Kur’ân-ı Kerime Göre Toplumu İnşa Metodu

İslam’in temel hedeflerinden birisi tevhid (Allah’ın birliği) inancı etrafında vahdete (Çokluk içerisinde bir olmayı) ulaşmış, ahlaklı bir toplum inşa etmektir. Yüce dinimiz, bunu temin için fert, aile ve toplum bazında hükümler getirmiş, düzenlemeler ortaya koymuştur. Bu çerçevede Kur’an, ahlaki ilkeler üzerine oturmuş bir toplum için, teori bazında doğru, etkin ve sağlam kurallar, pratik bakımından da, insanlar arasından seçilmiş peygamber yaşantılarıyla en güzel uygulama örneklerini sunmuştur. Bir başka ifadeyle Kur’an, ahlak konusunu, soyut bir kavram ve bilimsel bir söylem olarak değil, hayata uygulanmış ve en iyi sonuçları alınmış eylem ve değerler manzumesi şeklinde takdim etmiştir. Bundan dolayı İnsan ve toplumlar, bu ölçülere riayet ettikleri zaman inanç bazında doğru ve sarsılmaz bir imana, emniyet ve güvenlik bakımından huzurlu bir aile ve çevreye, her bakımdan da güçlü ve sağlam bir topluma sahip olagelmişlerdir. İslam, hedeflediği ahlak toplumunu oluşturmak için ıslaha; fertten başlamış oradan aileye, aileden devamla topluma, toplumdan da genele doğru yayılan, tedrici ve genişleyici bir sürecin işletilmesini önermiştir. Ayet-i Kerime ve surelerde emir, nehiy ve sakındırmanın yanında müjde, teşvik ve davetlerde de ferdi yükümlülükler öne çıkarılmıştır. Zira toplumu ayakta tutan bütün bir sosyal yapı, fertlerle ayakta durup yükselmekte veya fertlerle zayıflayıp bozulmaktadır. Kur’an öncelikle müntesiplerinde, doğruluk, adalet, eşitlik, takva, tövbe, şükür, ihlas, sabır, sebat, yumuşaklık, iffet, çalışma, güzel söz, iyi iş gibi güzel ahlakı temsil eden ve İslam ahlakçılarının “münciyyat” – kurtuluşa götüren davranışlar- diyerek teşvik ettiği şeylerle fertlerin ıslahını hedeflemiştir. Buna karşın onların ahlakını bozacak yalan, dedikodu, gıybet, haddi aşma, nankörlük, israf, kibir, fuhuş, cimrilik ve her türlü yakışıksız davranışı da yasaklar ki İslam ahlakçıları bunları da, “mühlikat” – helâka götüren davranışlar – olarak isimlendirmişlerdir ki, bunlarla da ferdin bozulmasının önüne geçmeyi hedeflemiştir. Kur’an, ferdi sorumluluğun öncelikli olduğuna dikkat çekmiştir. Bu duruma işaret eden bir ayet-i kerimede: “Ey iman edenler, siz önce kendinizi düzeltin...” (Maide,105) emri ile ferdi bazda uyarı yapmış, başka bir ayet-i kerime de ise, halka biraz daha genişletilerek: “ Ey iman edenler, Kendinizi ve ailenizi koruyun...” (Tahrim,6) buyrulup aileyi de içene almıştır. Daha sonra ise: “Hepiniz birden Allah’ın ipine sımsıkı sarılın....” (Ali İmran,103) çağrısı ile insanlık toptan kurtuluşa davet edilmiştir. Kur’an’a göre, ailenin temelini oluşturan ve bir kadın ile erkeğin meşru birlikteliği anlamına gelen evlilik; ebedi bir misak, akid ve sorumluluk isteyen bir anlaşmadır. (Rum,21; Nisa,20-21) Diğer taraftan ailenin nasıl teşekkül edileceği, eşlerin seçiminde nasıl davranılacağı ve anlaşmazlık durumunda görev ve sorumlulukların nasıl paylaşılacağı da bir bir tadat edilmiştir. Evlilikteki amacın, neslin devamı ve çoğalması (Bakara,223; Nahl, 72) olmasının yanında, şehvetin kontrol altına alınması olduğu da vurgulanmıştır. Kuran-ı Kerim’e göre erkek, evin idarecisi, bakıcısı ve hakimidir. Ev içi ve dışındaki ağır yükümlülükleri üstlenmede öncelikli sorumluluk sahibidir. (Nisa,34) Kur’an-ı Kerim, bir yandan insanın yeryüzündeki halifeliğine vurgu yaparak ferdi bazda her bir insanın eşsiz ve mükemmelliğine dikkat çeker (En’am, 165; A’raf, 10, 24) diğer taraftan da, toplumun önemine değinerek, ahlaklı ve ideal bir toplumu gerçekleştirme yollarını gösterir. Müslüman toplumu, belli ahlaki güzelliklerle bezenmiş seçkin ve şerefli bir ümmet olarak görür. İnsanların birbirleriyle tanış olmaları için kabile ve milletlere ayrıldığını ifade eder.(Hucurat,13) Fertlerin Allah’a karşı görevlerini de, O’na ibadet erme başta olmak üzere emirlerine uyma ve yasaklarından kaçınmada görür. Dinimize göre i
yiliği emir kötülüğü nehiy, yardımlaşma, affetme, güvenilir olma, sözünde durma, birlik, sevgi ve kardeşlik, nazik olma, kibar davranma gibi hususlar Kur’an’da yer alan ve teşvik edilen ahlaki erdemlerdir. Buna karşılık yalan, terör, insan öldürme, hıyanet, hırsızlık, aldatma,fahiş fiyata mal satma, haksızlık, zulüm, fesat, gıybet, alay vb.’ride ahlaki yasak ve davranışlardır.