Kimi zaman “Almancılar” kimi zaman “Gurbetçiler” Avrupalı Türkler denilmiştir

Belcika Türk İslam Federasyonu başkanlarımızdan, şair ve yazar Cihat Zorlu beyle, Avrupaya Göçün 60. yılında değerlendirmesini istedim, bizi kırmadı, anlatmaya başladı;

"1961 yılında Türkiye ve Almanya arasında yapılan anlaşma gereği, ilk kez Türkiye’den yurtdışına resmi yollarla ve kitlesel düzeyde işçi gönderimi başlamıştır. Başta ekonomik gerekçeler olmak üzere çeşitli gerekçelerle Almanya ile başlayan daha sonra diğer, Avrupa ülkelerine yayılan işgücü göçünün bu baş aktörlerine kimi zaman “Almancılar” kimi zaman “Gurbetçiler” kimi zamanda Avrupalı Türkler denilmiştir. Gurbetçilerimiz göçün başladığı yıllardan günümüze kadar geçen süre içerisinde hem yaşadıkları ülkelere hem de ülkemize pek çok alanda ciddi katkılar sağlamışlardır. Göç ettikleri ülkelerin işgücü açığını kapatıp o ülkelerin kalkınma hamlelerinin gerçekleşmesinde önemli rol oynarlarken, özellikle ülkemize de yüksek döviz girdisi sağlayarak ülkemizin ekonomik kalkınmasında ciddi faydalar sağlamışlardır. İşgücünün başladığı ilk yıllarda sayıları binlerle ifade edilen ama kısa sürede milyonları aşmış gurbetçilerimiz.

Yurtdışında yaşayan binlerce gurbetçi kendi şehrinin ve yöresinin ekonomisine, sosyal ve kültürel gelişimine çok büyük katkılar sağlamış ve sağlamaya da devam etmektedir. Ancak Türkiye'den yurtdışına giden gurbetçi sayısı ve Türkiye'ye sağladıkları ekonomik katkının boyutu hakkında bugüne kadar yapılmış herhangi bir araştırma ve çalışmaya rastlanılmamıştır." Diyen Cihat Zorlu konuşmasını birazda sitemli olarak şöyle sürdürdü; "Avrupalı Türkler'in hâlâ çözülmemiş artarak devam eden bir yığın problemi bulunmakta olup, mevcut hükümet döneminde göya çözüm yolları arayacak çözüm bulacak diye " Yurt dışı Türkler ve akraba topluluklar başkanlığı" kuruldu ancak onlarda bir çözüm üretmedi, aksine kronikleşmiş problemlere çözüm bulmak yerine bir çok konuyu dahada sıkıntılı hale getirdiler malesef. ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ felsefesi, insan odaklı hizmet anlayışı takip edilmemekte. Hasılı kelam Dert bir değil elvan elvan" dedi. Okuyucularımız için Gurbetten sılaya şiirini okudu. Yüreğine sağlık Cihat başkan. Var olasın daha çok kültürümüze hizmet de yaşa sağlıcakla.

GURBETTEN SILAYA

Düştü şu gönlüme vatan hasreti

Aklım ağaç oldu gönlüm dal oldu

Yurtsuz neyleyimki malı serveti

Gurbet elde hüzün bana yol oldu

Vatan bize şehir demek, köy demek

Ben bilmemki nedir gönül eğlemek

Ne kadar zor hasret çekip söylemek

Gözlerimden akan yaşım sel oldu

Irmakları güldür güldür akarken

Uzaklardan hayal ile bakarken

Hasretinden göz yaşımı dökerken.

Hasret sardı bir acayip hal oldu

Dağlar taşlar inler oldu derdimden

Yıllar yılı uzak kaldım yurdumdan

Gidiyorum herkes gelsin ardımdan

Konuşan dillerim artık lâl oldu

O eski günülerim şimdi nerdeler

Eşim, dostum bilinmeyen yerdeler

Çekildi gözüme siyah perdeler

Hayat bana uzanılmaz dal oldu

Gurbet senin bahsedeyim neyinden

Gidiyorum içmem artık suyundan

Sivas, yıldızeli, kavak, Köyünden

Ayrı kaldım aylar geçti yıl oldu

Acısı gönlümde gizli gurbetin

Bitermi özlemi ah memleketin

Verseler istemem dünya servetin

Vatanın kokusu tüten gül oldu

Cihat'm özlemle yazdığım şiir

Hisleri sözcüğe dizdiğim şiir

Gurbet'ten sılaya gezdiğim şiir

Gurbetten sılaya esen yel oldu