Kurban ve Kurban Bayramı

Bir kurban bayramını daha idrak edecek olmanın sevinci içerisindeyiz. Cenab-ı Hakk'a hamdediyor, şükrediyor ve O'nun Sevgili Peygamberi Muhammed Mustafa (s.a.v) efendimize de salât ve selam ediyorum. Kurban, kurban bayramı günlerinde ibadet niyetiyle belli hayvanlardan bir veya bir kaçını keserek ya da kestirerek ifa edilen, mali bir ibadettir. Kurban, Allah Tealâ'nın ihsan buyurduğu mal mülk başta olmak üzere, sahip olduğumuz nimetlere bir teşekkürdür. Kurban aynı zamanda, mahiyetleri farklı olsa da Hz. Adem (a.s.)’dan günümüze kadar uzanan kadim bir ibadettir. Kur'an-ı Kerim'de Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: "Her ümmet için Rabbinizin kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine Allah’ın ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık."(Hac, 22/34)
Kurban kelimesi sözlükte; Yaklaşmak ve Allah'a yakınlık elde etmeye vesile olan şey anlamlarına gelir. Dini terim olarak ise; İbadet maksadıyla belirli bir vakitte belirli şartları taşıyan hayvanın usulüne uygun olarak boğazlanması veya bu şekilde boğazlanan hayvan demektir. Arapça'da bu şekilde kesilen hayvana udhiyye denmiştir. Kurban kesen kişi, kestiği kurbanla İbrahim (a.s.) başta olmak üzere Hz. Peygamber (s.a.v.)’min yaptığı gibi Allah'a ve O'nun emirlerine bağlılığını, gerekirse O'nun rızasını kazanmak için her türlü fedakârlığa katlanacağını göstermiş olur. Yaptığımız her işte ve ibadette olduğu gibi kurban ibadetinde de niyetin önemli bir yeri vardır. Nitekim Yüce Allah bu hususa şöyle işaret etmiştir: "Onların ne etleri, ne de kanları Allah'a ulaşır. Emrine uyarak ortaya koyduğunuz takvanız yani samimiyetiniz O'na ulaşır.”(Hac,22/37) Ayet-i Kerimelerde kesilen kurbanlık hayvanların et ve kanlarının değil de bu kesimi yapan kişinin niyet, samimiyet ve bağlılığının Allah'a ulaşacağı açıkça bildirilmiştir. Esasen kurban bayramı günlerinde kesilen kurbanı, diğer hayvan kesimlerinden ayıran da ibadet maksadıyla kesilmiş olmasıdır. Asıl olan da buradaki niyetin, bu emre boyun eğen Müslüman'ın kalbinin derinliklerindeki kastıdır ve bunun dil ile açıkça söylenmesine de gerek yoktur.(İlmihal,II,TDV,s.8) Bu sebeple keseceğimiz veya kestireceğimiz kurbanların Rabbimizin katında makbul olabilmesi için niyetimize çok dikkat etmeliyiz. Et elde etmek veya adet yerini bulsun şeklinde bir örf veya adete dönüştürmeden yalnızca Yüce Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak ve O'nun bize olan sonsuz nimetlerinin bir şükür nişanesi olarak kesmeliyiz. Bu niyetle kesilmiş bir kurbanla ilgili olarak Peygamber efendimiz: "Ademoğlu kurban bayramı günü, Allah katında kurban kesmekten daha sevimli bir iş yapmamıştır. Şüphesiz ki kesilen kurban, kıyamet günü boynuzları ve kılları ile gelir. Hiç şüphe yok ki, kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında kabul görür. Öyle ise, gönüllerinizi kurban ile hoş edin." (Tirmizî,Edâhî,1, (1493)
Kurban Bayramı dışındaki günlerde dünyada sayısız hayvan kesilmekte ve bu hayvanların etinden de çoğunlukla varlıklı kimseler yararlanmaktadır. Halbuki kurban bayramı günlerinde kesilen kurbanların etlerinden genellikle yoksullar ve yoksulları görüp gözetmek amacıyla kurulmuş hayır kurumları istifade etmektedir. Bu yönüyle Kurban, İslâm'ın temel hedeflerinden birisi olan sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın sergilendiği başat uygulamalardan birisidir. Kurban bir gelenek değil, kitap ve sünnetle emredilmiş bir ibadettir. Kurban ibadeti de, zekat ibadeti gibi Hicretin ikinci yılında meşru kılınmıştır. Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulur: “Kendilerine ait bir takım faydalarına şahit olsunlar için, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanları kurban ederken üzerlerine Allah'ın adını ansınlar. Kestiklerinizden kendiniz de yiyin, yoksul ve fakirleri de doyurun.”(Hacc 22/28) Nitekim peygamber efendimiz, bizzat kendisi de kurban kesmiştir. Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur: "Allah'ın Rasûlü, beyaz renkli iki koç kurban ederdi." (Müslim,Edâhî,3)
Pazar günü gireceğimiz bayramın sabahında; erkenden kalkarak yıkanıp temizlendikten sonra camiye, sabah ve bayram namazlarımızı kılmak üzere gidelim. Temiz ve yeni elbiseler giyinelim. Güzel koku sürünerek mümkünse namaza yürüyerek gidip dönerken farklı bir güzergahı takip edelim ve yolda tekbirler getirelim. Güler yüzlü ve sevinçli görünüp yoksullara çokça sadakalar verelim. Kurban keseceksek kurbanımızın etinden yiyinceye kadar oruç tutuyormuş gibi bir şey yiyip içmeden Kurbanımızın etiyle iftar edelim. Çünkü peygamberimiz böyle yaparlardı. Bütün bunlar bayramda yapılması müstehap olan işlerdendir. Bayram günleri sevinç günleridir. Bu günlerde annemizin-babamız başta olmak üzere büyüklerimizin ellerini öpüp hayır dualarını alalım. Küçüklerimizi sevindirip mutlu edelim. Komşularımız başta olmak üzere tanıdıklarımızla bayramlaşalım. Bizden hayır dua bekleyen geçmişlerimizin mezarlarına giderek onlar için dualar edip sadakalar verelim. Tanıdıklarımızdan küs ve dargın olanları barıştıralım. Her zaman olduğu gibi bayram günlerinde de İslâm'ın emrettiği şekilde çevremizdeki insanlara iyi davranarak incitici ve zarar verici davranışlardan uzak duralım. Kurban atıkları başta olmak üzere çevremize karşı duyarlı olalım ve kirletmekten sakınalım. Bu günlerde akraba ve komşularımızla olan ilişkilerimizi kuvvetlendirip birlik ve kardeşliğimizi güçlü kılalım. Diğer taraftan Filistin ve Gazze de zalim ve katil İsrail’in uzun zamandır devam ettirdiği zulüm ve ateş altında inim inim inleyen kardeşlerimiz başta olmak üzere, Doğu Türkistan ve diğer yerlerdeki mazlum kardeşlerimizi unutmayalım. Onlar için dualarımızı ve üzerimize düşen her türlü yardımı esirgemeyelim. Soykırımcı İsrail’e yardım anlamına gelen, İsrail menşeli malları boykot etmeye devam edelim.
Bu şuurla idrak edeceğimiz mübarek Kurban bayramının ülkemize, İslâm alemine ve bütün insanlığa huzur, iyilik ve hayırlar getirmesini niyaz ediyorum. Bayramımız mübarek olsun.