Tüketici bir toplum haline geldik. Üretmek yetiştirmek için de her türlü imkana sahip olan bir ülkemiz var. Onun için diyoruz ki: köylüye ve üreticiye destek olmak, sahip çıkmak şart. Çünkü bu kadar tüketiciyi doyurmak ve ekonomimizi rahatlatmak için de üretmek zorundayız. Bunun için her türlü imkana sahibiz. Dört mevsimde hasat yapıp ürün çıkaracak cennet bir ülkeye sahibiz.
Konuyu Yozgat olarak değerlendirdiğimizde de ilimizin imkanları da fazla şükür. Sulu tarımı da destekleyip üreticimize sahip çıktığımızda aç kalmayız. Üretici köylüye, üretici çiftçiye ve girişimciye destek olursak ürünü hem ucuz, hem de kaliteli ürün olarak üretmeye başlamış olacağız. Devletin desteği de var; geriye ne kalıyor yerel yöneticilerimizin de bunu kolaylaştırması ve pazar ağını geliştirmesi gerekiyor.
Gördüğüm kadarıyla kadarıyla üretici köylü ikinci plana itilmiş durumda. Pazarın en sonunda güneşin yağmurun arnacında ürününü pazarlamak için adeta sefaletle mücadele ediyorlar. Onları pazarın dışına atıyoruz. Hiç de hoş değil. Ne hikmetse düzenli bir pazar ortamı sağlayamıyoruz köylü üretici için... Yozgat yeni hal binasının alt katını köylü ürünlerinin satış için kullanabiliriz. Hem merkezi hem de atıl olan binayı canlandırmış oluruz. Oradaki esnafda bu canlılıktan mutlu olacak müşteri kazanacaktır.
Malumunuz olduğu gibi Yozgat merkezde uzun bir süre eski Un Pazarında yer ayırıyorduk onlara...Sonra bir süre sebze halinin içinde perim perişan ürünlerini satmak için mücadele ettiler. Şimdilerde ise Çarşamba pazarında o kapalı alan dışında ürünlerini satmaya çalışıyorlar. Salı Pazarı ise güneşin tam karşısı...Salı Pazarının durduğu mekanın sonunda açıkta ve korumasız halde ürünlerini pazarlamak için mücadele ediyorlar...
Şehrin konumu ve çarpık yapılaşması gereği köylüye ve köy ürünlerine ayrı bir pazar yeri ayıramıyoruz. Oysa onlar bizim baş tacımız olan üreticilerimiz. Şehrin merkezinde güzel ve kapalı bir köylü pazarı kurulmasını sağlamış olsak köylü de gönül rahatlığı ile gelecek buralarda yetiştirdiği ürünlerini pazarlayacaktır. Buna ciddi şekilde ihtiyacımız vardır. İlçelerimizdeki üreticilerin de merkeze gelmesini sağlamamız gerekiyor.
Yerli üretici pazarını merkezi bir alana taşımamız çok daha uygun olacaktır. Hatta çökelek ve peynir pazarını da hal çevresine taşımamız uygun olacaktır. Hal İş Merkezinin giriş kısmı bu amaç için kullanılabilir. Böylelikle hal binasına da bir canlılık getirmiş oluruz.
Sanki yer yok koca şehirde; köylü üretici ikinci sınıf konumunda; insan ürününü ister satsın ister döksün böyle bir anlayış bizi pahalılığa ve zoraki alış verişe yönlendiriyor maalesef !.. Üç beş tanzim zincirinin elinde oyuncak oluyoruz; hem pahalı alıyoruz hem de hormonlu gıdaları almaya mecbur kalıyoruz.
Üretici köylü kardeşlerimiz cadde aralarında gizlenerek hatta çekinerek ürünlerini pazarlamaya çalışıyorlar. İlçelerden ise şehir merkezine gelen hiç yok. Sanki birileri engelliyor gibi.. Buna müsade edilmemeli ve köylü üreticilerin ürünlerini pazarlayacağı güzel ve kapalı bir alan oluşturulmalıdır.
Bence şehrimizde ve ilçelerimiz de geniş ve kapalı rahat alış veriş yapabileceğimiz köylü pazar yerleri açılmalıdır. İlçelerin birbirlerine destek olması da sağlanmalıdır. Öncesi böyle idi ve pazarlar oldukça canlı ve hareketliydi. Köylüye üreticiye sahip çıkılmalı. Özel köy ürünleri yetiştiren üreticilerimiz desteklenmeli ve teşvik edilmelidir. Hem üretici korunmalı hem de tüketici...