Kurb-u Sultan Âteşi Suzan

Çoğumuz belki bu güzel Osmanlıca tabirin ne anlama geldiğini bilmeyebilir. Yazıyı okudukça zaten anlayacaksınız.

Soğuk bir kış gününde kalorifer olmayan evlerde ısınmanın en tabii yolu, sıcacık yanan sobanın yakınında olmak, ateşi ellerimizde ve yüzümüzde hissetmektir. Ancak böyle yaparak dışardaki ayazın bedenimizdeki etkisini azaltır ve tabiri caizse iliklerimize kadar üşüdüğümüz zamanı unutabiliriz. İlk başlarda ısınma hissi memnuniyet verici olsa da zaman geçtikçe ısınan bedenimiz ve elbiselerimiz yanmaya ve hatta kumaşın cinsine göre vücudumuza yapışmaya başlayan kıyafetimiz rahatsızlık vermeye başlar. İşte o vakit sobadan ufak adımlarla uzaklaşırız. Çünkü az evvel rahmet olan ateş bunlar olduğunda zahmet vermeye başlar.

Bir başka örnekle de açıklamak gerekirse, hepimiz biliriz ki sıcak yaz günlerinin serin akşamlarında balkonlarda veya açık alanlarda ışık altında edilen sohbetlerimizin vızıltılı arkadaşları, ışığa hücum eden küçük sineklerdir. Heyecanla ışığın etrafında dans ederek uçuşan sinekler farkında olmadan, ışığın cazibesine kapılarak çok fazla yaklaştıkları an kendi sonlarına imza atarlar.

İnsani ve hatta resmi ilişkilerimiz bu minvalde değerlendirildiğinde başta mutluluk veren hal ve tavırlar zaman sonra rahatsız edici ve sıkıntı verici bir duruma dönüşür. Şunu demek istiyorum, her ilişki haddi ve hukuku belli olan ilişkidir. Samimiyet arttıkça sorumluluk artar, çizgiler aşıldıkça silgiler ortaya çıkar, yakınlık ciddiyetsizleştikçe belirgin bir halde uzaklığa dönüşür. Bunları yaşamamanın tek yolu, mesafelerimizi korumak, haddimizi bilmek, hukukumuza riayet etmektir. Aksi takdirde ışığın cazibesiyle karanlığa gömülen sinekler gibi olmak istemediğimiz yerde bulabiliriz kendimizi.

Güç te böyledir. Gücü elinde tutan aslında belki üşüdüğümüz zaman sığındığımız soba gibidir. İbretlik yanı da en yakınındaki yanabilir. Çok yakın olmak çok güzel görünse de işin özü ateşe en yakın olanın ilk kurban olabileceği gerçeğidir.

Gücü elinde bulunduran kadar güç sahibinin yanında olan da haddini bilmeli, neyi ne zaman yapması gerektiğini anlamalı, aralarındaki hukuka halel getirmemelidir. Ancak o zaman sultanın ateşi yakıcılıktan huzur veren bir mum ışığına dönüşebilir.