Kimlere Oy Vermedim

Siz, istediğiniz kişi ve partilere oy vermiş olabilirsiniz.

Sizin görüş ve düşünceleriniz beni bağlamaz.

Benim görüș ve kanaatlerim de elbette sizi bağlamaz.

Yalnız, şurası iyi bilinmelidir ki ben "evet mührünü alıp gizli hücreye girdiğim zaman, vicdanımla başbaşa kaldım ve şöyle düşündüm;”

Benim oy vereceğim kişi ve kadrolar, benim görüş ve düşüncelerimi yansıtmalı, seçildiği yerlerde beni temsil etmeli diye düşündüm. Bu nedenle ben, ne idiğü belirsiz, geçmişini ve mücadelesini bilmediğim kişi ve kadrolara oy vermedim

Benim oy vereceğim kişiler ve kadrolar, Selçuklu ve Osmanlı çizgisinde tahakkuk eden Türk-islâm kültür ve medeniyetinin yoğurduğu "milli ve mukaddes terkibe" yani kısaca Türk Milliyetçiliği ülküsüne uygun ve bağlı olmalı ve onu geliştirmeyi ideal edinmelidir.

Elbette ben, milli ve manevi değer ve mukaddeslerine yabancılaşmış kişi ve siyasi kadrolara oy vermedim.

Hele de terör örgütünün uzantıları ile birlikte hareket etmeyi, aynı karede fotograf verenlere de kesinlikle oy vermedim. Verseydim vicdanım sızlardı.

Pkk cinayet şebekelerinin katlettiği yüzlerce, binlerce, on binlerce Askerimizi, polisimizi, korucularımızı, kundaktaki bebeleri, yaşlıları, kadınları hunharca katledenlere oy verseydim vicdanım sızlardı. Bu yüzden onlara da oy vermedim..

Benim oy verdiğim kişi ve kadrolar, planlarını programlarını ve faaliyetlerini, dış mihraklarca hazırlanmış "senaryo"lara göre değil, tamamı ile "Türk Milletinin menfaatlerine göre” şuuru içinde ve milli ihtiyaçlara göre düşünüp hazırlamayanlara elbet oy vermedim.

Benim oy vermek istediğim kişi ve kadrolar gücünü öz tarihimizden, öz kültürümüzden, öz medeniyetimizden almalı; beni, millî ve mukaddes hüviyetimi koruyarak yüceltmeye çalışmalı; iç ve dış düşmanlarıma asla taviz vermemelidir diye düşünerek böyle düşünmeyenlere oy vermedim.

Benim oy verdiğim kişi ve kadrolar, "yabancı desteklere" güvenerek, Abd, Ab ve başkaca Batı’lı devletlerin destekleri ile değil "milli isteklere" ve Türk Milletine dayanarak hareket edebilmelidir diye düşünerek, bunun aksini Türk siyasetine hâkim kılmaya çalışanlara oy vermedim.

Benim oy vermediğim kişi ve kadrolar dinime, dilime, tarihime, devletime, milletime, hak ve hürriyetlerime, mutlak manada saygı duymadıklarını gördüğüm için, beni kendi öz vatanımda parya durumuna sokmalarına izin vermemek için böylelerine de oy vermedim.

Piyasada benden oy isteyen kişi ve kadrolar, "inandığı gibi yaşamak" isteyen genç kızlarımızı ve oğullarımızı bağrına basmadıkları, onların mağdur ve mazlum durumuna düșdüşürdükleri için, gençliğimizin milli şuurla donatılmış olarak çoğalmasını hiçbir zaman dert edinmeyenlere de oy vermedim.

Benim oy vereceğim kişi ve kadrolar, bir eli yağda, bir eli balda, "hayvan kürküne bürünmekle öğünen" kadınlar, "ipek gömlekli ve altın kolyeli, altın gözlüklü" erkekler olmamalıdır; aksine, bu milletin en mazlum ve mağdur kişi ve kadrolar olmalıdır diye düşünerek, bu gibi ipek gömlekli kişilere de oy vermedim.

Benim oy vereceğim kişi ve kadrolar, zindanlarda tutuk evlerinde inleyen, maddi ve manevi ıstırap çeken kardeşlerimin acısını ta yüreğinde duymalıdır diye düşündüm ve bizlere bunları reva görenlere de oy vermedim.

Evet, șu anda, benim ülkemde, en çok itilen, ezilen ve kovulan, milleti için çalışan insanları ayrıştıran, çeşitli kapılarda kul yapanlar hep aklıma geldi. Kapı kapı gezenlere de oy vermedim.

Evet; şer güçlerin en çok çekinip korktuğu, locaların, çeşitli köşelere çöreklenmiş olan Marksist-sol artıklarının hiç sevmediği, iç ve dış, her türlü destekten mahrum kadrolar aklıma geldi. Bütün bunlara sebep olanları düşündüm.

Daha sonra da yıldızlı göklerde dolaşan hilalin mahzun olmasına gönlüm razı olmadı.

Bu yüzden vatan millet düşmanlarına, onların uzantılarına, onların türevlerine, onlarla birlikte çuvala girenlere de oy vermedim.

Memleketimiz ve milletimiz için hayırlı olsun.

Bu yazının hazırlanmasında “Türk İslâm Ülküsü” kitaplarının yazarı büyük mütefekkir Seyit Ahmet Arvasi’nin yıllar önce kaleme aldığı bir yazısından faydalanılmıştır