha sonra tebessüm ederek başını kaldırdı. Bizler:
“- Ey Allah’ın Resûlü! Tebessüm etmenize sebep nedir?” diye sorduk. Şöyle buyurdu:
“- Az önce bana bîr sûre in­dirildi” buyurup Kevser sûresini okudu. Sonra: “ Kevser nedir bilir misiniz?”
diye sordu. Bizler:
“- Allah ve Resûlü daha iyi bilir” de­yince şöyle buyurdu:

“- O aziz ve celil olan Rabbimin bana va‘dettiği bir ırmak­tır. Onda pek çok hayır vardır. O kıyamet gününde ümmetimin su içmek için geleceği bir havuzdur. Etrafındaki kapları yıldızların sayısıncadır…” (Müslim)

Peygamberimiz buyuruyor:
“Ben sizin Kevser havuzuna ilk erişeniniz olacak ve sizi orada karşılayacağım! Sizinle buluşma yerimiz o havuzdur. Ben şu an onu görüyorum! Ben sizin hakkınızda şe­hâdet edeceğim! Şu an bana yerin hazîneleri ve onların anahtarları verildi. Vallahi, sizin için benden sonra, müşrikliğe dönersiniz diye korkmam! Fakat ben, sizin için dünya ihtirâsına kapılır ve onun üzerinde birbirinizi kıskanırsınız, birbiri­nizi öldürürsünüz ve sizden öncekilerin yok olup gittikleri gibi siz de yok olur gidersiniz diye korkarım!..” (Buhârî)

Bu kadar sayısız iyilik ve ihsana karşılık Yüce Allah, sırf kendi rızâsı için namaz kılmayı, bu nimetlere şükür olması için de, o dönemde sahip olunan malların en kıymetlisi olan develeri yine O’nun rızâsını kastederek kurban kesmeyi emir buyurmaktadır.

Nitekim o dönemde müşrikler ıslık çalıp el çırparak ibâdet ediyor ve putlar için deve kesiyorlardı. Bunun için Allah Teâlâ Peygambe­rinden, sadece Rabbi için namaz kılıp kurban kesmesini emretmiştir. Bu, aynı zamanda İslâm’ın esası olan tevhid ve ihlâsın emridir. Cumanız mübarek olsun; Rabbim ibadet ve dualarınızı da kabul buyursun inşallah...