Kadim kitabımız Kutadgu Bilig biz Türk milleti için devlet yönetimi ve insan mutluluğu için hazırlanmış ve yazılmış en önemli birkaç kitabımızdan biridir.

Bilindiği gibi Kutadgu Bilig “Klasik Türk edebiyatının ilk eseri diye gösterilen Kutadgu Bilig, Uygur devresi dediğimiz müşterek eski Türk yazı dili devresinin mahsullerindendir. Eser bu ilk Türk yazı dili devresinin sonlarında mütefekkir şair Balasagun’lu Yusuf tarafından Balasagun’da yazılmağa başlanmıştır. Yusuf sonradan Kaşgar’a giderek Kutadgu Bilig’i orada tamamlamış ve ithaf ettiği Karahanlı Hükümdarı Tavgaç Uluğ Buğra Kara Han Ebu Ali Hasan b. Süleyman Arslan Kara Han’a okumuştur. Hükümdar çok beğenmiş ve şairine Has Hacib unvanını vermiştir. Eserin bitiş tarihi 1070’tir. Bu tarihten sonra Kutadgu Bilig, uzun zaman unutulduktan sonra bir defa meydana çıkarılarak bir manzum mukaddime ilave edilmiş, daha sonra mensur bir mukaddime ile üçüncü defa tedvin edilmiştir.” (R. Rahmeti Arat)

Bu yazımızda Kutadgu Bilig’den alıntıları aktarıyorum.

“Gönlünü ve dilini doğru tut!

Allah’tan ne gelirse ona razı ol!”

“Halka faydalı ol, onlara zarar verme!

Bütün halka içten gelen merhamet göster.”

“Daima iyilik yap ki, kendin de iyilik bul.

Allah’a sığın, onun emrine itaatsizlik etme!”

“İyi hareket et, kötülerin zararlarını ortadan kaldır!

İnen yükselir, yükselen iner, parlayan söner ve yükselen durur.”

“Kötülük değersiz bir şey olduğu için, onu yapan da değersizdir.

Çok dinle fakat az konuş.  Sözü akıl ile söyle ve bilgi ile süsle.”

 “Öfke ve gazapla işe yaklaşma; eğer yaklaşırsan, ömrü heder edersin.

Sebebini sorarsan, sana söyleyeyim; er mert ve yiğit, sözümü dinle.”

“Bütün iyilikler bilginin faydasıdır.

Bilgi ile göğe dahi yol bulunur.”

“Diline ve gözüne sahip ol, boğazına dikkat et; az ye, fakat helal ye.”

“Ey nimet sahibi olan kimse, şükret.

Şükredene Tanrı nimetini artırır.

İnsan nadir değil, insanlık nadirdir.”

“İnsan az değil, doğruluk azdır.

İnsan süsü, yüz; yüzün süsü, göz; aklın süsü, dil; dilin süsü, sözdür.”

 “Doğan ölür, ondan eser olarak söz kalır.

Sözünü iyi söyle, ölümsüz olursun.”

“Kimin sana biraz emeği geçerse, sen ona karşılık daha fazlasını yapmalısın.”

“Benim bilgisiz ile hiçbir sözüm yoktur; ey bilgili, iste ben senin kulunum.”

“Halkın dili kötüdür, seni çekiştirir; insanın tabiatı kıskançtır, etini yer.”

“İnsan, binlerce yaşasa, arzu ettiği şeylere kavuşsa bile, yine dileği bitmez.”

“Sözümü sana söylemiş olduğum için, çekinerek, iste böyle senden özür diledim.”

“Ey alim hâkim, dileğim benden sonra geleceklere kalacak bir söz söylemek idi.”

“Anlayış ve bilgi çok iyi şeydir; eğer bulursan, onları kullan ve uçup göğe çık.”

“Söz ağızda iken sahibinin esiridir, ağızdan çıktıktan sonra sahibi onun esirdir.”

“Dikkatle bakınca, yüküm hafifledi; kendi kendime:

Söyle, içindekileri dök dedim.

Bu sözümü bilgili için söyledim, bilgisizin dilini ben de bilemiyorum”

“Anlayış ve bilginin ne olduğunu bilen, bu memleket beyi ne der, dinle.”

“Sen her sözünü bilgi ile söyle; her kesin bilgi ile büyük olduğunu bil.”

“Sözü söyleyen yanılabilir ve şaşırır; anlayışlı isterse, bunu düzeltir.”

“Söz kara yere mavi gökten indi; insan kendisine sözü ile değer verdirdi.”

“Akıl bir meşaledir. Kör için göz, ölü vücut için can, dilsiz için sözdür.”

“Sözü bilerek söyleyen çok kimse var; benim için sözü anlayan adam azizdir.”

“Bak, doğan ölür; ondan, eser olarak, söz kalır; sözünü iyi söyle! ölümsüz olursun.”

“İnsandan insana çok fark vardır; bu fark bilgiden ileri gelir, sözüm buna dairdir.”

“Halkı idare eden hâkim ve alim beyler, bilgisizin işini kılıç ile halletmişlerdir.”

“Her sözü söz diye ağzından çıkarma.

Lüzumlu olan sözü düşünerek ve ihtiyatla söyle.”

“Anlayış geldi ve “İyice dikkat et; sözün yanlış olursa, sana zararı dokunur.” dedi.”

“İnsan gönlü dibi olmayan bir deniz gibidir; bilgi onun dibinde yatan inciye benzer.”

