İsveç polisi, başkent Stokholm'de bir caminin önünde Kur'an-ı Kerim yakma eylemi yapılmasına izin verdi.NATO'ya katılmak için Türkiye'nin onayını bekleyen İsveç'te, Kurban Bayramı'nın birinci gününde yeni bir provokasyon kararı alındı. Daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın maketinin asılması ve Türkiye Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakılmasını izleyen İsveç hükümeti, bu kez de bir caminin önünde Müslümanların kutsal kitabının yakılmasına onay verdi.

Terör örgütlerine verdiği destek nedeniyle NATO'ya girme talebi Türkiye tarafından reddedilen İsveç'te, skandalların ardı arkası kesilmiyor. Daha önce de Kur'an-ı Kerim'in yakıldığı ülkede bu kez de polis, bir caminin önünde aynı eylemin yapılmasına izin verdi.
Skandal kararın; İsveç, Türkiye ve NATO yetkililerin 11-12 Temmuz'da Brüksel'de yapacağı toplantı öncesinde alınması ise dikkat çekiyor.

Stockholm yönetimi, NATO'ya girebilmek için Ankara ile yaptığı anlaşma gereği terör örgütlerine yardımı kesme sözü vermişti. Haziran 2022'deki NATO Zirvesi'nde imzalanan mutabakatın uygulanması beklenirken Ocak 2023'te ipleri koparan iki provokasyon yaşanmıştı. Şimdi ise gözler İsveç, Türkiye ve NATO yetkililerin 11-12 Temmuz'da Brüksel'de yapacağı toplantıya çevrilmiş durumda.

Kuran-ı Kerim'i yakma eylemini bir provokasyon olarak değerlendiren Avrupa basını özellikle Müslüman dünyasından ve bilhassa Türkiye'den gelen tepkileri aktarmakla yetiniyor. Ağırlık verilen diğer bir konu ise İsveç'in NATO üyeliğini zorlaştıracak bir kriz ortamının daha meydana gelmiş olmasıdır.

Son yıllarda bu tür periyodik çıkışlara alışık olan sivil toplum ise bu eyleme sessiz kaldı. Müslüman kuruluşlar veya kilise cemaatleri ve sözcüleri bir kınama yayınlamadı. Bu durum, birkaç yıldır içinde bulunduğumuz küresel kriz ortamının vermiş olduğu yorgunluk olarak açıklanabilir.

Hristiyanların İslâm”dan korkmaları, bilgisizlikten ve menfi propagandalardan kaynaklanmaktadır. Rahip Lelong”un “İslâm ve Batı” isimli eserindeki şu cümlesi de bu kanaati teyid etmektedir: “Bilgisizlik yüzünden korku doğuyor, İslâm”dan ürkülüyor. Avrupa ve Amerika”da İslâm”ın zenginlikleri yeterince bilinmiyor”….

Tarihinden ibret almayan Avrupalılar ve papazları, cehâlet ve inatlarını sürdürüyorlar. Türkiye”deki bazı benzerleri gibi, hele, hukuk ve hürriyetten her zaman ve zeminde dem vurdukları halde, mesele İslâm”a ve müslümana gelince, istibdad havarisi kesiliyorlar.

İsveç polisinin başkent Stockholm’de bir caminin önünde Kuran yakma eylemi yapılmasına izin vermesine Türk hükümeti büyük tepki gösterdi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda kararın zamanlamasına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Mübarek Kurban Bayramı’nın ilk gününde Kutsal Kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yönelik İsveç’te yapılan aşağılık eylemi lanetliyorum! İslam karşıtı bu eylemlere ifade özgürlüğü bahanesiyle izin verilmesi kabul edilemez. Bu tarz menfur eylemlere göz yummak suça ortak olmaktır.”dedi.

Batı’nın İslam düşmanlığı: “İslamofobi” kelime olarak “İslam korkusu” anlamına gelmektedir. Ancak kavram olarak ise, en genel anlamda, Batı dünyasında görülen İslam ve Müslümanlara karşı duyulan “irrasyonel” bir korku ve fobi olarak tanımlanabilir.

Modern dönemde İslam-Batı ilişkilerini belirleyen sorunların başında İslam’a ve Müslümanlara karşı geliştirilen korku, düşmanlık ve nihayetinde ırkçılığa kadar varan nefret geliyor. Birbiriyle ilişkisi analize muhtaç olan bu kavramlardan zaman zaman diğerlerinin anlamına gelecek şekilde de kullanılan Türkçede en yaygın olanı İslamofobidir.

Yani İslam ve Ku’an düşmanlığıdır. Çünkü Ku’anı Kerim’de Yüce Allah İslamı tek ve Hak din olarak ilan ediyor. Hristiyan ve Yahudileri ise tarihi kıssalarla açık açık yalanlıyor. Kutsal kitaplarını tahrif edip Peygamberlerini de katleden bu zalimlerin kıssaları Ku’an da yer alıyor; Ku’ana ve İslama düşmanlıkları da bunun içindir.