2007 yılında kaybolan Muhammed Çelikbilek’in cesedi de aynı derede bulunmuştu. Şimdi, Narin’in cesedinin bulunduğu yerin, Muhammed’in kaybolduğu yerle aynı olması, birçok soruyu gündeme getiriyor. Muhammed’in babası Abdülhakim Çelikbilek, oğlunun boğulduğu iddialarına şüpheyle yaklaşarak olayın yeniden araştırılmasını talep etti. Babası, evleri ile derenin mesafesinin 25 kilometre olduğunu belirterek, böyle bir mesafeyi 9 yaşındaki bir çocuğun kat edemeyeceğini ifade etti.
İki Kayıp, Benzer Kayıplar
Muhammed’in cesedi, uzun bir arama sürecinin ardından Tavşantepe köyündeki bir derenin kenarında bulunmuştu. Ailesi, çocuğun evlerinin önünden kaybolduğunu ve merkeze uzak bir bölgeye gitmesinin mümkün olmadığını savunuyor. Narin Güran’ın cansız bedeninin bulunması, Muhammed’in kayboluşuyla ilgili şüpheleri yeniden alevlendirdi. Her iki çocuğun da cesetlerinin uzun bir arama sürecinin ardından bulunması, benzerlikler taşıyor.
Geçmişte Kapatılan Dosya
Muhammed’in ölümünün ardından, sadece "suda boğulma" denilerek dosya bir ay içinde kapatıldı. Babası, bu süreçte ne DNA testi talebine ne de verdiği dilekçelere yanıt alabilmişti. Oğlunun orada boğulmasının imkansız olduğunu savunan acılı baba, Narin’in cesedinin bulunmasıyla birlikte şüphelerinin daha da arttığını belirtti.
Narin’in Ablası ve Soruşturma
Narin Güran’ın ablası Tülin Güran’ın da “merdivenden düşerek” hayatını kaybettiği ortaya çıktı. Bu durum, savcılığın Tülin’in ölümünü de soruşturmaya dahil etmesine neden oldu. Ailedeki bu trajik olaylar, toplumu derin bir endişeye sevk ederken, soruşturmanın seyrini de etkileyebilir.
Narin Güran ve Muhammed Çelikbilek’in cesetlerinin aynı derede bulunması, sadece bir tesadüf olmanın ötesinde, önemli bir soruşturma gerektiriyor. Her iki olayın da gizemi, yetkililerin konuyu daha derinlemesine araştırmasını zorunlu kılıyor. Bu trajik olaylar, ailelerin yaşadığı acıyı artırırken, adalet arayışlarını da tetikliyor.