“Dünyayı elinde tutan, onu anlayış ile tuttu; halka hükmeden, bu işi bilgi ile yaptı.”

“Hangi işe girersen, önce sonunu düşün; sonu düşünülmeyen işler, insana zarar getirir.”

“Huzur istersen zahmet ile birlikte gelir.

Sevinç istersen kaygı ile birlikte bulunur.”

“İnsan inciyi denizden çıkarmadıkça, o ister inci olsun ister çakıl taşı, fark etmez.”

“Bu yalinguk (insan) adi insana yanıldığı için verildi; yanılmak insan için yaratıldı.”

“Bu dünyanın kusuru bin, meziyeti ise birdir.

İnsan bunu nasıl geçirirse, o öyle geçer.”

Ey asil insan! insanlığı elinden bırakma; insanlığa karşı daima insanlıkla muamele et.”

“Hiçbir işte acele etme, sabırlı ol, kendini tut; sabırlı insanlar arzularına erişirler.”

“Çok mal aç gözlüyü doyurmaz.

Ecel gelince pişman olur, fakat artık işini yoluna koyamaz.”

“Gurur faydasızdır, o insanları kendinden soğutur.

Alçak gönüllülük ise insanı yükseltir.”

Söz, deve burnu gibi, yularlıdır; o, dişi deve boynu gibi, nereye çekilirse, oraya gider.”

“Akıl senin için iyi ve yeminli bir dosttur.

Bilgi senin için çok merhametli bir kardeştir.”

“Her mahlûk kendi nasibini alır.

Yürüyenler yiyeceklerini ve uçanlar da yemlerini bulurlar.”

“Bu dünya renkli bir gölge gibidir, onun peşine düşersen kaçar; sen kaçarsan o seni kovalar.”

“Elini uzatarak gökteki yıldızları tutsan ve başın göğe değse bile, sonunda sen yine yerdesin.”

“Sen bana yanılmayan bir kimse söyleyebilir misin; ben sana yanılan binlerce insan göstereyim.”

“Bilgisiz bilgiliye daima düşman olmuştur; bilgisiz bilgili ile her zaman mücadele halindedir.”

“Her bakımdan tam zengin olmak istersen, kanaatkâr ol.

Böylece kendi nasibini elde etmiş olursun.”

“Kötülük edersen, kötülüğün karşılığı pişmanlıktır.

Elinden gelirse, kötülüğün inadına iyilik yap.”

 “Kara toprak altındaki altın, taştan farksızdır.

Oradan çıkınca, beylerin başında tuğ tokası olur.”

“Menfaat sandalyeye benzer; başında taşırsan seni küçültür, ayağının altına alırsan seni yükseltir.”

“Eğer kendine candan bağlı birisini arıyorsan, sözün kısası, kendinden daha candan birini bulamazsın.”

“Yalnız kendi menfaatini gözeten dosta gönül bağlama.

Fayda görmezse, sana düşman olur, ondan vazgeç.”

“Başkasının zararını isteme, kendin de zarar verme; hep iyilik yap, kendi heva ve heveslerine hâkim ol.”

“İşe acele ile girme, sabır ve teenni ile hareket et.

Acele yapılmış olan işler yarın pişmanlık getirir.”

“İşi adaletle yap, buna gayret et; hiçbir zaman zulüm etme;”

“Allah’a kulluk et ve O’nun kapısına yüz sür.”

“Hangi iş olursa olsun, sen onu tatlı dille karşıla; her işte tatlı dil kullanırsan sааdet sаnа bağlanır.”

“İnsanların seçkini insanlığa faydalı olan insandır.”

“Halk nаzаrındа muteber kimse, merhametli olan insandır.”

“İnsаnа insanlığı nisbetinde mukabelede bulun.

Böyle mukаbelede bulunduğu için, İnsаnа insаn аdı verilmiştir.”

“Bir insаn bütün dünyаyа tаmаmen sаhip olsа bile, sonundа dünyа kаlır; onun kısmetine аncаk iki top bez düşer.”

“Büyüklük tаslаyаn, kibirli ve küstаh аdаm, tаtsız ve sevimsiz olur; kibirli insаnın itibаri günden güne аzаlır.”

“Dünyayı elde tutmak için, insаn anlayışlı olmalıdır; halka hâkim olmak için ise hem akıl hem cesaret gerekir.”

“Bilgi sahibi insanlar pek azdır; bilgisiz ise çoktur, bil ki, anlayışsız insanlar çok; аnlаyışlılаr ise, nadirdir.”

“İnsаnın bunca zahmet çekmesi hep boğazı ve sırtı içindir; mal toplar, yiyemez; öldükten sonrа da vebali altında kаlır.”

“Dünyа ve Ahireti her ikisini birden elde etmek istersen, şu birkaç işi bırakma; muktedirsen bunları mutlaka yerine getir!”

“İnsanı dil kıymetlendirir ve insаn onunla sааdet bulur.

İnsаnı dil kıymetten düşürür ve insаnın dili yüzünden bаşı gider.”

İnsаn sözünü dil dili ile söyler; sözü iyi olursа, yüzü pаrlаr.

“Fenalık cahillikten doğar, hаstаlıklаr kötülükler hep aynı noksanlıktan ileri gelir.

Fakat tedavi ile hаstаlаrа şifa verilebilir; terbiye ile kötüler iyi edilebilir; okumak yoluyla da bilgisizlere bilgi verilmiş olur.”